20

4.2K 310 176
                                    

Jeongguk okulsuz geçen bir haftanın bitmiş olmasına ilk defa seviniyordu, arkadaşlarını ve Taehyung'u özlemişti. Fakat dün öğrendiğine göre Taehyung birkaç gün daha gelemeyecekti çünkü yürümek hâlâ zordu alfa için. Yine de Jimin'e destek olacağı için mutluydu Jeongguk, evden erken çıkıp arkadaşının evinin önünde bitmesinin sebebi de buydu.

Şimdi iki arkadaş okula gidiyordu, Jimin mutsuz görünüyordu. Jeongguk arkadaşını mutlu etmek adına en sevdiği tosttan almış ve konuşturmaya çalışmıştı, Jimin dayanamayıp ağlamaya başlamıştı tostunu yerken. Jeongguk, arkadaşının sırtını okşadı. Jimin, yanağındaki gözyaşları silerken konuşmaya başlamıştı bile.

"Ben nasıl unutacağım? Aptal omegam sızlanıp duruyor, ben ise ilk defa onu bastırmak zorundayım. Bu kadar duygusal biri değilim fakat neden ağlayıp duruyorum?"

Jeongguk, arkadaşına sarıldığında ağlaması yatışmıştı Jimin'in. İç çekiyordu şimdi sadece.

"Her şey anlaşıldığında ve senin öyle bir şey yapmadığını anladığında çok pişman olacak fakat sen onunla olmak istiyor musun?" Bu Jeongguk'un merak ettiği bir soruydu, Jimin ve Yoongi'nin bundan sonraki ilişkileri bu sorunun cevabına bağlıydı.

"İstemiyorum, bir daha yüzünü bile görmek istemiyorum. Elimde olsa okulumu değiştirirdim fakat ben kaçmıyorum, hiçbir şey yapmadım ve bunu kanıtlamaktan geri durmayacağım. Artık Yoongi'nin hakkımda düşündüklerini önemsemeyeceğimi tekrar ediyorum kendi kendime, yine de önemsemeden duramıyorum. Keşke omegam bu kadar acınası olmasaydı."

Ayrıldıklarında Jeongguk gülümsemişti içtenlikle ve arkadaşına güç vermek adına kolunu sıkmıştı hafif.

"Ben, bunu aşmanda yardımcı olacağım. Daha fazla ağlama, tamam mı?" Jimin kafasını sallamış ve gülümsemeye çalışmıştı, her saniye gülümseyen çocuk şu sıralar unutmuştu bunu. Jeongguk tostu Jimin'in ağzına geri sokarken saçma şakalarını yapıp arkadaşını güldürmeye başlamıştı bile.

Okula vardıklarında bahçede kimsenin olmadığını fark etti ikili, durumun garipliğiyle aynı anda birbirlerine baktılar. Normalde bu saatte bahçe doluyor olmalıydı, öyle ki dörtlü çoğu zaman yer bulamayıp kantine giderdi.

İçeri girdiklerinde bahçede neden kimsenin olmadığını anladılar, okulun not panosunun bulunduğu yerde bir fotoğraf bulunuyordu ve herkes ona bakıp bir şeyler konuşuyordu, yine. Fotoğraf uzaktan belli olmadığı için yakınına gitmeye çalıştı Jimin birilerini ite ite. Sonunda fotoğrafı gördüğündeyse bir şok dalgasını tüm vücudunda hissetti, bakan herkes fotoğraftakilerin Min Yoongi ve Min Kyung olduğunu anlardı. Yoongi küçük görünüyordu fotoğrafta, Kyung ise ergenliğinde gibiydi.

Jimin ikinci kez düşünmeden çıkardı fotoğrafı panodan, bazıları Jimin'e küfredip fotoğrafı elinden almaya çalışıyordu. Kendisini çekiştirenleri itmeye çalıştı, Jeongguk da devreye girmişti ve Jimin'in elinden fotoğrafı alıp yırtmıştı. Şimdi küfür yiyen iki kişi vardı. Jimin hem sinirden hem de çekiştirilmenin verdiği rahatsızlıktan kıpkırmızı olmuştu, Jeongguk arkadaşının koluna girip lavaboya götürmüş ve elini yüzünü yıkamıştı.

"Yoongi bunu görmüş müdür?" Jimin, su damlaları çenesinden akarken sormuştu. Jeongguk arkadaşına peçete uzattı.

"Sanmam, görseydi yırtardı." Jimin kafasını salladı, o da bu ihtimalin doğru olmasını istiyordu.

"Bunu yapabilecek kişileri bulmamız lazım." Jimin gerçekten bunu yapanı veya yapanları merak ediyordu, okulun çoğunluğunu tanıyordu. Kimden şüphelenmesi gerektiğini bilmiyordu fakat bulacağına yemin etmişti sabaha kadar ağladığı gece. Yoongi'yle arasını düzelteceğinden değildi ama en azından bunu yapan kişiye ufak bir ders verip kendisini suçlayan alfaya söylediklerini yedirmek istemişti.

chaude pluie, taekook omegaverseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin