Yalnızlık

122 14 3
                                    

Ameliyat bitmişti ve onu ayrı bir odaya çıkarttılar. Bilinci yerinde değildi. Ayrıca daha gözlerini açmamıştı.

Ben odaya girmiştim. Henry dışarıda bekliyordu. Bir kaç dakika sonra uyandı.

"Beni buraya siz mi getirdiniz?"

"Evet efendim."

"İsmim Natalie."

"Aa"

"Ya senin?"

"Isabel."

"Ne kadar güzel bir isim."

"Teşekkür ederim. "

"Sen de...aşırı öfke kontrolsüzlüğü yaşıyorsun değil mi?

"E-evet."

"Epileptik biri daha.."

"Anlamadım."

"Senin gibi bir kaç insan var. Onlarda öfkelerine hakim olamıyorlar."

"Peki ya sen?"

"Aah ben bir Epileptik Koruyucusu'yum."

"Nasıl yani."

"Epileptik insanları durduracak olan koruyucular vardır. Bunu bilmiyor musun?"

"Ah hayır. Bilmiyordum."

"Ama o çocuk-" lafını bitirmeden içeri Henry girdi.

"İyi olmanıza sevindim efendim. Ben Henry."

"Merhaba Henry. Ben de Natalie."

Hızlıca odadan çıktım. Bugün gerçekten çok şey yaşamıştım. Ben Epileptik bir karakterdim. Ayrıca Henry'nin bununla ilgisi neydi???

Hastanenin bahçesindeki banklardan birinde oturuyordum. Henry yanıma geldi ve oturdu.

"Natalie bana çok garip şeyler anlattı."

Başımı çevirip Henry'ye baktım.

"Ne gibi."

"Aslında bunlar çok garip."

"Henry."

"Pekâlâ şöyle yapalım. Farkındaysan hala adını bilmiyorum."

"Adım Isabel."

"Isabel."

"Aa evet...anlatacak mısın?"

"Açıkcası bu çok saçma ama galiba neden bana dokununca öfkenin yok olduğunu biliyorum."

"Biliyor musun?.. Peki ya neden?"

"Çünkü..."

"Evet."

"Benimle çıkarsan belki nedenini söylerim."

"Ne? Niye bu tip şeyleri istemekten vazgeçmiyorsun?"

Gülümsedi ve ayağa kalktı.

"Natalie seni bekliyor."dedikten sonra ellerini cebine koyup yürümeye başladı.

Natalie'nin yanına gittim.

"Beni istemişsin."

"Aa evet... Açıkcası senden birşey istemem gerekiyor."

"Tabiki."

"Bunu al."dedi boynundan çıkarttığı kolyeyi bana uzatarak.

"Bu ne?"

"Bunu koruduğum epileptiğe teslim etmem lazım. Ama bu halde gitmem imkansız. Bunu benim için yapabilir misin?"

"Peki ya onu nasıl bulucam?"

"Paltomun cebinde bir adres var. Orada yaşıyor."

Ertesi gün erkenden kalktım. Kahvaltımı yaptıktan sonra hazırlanıp evden çıktım.

Adresin yazılı olduğu kağıda bakıyordum.

Henry kağıdı elimden almasaydı.

"Ne istiyorsun?"

"Seninle geliyorum."

"Ne?"

"Sevindin mi?"

"Tabiki de hayır."

Bu sefer elindeki kağıdı ben aldım ve hızlı adımlarla ilerlemeye başladım.

"Hey! Seninle gelmemi Natalie istedi."

Durdum.

"Neden?"

"Benimle çıkacak mısın?"

"Aah unut gitsin."

Bu sefer daha hızlı yürümeye başladım. Henry arkamdan geliyordu.

Önce otobüse bindik. Yolculuk 2 saat sürdü ve bizi ormanlık bir alanda indirdi.

"Burası da neresi?"

"Adresi versene."

"Al."dedim ve adresi ona uzattım.

"Buralarda bir köy olmalı."

"Aa peki ya oraya nasıl gidicez?"

Etrafına bakındı.

"İşte orda biri var. Ona soralım."

"Tamam."

Adamın yanına gittik.

"Merhaba efendim."

"Merhaba çocuklar."

"Biz bu adresi arıyorduk."dedi elindeki kağıdı uzatarak.

"Biraz uzakta. Tarif etmekle olmaz. Ben sizi götürürüm."

"Bu çok iyi olur."

Adam bizi arabasıyla adreste yazan eve götürdü.

Adama teşekkür edip arabadan indim.

Burası gerçekten çok güzeldi. Çiceklerle çevriliydi ev. Sağ tarafta bir kiraz ağacı vardı. Kiraz ağacının etrafında kuşlar...

Eve doğru giden taş bir yol vardı önümüzde. Yavaş yavaş ilerledim o yolda.

Burası gerçekten insana huzur veriyordu.

Ayrıca bu dünyada tek Epileptik ben değildim. Benim gibi insanlarda vardı.

Yalnızlığım bitmişti...

ÖFKE DOLU(Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin