Tres

207 33 43
                                    

Uçağın inmesi ile beraber derin bir nefes verdi iki arkadaş. Uzun süren yolculukları sonunda bitmişti. Jimin tedirgindi biraz. Onunla karşılaşma ihtimali neydi ki? Londra büyük bir şehir karşılaşmaları imkansızdı. Öyledir umarım. Düşüncelerini kafasından attı. Koskoca şehir sonuçta çok zor karşılaşmaları. Uçaktan inip bavullarını aldılar. Sonrasında ise kalacakları otele geldiler. Odaya yerleştiler. Onlar için her şey çok iyi gidiyordu. Şimdilik.

∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆

Cumartesi günü olduğu için normale göre daha geç kalktı Taehyung. Günlük işlerini hallettikten sonra evini temizlemeye koyuldu.

Evi çok kirlenmeşti. Iki buçuk saat gibi bir zamandan sonra odasında olan eşyaları toplarken eski günlükleri buldu. Kendisinin ve Onun günlüğü. O almıştı onun günlüğünü de. Onunla beraber olduğu bütün fotoğrafları, ona kendisini hatırlatacak herşeyi almıştı.  En azından buna izin vermişti ailesi. Sayfalarını açıp okumaya başladı.

17.09.2017

Bugün ilk kez Taehyung ile tatile çıkacağız. Sadece ikimiz. Başka kimse olmayacak. Çok heyecanlıyım. Uzun zamandır ikimizin de buna ihtiyacı var. Çok eğleneceğimize eminim. Onu dünya da olan herşeyden daha çok seviyorum. Beraber o kadar mutluyuz ki. Her gün tanrıya şükrediyorum. Iyi ki karşıma onu çıkardı. Iyi ki aynı lisedeydik. O dünya da tanıdığım en iyi insan. Beni mükemmel hissettiriyor.
Ona çok aşığım. Şimdi hazırlanmam lazım. Bavulumu hazırlayacağım. Sonra Taehyung'un evine gideceğim. Kesinlikle o bavulunu hazırlamamış olacak ve benden yardım isteyecek. Sonra şunu da koyalım bunu da koyalım diyecek ve bavul ağzına kadar dolucak. Taehyung bu çünkü. Olsun, onu her haliyle çok seviyorum.

Gözleri doldu genç adamın. Ne olmuştu şimdi? Onlar neden bu haldeydi ki? Neden onlar birlikte değildi şimdi? Neden o şimdi Taehyung'u hatırlamıyordu?
Hiç mi umursamıyordu ailesi?
Çok mu iyiydi şimdi?
Yeni birileri mi vardı?
Neden böyle oldu ki?
Genç adam hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Göz yaşları çenesinden süzülüp günlüğün sayfalarına geliyordu. Bunların hiçbiri umurunda değildi. Katlanmak çok zordu ve artık dayanamıyordu buna. Yalvardı tanrıya.
"Sadece bir kerecik onu görmek istiyorum. Beni hatırlamamasına razıyım. Sadece bir kez kokusunu içime çekeyim. Bir kerecik ona sarılayım. Sadece bir kereliğine ona ihtiyacım var çünkü. Yaşamak çok zor geliyor. Onsuz olmuyor hiçbir şey."

Yere çöktü iyice. Nefesi bile ona batıyordu sanki.  Zamanın onu daha kötü yapacağını biliyordu. Kendisini kandırmaya çalışıyordu sadece. 'iyi olacağım' diyordu.

∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆

Jin ve Jimin ise Otele yerleştikten sonrasında dışarıya çıkmaya karar vermişlerdi. Cumartesi günüydü bugün ve hava gayette güzeldi. Gezmek için dışarı çıktılar. British museum'a ve big Ben'e gittiler.  Çok eğlendiler. Hemde çok.

Jin habersizdi o eğlenirken onun için ağlayan birinin olduğundan. Bilseydi de ne yapabilirdi ki zaten? O kimdi ki? Jin daha kendini doğru dürüst hatırlamıyordu. Onu mu hatırlayacaktı?

•••••••

Bir haftadır İngiltere'delerdi Jimin ve Jin. Her gün yeni yerlere gidiyorlar, geziyorlar çok eğleniyorlardı. Jimin gittikleri her yerde biraz da olsa endişe taşıyordu içinde. Onunla karşılaşmak istemiyordu çünkü.

Remember {TAEJIN} Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin