Wonderkid ○Taylan Antalyalı○

🔴

( Taylan'ın ağzından )

  - Yarın bu anı hatırlama tamam mı ? Kariyerimin zirvesinde ölmek istemiyorum.

Mayıs: Eğer karşılık vermeseydin şimdi kariyerinin zirvesinde ölecektin.

Burun burunaydık. Gözlerime iki yıl önce baktığı gibi bakıyordu. Öfke, kin, intikam yoktu. Bu halini özlediğimi farkettim. Yüzünü boynuma gömüp mırıldanmaya başladı. Sonra aklına bir şey gelmiş gibi tekrar kafasını kaldırıp baktı bana

Mayıs: Çok sıcak olmadı mı? Çıkartsana şu gömleği

Vereceğim cevabı beklemeden gömleğimin düğmelerini açmaya başladı. Şaşkın bakışlarımla onu izliyordum. Düğmeleri açtıktan  sonra sırtımdan çıkarmak için arkama geçti. Kolundan tutup tekrar önüme çektim.

- Mayıs, sapık mısın kızım sen ? Yarın uyandığında pişman olacağın şeyler yapıyosun. Yapma

Mayıs: Beni artık sevmiyor musun ?

Bu davranışlarına bi son vermesi gerekiyordu. Cevabım şu an canını yakacak olsa da yarın hatırlamayacaktı nasıl olsa.

- Hayır, sevmiyorum seni. Yapma böyle şeyler. Lütfen

Mayıs: Ama sevmeseydin beni buraya getirmezdin ,sırf yoruldum dedim diye kucağına almazdın, Mert Hakan'la dans ettim diye sinirlenip gitmezdin.  yalan söylüyorsun

- Senle uğraşmak eteboyla ikili ortasaha oynamaktan daha zor

Mayıs: Tamam ben anladım git istediğin yere zorlamıyorum seni.

  Yüzüme nefretle baktıktan sonra yatağa yatıp ağlamaya başladı. Hıçkırıkları asla kesilmiyordu. Arada bana küfür etmeyi de ihmal etmiyordu.
  
  Ona bıkkın bi ifadeyle bakarken havanın gerçekten çok sıcak olduğunu farkedip, Mayıs'ın düğmelerini açtığı gömleğimi tamamen çıkardım. Üzerinde hala elbise vardı ve onu bu sekilde bırakıp gidersem ağlayarak bu elbiseyle uyuyakalacaktı.

- Hadi kalk da üstünü değiştirelim. Böyle uyuyamazsın

Hıçkırıklarının arasında" Ya gitsene,istemiyorum. Niye sevmediğin birinin nasıl uyuduğu umrunda ki ? " diye bağırdı.

- Benim hasta olmam neden senin umrundaysa nasıl uyuduğun da o yüzden benim umrumda.

Kolundan tutup dolabın önüne getirdim onu.

- Ne giyineceksin. Seç hemen

Bana sinirle bakıp dolaptan şort ve tişört çıkardı. Elinden tişört ve şortu çekip giydirmek üzere harekete geçecektim ki beni durdurdu

Mayıs: Höst. Yavaş ol aslan parçası. Dön lan arkanı. Namus diye töre, edep ,terbiye diye şeyler var bu ülkede haberin yok heralde

- Namus diyene bak. Demin beni soyup yatağa atmaya çalışıyodun.

Mayıs: O beni sevdiğini düşünürkendi.

- Ha seni sevsem ortada sorun kalmıyo yani

Mayıs: Off ne konuştun be. Tatavayı kes de arkanı dön.

Ona göz devirerek arkamı döndüm. Yaklaşık bir dakika sonra "Taylaan" diye mırıldandı.

- Bitti mi dönüyorum.

Mayıs: Ben bu elbisenin fermuarını açılmıyor. Yardım etsene

  Kendi kendime gülüp yanına gittim. Saçlarını nazikçe omzuna bırakırken elimi fermuara götürdüm. Fermuarda bir sorun yoktu ama bu yakınlık hoşuma gittiği için sıkışmış gibi davrandım. Ben fermuarla uğraşırken o ağlamaktan akmış makyajıyla aynaya bakıyordu.