HÜKÜM (DÜZENLENİYOR)

18.BÖLÜM ✔

(Düzenlendi)

Serhat Şayar kız kardeşin koruyamadı onu verilen hükümden kurtaramadı biriciğini Haznedaroğlu ailesine kurban etmişti. Kendine çok kızıyordu annesini öldüren adamın kızına nasıl güvenmişti?

Bu hikayenin masumu Heja iken niye acı çeken oydu? Serhat sinirle ayağa kalktı aşağa babasının yanına gitti

- Heja daha küçük onun omuzuna niye bu kadar ağır bir yük bindirdin

Diye bağırdı Davut ağa öfkeyle ayağa kalktı

- ben senin babamın benimle bu şekilde konuşamazsın

Serhat sedire oturdu

-baba o küçük daha

O sırada Heja geldi ağabeyinin yanına oturdu

-ne kendini suçla ne de babamı ben istedim

Serhat hüzünle kız kardeşine baktı

-etme biriciğim sen daha küçüksün

Heja gülümsedi

-yaşım küçük olabilir sana söz veriyorum abim kimse beni ezemeyecek

Serhat bunu biliyordu yine de kardeşi için korkuyordu.

Davut ağa evlatlarına baktı yıllar önce yaptığı pişmanlığının altında ezildi. Heja babasının yanağını öptü

-üzülme baba bak ben artık üzülmüyorum

Davut ağa kızının yalan söylediğini biliyordu kızının gözündeki hüzünü görebiliyordu.

Heja üzgündü Heja kendisini çaresiz hissediyordu. Heja çaresizdi Azat Haznedaroğlu ona yabancıydı onunla nasıl bir ömür geçecekti? Çaresizliğine ağladı Heja, ailesi için bu evliliği kabul etti pişman değildi sadece geleceğini düşünüyordu.

Mutlu değildi genç kız ailesi bunu biliyordu ama kimse bir şey yapmıyordu. Serhat bile hiç bir şey yapmıyordu, Davut ağa belki Serhat bir şey yapar diye düşünmüştü ama ne yazıkki onun da elinden bir şey gelmiyordu kız kardeşini koruyamadı.

Heja elini yüzünü yıkadı mutfağa indi annesi Rojin hanımın gözü yaşlıydı kızını gören Rojin hanım gözünü sildi. Heja annesinin yanağını öptü

-güzel gözlere yaş hiç yakışmıyor Rojin hanım

Rojin hanım tebessüm etti

-senin gözlerin de güzel onlarada yaş olmasın

Heja derin nefes aldı içinden "keşke" diye geçirdi. Zorda olsa tebessüm ederek

-bak gözüme yaş var mı?

Diye sordu annesi gözlerini öptü

-yok ama gece de olmasın

Heja sessiz kaldı annesi biliyordu gece boyu ağladığını. Sessiz geçen akşam yemeğinden sonra herkes odasına gitti Heja yine çaresizliğiyle baş başa kaldı.

Pencereden dışarı izliyordu yağmur yağıyordu Heja acıyla "bulutlar acıma ağlıyor" diye fısıldadı.