"S-Smyrna..."
"These ben seni özledim."
"Ama..."
"Bak biliyorum, ben hafızamı kaybettim ama düğünümüzde o saldırı olmasaydı bu zaten olacaktı çünkü bizim anılarımız olmasa da aşkımız var. Benim kalbim seni ilk gördüğümden beri hep delicesine çarpıyor, senin bana olan aşkından eminim. O halde bu uzaklık nedendir?"
"Smyrna, beni yanlış anlamanı istemem. Hele ki sana olan aşkımdan asla şüphe etmeni istemem ama senin hafızan geri gelmeden bunu yaşamamız doğru olmaz. Şimdi bunun nedenini anlamadığını biliyorum ama inan hafızan geri gelince anlayacaksın. Şimdi ben bu gece burada kalmasam daha iyi olacak galiba, ben aşağıdaki misafir odasına gidiyorum ama şunu asla unutma, sana çok aşığım."
These'den
Odada olanlardan sonra ben hemen giyecek çamaşırlarımı ve pijamalarımı alıp odayı terk ettim. Aşağıdaki misafir odasına indim ve hemen giyindiğim gibi de gidip içkilerin bulunduğu konsoldan bir şişe viskiyi aldım, misafir odasına döndüğüm gibi şişeyi kafama dikip içtikçe içmeye başladım. Bir yandan da bütün bu yaşananlara küfrediyordum çünkü Smyrna'ye deli divane aşık olsam da ve Smyrna de bana deli gibi aşık olsa da aramızdaki-yalnızca benim yalan olduğunu bildiğim- bu evlilik yalanı, ayrıca Smyrna'nin hiçbir şey hatırlamıyor oluşundan kaynaklanan belirsizlik bizim aramıza set çekiyordu. Ben ise bu uzaklığa artık neredeyse dayanamayacak haldeydim ama yine de yapamazdım işte. Bugün Smyrna diye ad verdiğim ama aslında hafızasını kaybetmiş olan bu kızla birlikte olsam insanlık onurumu kaybetmiş olurdum, bunu biliyordum çünkü bu birliktelik yaşansa bunun tecavüzden bir farkı kalmayacaktı. Ben böyle düşünürken artık üzüntüden etrafı yumruklayıp tekmelemeye başlamıştım.
Smyrna'den
These odadan çıktıktan sonra öyle kahrolmuştum ki ne yapacağımı bilemeyrek bir süre daha olduğum yerde dikilmiştim. Sonra nihayet biraz daha kendime geldiğimde üzerime başka bir gecelik giyip yatağa uzandım ama yine de These'nin söylediklerini aklımdan çıkaramıyordum. Benim hafızamın geri gelmesinin bu konuda neden bu kadar önemli olduğunu anlayamıyordum. These'nin bana olan aşkından şüphe etmek istemesem de aramızdaki bu anlam veremediğim soğukluk karşısında inciniyordum, sinirlerim bozuluyordu. Sonunda bütün bu olanlara dayanamayarak ağlama krizine girip ağladıkça ağladım.
Sabah olduğunda ikimiz de sanki hiç konuşmadan aramızda anlaşmış ve dün gece yaşananları aile eşrafına hissetirmemek için mutluluk pozları veriyorken These'nin telefonuna gelen bir e-posta ile kahvaltı sofrasındaki herkes These için gururlanmıştı çünkü bu e-postada These'nin yaklaşık bir ay önce bastırdığı karışıklıklara karşın onun rütbesinin bir rütbe yükseltilmesine karar verildiği ve törenin hemen bugün akşam yapılmasına karar verildiği yazıyordu. Ya Leon These bu e-postayı okuduktan hemen sonra yine karargaha gitmişti. Bütün aile akşam için hazırlanıp akşam tören için karargaha geldiğimizde ise Leon'un teğmenlikten üstteğmenliğe yükselişine ilişkin töreni en önden izlemiştik. Törenle birlikte Leon These'ye bir de madalya takılmıştı. Ancak törenden sonra Leon bir ara ortadan kayboldu. Bunun nedenini anlayamamıştım.
Leonidas'tan
Tören sırasında esmer, orta boylu, çavuş rütbeli askerlerde birinin Smyrna'ye hadsizce baktığını görünce sinirden elim ayağım buz kesmişti. Törenden hemen sonra o askerin haddini bildirecektim. Törenden sonra önce gidip Stavro ile gizli görevimiz hakkında konuşup bazı bilgi paylaşımları yaptım. Ondan sonra ise çavuş rütbeli bu askeri bir kuytuda deyim yerindeyse yerin dibine soktum.
"Benim kim olduğumu biliyor musun asker?"
"Evet komutanım."
"Peki kimim ben?"
"Teğ...Üsteğmen Leonidas These Papadopulos'sunuz komutanım."
"Peki törenin başından beri hadsizce baktığın o kadının kim olduğunu biliyor musun?"
"Bilmiyorum komutanım."
Leon dayanamayıp iki yumruk ve bir tekme attı ve sonra şöyle konuştu:
"Bak asker, sana bunu ilk ve son kez söyleyeceğim. O kadın benim karım ve sen bundan sonra haddini bileceksin. Değil benim karıma, haddini bilmeden başka bir kadına böyle baktığını, disiplinsizlilk ettiğini görürsem seni ülkenin en ücra yerine sürdürürüm. Ayrıca bu yaptığın da cezasız kalmayacak. Bir ay boyunca her gün gece nöbetine kalacaksın ve üç ay boyunca karargahın tuvaletlerinin temzilenmesinde sen de temizlik görevlileriyle birlikte çalışacaksın, anladın mı?"
"E-Evet, komutanım emredersiniz ve özür dilerim komutanım. Bundan sonra haddimi asla aşmayacağım."
"Defol şimdi! Si*tir git! Yıkıl karşımdan!"
"E-Emredersiniz komutanım."
Smyrna'den
Leon'u törenden sonra tören alanında bulamayınca nerede olduğunu merak ederek orada fördüğüm hafif toplu, bıyıklı, tıknaz bir temizlik görevlisine Leon'un tam adını ve soyadını söyleyerek onu görüp görmediğini sordum. Bana Leon'u görmediğini söyleyince telefonumla Leon'u aradım ama telefonu kapalıydı, şarjının bittiğini düşündüm ve etrafta dolaşarak onu aramaya başladım. Yirmi dakika sonra Leon'un bir askeri haşladığına şahit oldum, duyduklarım ise gururumu okşamıştı. Yine de o asker gittikten sonra dayanamayıp hiçbir şeyi görüp duymamış gibi These'nin yanına giderek neler olduğunu sordum, ondan sonra aldığım cevapsa beni gerçekten güldürmüştü.
"These neler oluyor, seni tören alanında bulamayınca endişelendim."
"Hiç Smyrna'm. Hadsizin birine haddini bildirdim, hak ettiği cezayı verdim."
"Hahahahahahahahah! Var ya tam oyuncu olacak insanmışsın aşkım."
"Oyuncu mu? Neden?"
"Eğer az önce olanları istemden görüp duymasaydım asıl konunun bana yapılan bir saygısızlıktan dolayı olduğunu asla anlamazdım. Değil sesinden, yüz ifadenden bile hiçbir şey anlaşılmıyor. Galiba bunda biraz da askerliğinin etkisi var."
"Tabi var, gizli görevlere gittiğimizde eğer yakalanırsak yüz ifademizden bir şey anlamasınlar diye onca özel eğitimlerden geçiyoruz hepimiz."
"E ne yapalım, gidelim mademki evimize benim yetenekli oyuncu aman asker kocacım."
"Hahahahahahaha! Gidelim hayatım."
Bu sözlerin ardındanThese'nin elini tuttum ve birlikte karargahtan çıktık. Katina hala ile Vasili babayı biraz bekledik. Vasili babam ve Katina halam da geldiğinde ben ve These, These'nin arabasına, Katina halam ve babam ise babamın arabasına bindi ve evimize döndük. Biz evimize döndükten beş dakika sonra Arthur Bey, babamı arayarak hepimizi Leon'un rütbe almasını kutlamak için yemek yemek üzere yarın evlerine beklediklerini söylemiş. Vasili babam bu jeste çok sevinerek daveti kabul ettikten sonra bu durumu hepimize haber vermişti. These ve ben bunu babamdan öğrendiğimiz sırada ikimiz de yatmaya hazırlanıyorduk. Bu haberi aldıktan sonra duşa girdim ve kısa bir duş yaptım. Banyoya daha önceden getirdiğim çamaşırlar ile geceliği giydim. Sonra da banyodan çıktım. Ben odada bulunan banyodan çıktığımda These'nin ayakta durmuş halde odamızdaki pencereden gökyüzünü izlemekte olduğunu gördüm. Sonra da bu suskunluğa dayanamayıp zaten kaç saattir söylemek istediğim şeyi söyleyiverdim.
"Biliyorum, ben anılarımızı hatırlamadan birlikte olmayalım dedin ama en azından aynı yatakta uyuma konusunda çekingen davranma, orada öyle benden onay bekler gibi durma. Gökyüzüne baktığın yetti. Seni yan yanayken bile özlüyorum adam, hadi uyuyalım."
These'den
Smyrna'nin bana söylediklerinin üzerine bana elini de uzatmasıyla gözlerim dolmuş ama bunu ona yüzünü dönmeden önce ustalıkla gizlemiştim ve yüzümde bir gülümsemeyle yüzümü Smyrna'ye dönmüş, onun elini tutarak Smyrna ile beraberce yatağa gitmiştim. Dayanamayarak Smyrna'nin yasemin kokulu saçlarını koklamıştım. Bir saat sonra ikimiz de birbirimize istemsizce uyku arasında sarılmış olarak yatakta uyuyakalmıştık.
Bölüm Sonu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalan Evlilik
FanficTürk Diİli ve Edebiyatı ile Çağdaş Yunan Dili ve Edebiyatı bölümlerinden çift anadal yaparak mezun olmuş bir kızdı Hilal. Leonidas ise bir Yunan teğmen. Birinin hayatını kurtarabilmek adına söylenen yalandan bir evlilik doğdu. Ancak, yalan bir evli...