8. Bölüm

37 4 2
                                    

Gözlerimi açtığımda Afra, Taner ve Engin endişeli gözlerle bana bakıyorlardı.

"Bu işte fazla kötüsün be kızım!"

   Sanırım kafama aldığım darbeden dolayı pek bir şey hatırlamıyordum. Son hatırladığım şey, Taner'in mavi patenleriydi.

"Neredeyim? Ne oldu?" dediğimde Afra elinde bir su bardağıyla bana doğru geliyordu.

"Afralardayız." dedi Görkem. "Bayılınca buraya getirdik seni."

   Zeynep korkmuş gözlerle bana bakarken hafifçe doğrulup oturur pozisyona geçtim.

"İstersen bugün bizde kal. Yurt müdürü babamla tanışıyor," dedi Afra. "Halledebiliriz."

"Hayır ya gideyim ben zahmet etmene gerek yok." dedim. O sırada Taner elinde cips paketleriyle içeri girdi.

"Abi acıktım valla. Kızım sen hiç yemek yapmıyor musun?" dedi Afra'ya dönerek. Hepimiz gülmeye başladık. Espri yapmış olmasa da, her dediği şeye gülmeye kendimizi kararlaştırmıştık. Duvardaki siyah ve pembe renklerine bezenmiş dikdörtgen saat dikkatimi çekti. Sekiz buçuğu gösteriyordu. Yurt on ikide kapanıyordu ve bu ortamı bırakıp gitmek istemediğime karar verdim. Yine de biraz mütevazi olup bir kez daha kalmamı söylemelerini bekleyecektim. O sırada Taner televizyonun karşısındaki koltuğa yerleşti. Engin'in elindeki kumandayı almaya çalışırken;

"Oğlum bıraksana şunu! Maç var lan maç!" dedi. Birbirleriyle dalaşırken kumanda ikiye ayrıldı ve piller koltuğun altına yuvarlandı.

"Al işte! Beğendin mi yaptığını? Valla sikeceğim bu çocuğu, kırdın piç herif kırdın!" Taner kumandayla uğraşmaya devam ederken daha fazla parçaya ayrılınca vazgeçti ve cipsini yemeye devam etti.

"Millet ben gidiyorum, geç oldu zaten." dediğimde Zeynep sırtını dikleştirerek;

"Kızım saçmalama bu halde nasıl gideceksin? Afra yurt işini halledecek. Hem ben de kalırım, takılırız biraz. Film falan izleriz." dedi.

"Peki, tamam ama sorun çıkmayacağına eminsiniz değil mi?"

"Ya kızım bin defa mı söyleyelim, hallederiz diyorum." O sırada Taner araya girdi ve;

"Wowowow! Kızlar günü galiba,"dedi. "Ben de mi kalsam ne!"

Kızlarla hep bir ağızdan;

"İğrençleşme Taner!" dedik.

   Salonun ortasında ayakta dikilen Görkem, Engin'in ona doğru fırlattığı fındıkları ağzıyla yakalamaya çalışırken Taner araya girdi ve ikisi aynı anda yemeye çalışınca dudakları birbirine değdi. Hepimiz aynı anda gülmeye başladığımızda;

"Gay misin oğlum? Iyy pislik, senin de Engin'den farkın kalmadı," dedi Taner. "Yaklaşma bana."

"Lan sen niye araya giriyorsun? Kendin kaşındın." diye karşılık verdi Görkem. Taner elindeki sarı bezle dudaklarını silmeye çalışıyordu. Aynı zamanda, Görkem'e olduğunu düşündüğüm, küfürleri mırıldanıyordu. O sırada Afra elinde siyah bir eşofman ve pembe, üzerinde Betty Boop figürü olan bir tişört getirdi.

"Bedenlerimiz neredeyse aynı," dedi. "Al giy bunları." Pijamaları alarak banyoya gittim. Çıkardığım üniformalarımı katlayarak çantama tıktım. Çocukların yanına geri döndüğümde herkes televizyondaki Talk Show'u izliyordu. Afra beni görünce Taner'e yönelerek;

"Taner sen gitmiyor musun? Bak saat geç oldu annen merak eder." dedi. Taner;

"Aslında beni bu saatte yalnız dışarı bırakmayacağınızı düşünerek kalayım diye düşünmüştüm?" dedi. Gözlerimizi devirerek ona baktığımızda konuşmasına devam etti.

ÖyleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin