42.BÖLÜM ✔️

3K 170 16
                                    


DÜZENLENDİ

3 hafta sonra(düğün günü)

Zaman su gibi akıp gitti, bugün Heja evleniyordu heyecanlı değildi mutlu değildi hiç böyle bir evlilik hayal etmedi. Okulunu bitirecek mesleğininde iyi bir yere geldikten sonra aşık olacak ve o adamla evlenecekti ama öyle bir şey olmadı.

Babasının yıllar önce yaptığı hatanın bedeli olarak o adamla evlenmek zorunda kaldı. Berfin elinde gelinlikle odasına geldi

-Canım gelinliğin geldi

diyince genç kız ağlamaya başladı Berfin elindeki gelinliği yatağa bıraktı Hejaya sarıldı genç kız içli içli ağlıyordu Berfin saçlarını okşuyordu.

Doya doya ağladı genç kız, muzaffer kardeşinin odasına geldi kardeşinin kızarmış gözlerini görünce canı yandı, muzafferi gören Berfin odadan çıktı. Muzaffer Hejaya sarıldı dindi dediği gözyaşları yine akmaya başladı,ağabeyi gözyaşlarından öptü

-keşke kardeşim elimden bir şey gelseydi senin o adamla evlenmeni engelleyebilseydim

o da ağlıyordu kardeşine daha sıkı sarıldı

-kendimi işe yaramaz hissediyorum ki zaten öyleyim seni koruyamadım özür dilerim

dedi genç kız ağabeyinin yanağını öptü

-Allah sizi başımdan eksik etmesin iyi ki varsınız sen, Serhat abim, Kadir abim ve babam hep beni korudunuz ben bu evden gitsem bile yine beni korumaya devam edeceksiniz biliyorum

dedi, muzaffer Hejanın alnından öptü odadan çıktı. Heja gelinliğini giymişti saç ve makyajını Berfin yaptı kuaför çağıralım dese de annesi genç kız kabul etmemişti.

Haznedaroğlu ailesi 1 hafta önce gelmişti Urfaya kaynanası Delal hanım kına gecesinde olsun dedi ama genç kız kesin bir dille olmaz dedi Delal hanım da çok fazla ısrar etmedi.

Heja yengesinin yardımıyla avluya indi Serhat elinde kırmızı kuşakla onu bekliyordu, genç kız ağır adımlarla ağabeyinin yanına gitti Serhat gözleri dolmuştu biriciği çok güzel olmuştu kuşağı bağladı alnından öpüp ona sarıldı Heja ağabeyinin kulağına "evimden gelinlikle değil kefenle çıkıyorum" diye fısıldadı.

Serhatın gözünde yaşlar firar etti biriciğini hiç istemese de Azata emanet ediyordu Heja ağabeyinin gözyaşlarını sildi babasına, Kadir abisine, muzaffer abisine sarıldı en son annesine sarıldı kırgındı annesine bugün bu kırgınlığı bitti anne kız doya doya ağladı ne Heja annesini bırakıyordu nede annesi onu Berfin zorla genç kızı annesinden ayırdı akmış makyajını temizledi işaret diliyle

- düğünün yapılacağı yerde tekrardan yaparım

dedi. Serhat kardeşini elini tutu kapıda bekleyen Azata teslim etti Azat ağaya

-Hele bi biriciğimi üz sana dünyayı dar ederim

dedi Azat ağa başını sallamakla yetindi. Arabaya bindikler düğünün yapılacağı yere gelene kadar hiç konuşmadılar, araba durdu Azat arabadan indi genç kızın kapısını açtı elini uzattı Heja tutmak istemese de arabadan inerken zorlanacağını bildiğinden elini tutu.

Azat ağa imam nikahı kıyılsın demişti ama Heja hayır demiş resmi nikah olmadan dini nikahın kıyılmayacağını söylemişti.

Resmi nikah kıyıldıktan sonra resmi nikah kıyıldı. Halaylar çektiler bir çok kişinin yüzünde gülümseme vardı fakat Hejanın ve Azatın yüzü gülmüyordu. Düğün bitmişti Mazlum ağa eşi ve çocukları uçakla gittiler ama Hejanın uçak korkusu olduğundan Azatla arabayla gideceklerdi, Heja son defa ailesiyle vedalaştı sonra arabaya bindi gözyaşlarıyla evine, ailesine veda etti.

Bitmiş miydi şimdi her şey son ana kadar  bir mucize olacağına inanmıştı oysaki.  Azata baktı , kocasına baktı evlenmişlerdi değil mi ? Kalbinde bir baş olan adamla evlenmişti ne kadar acınası bir durumdu bu !

Heja

-şimdi ne olacak?

Diye sordu Azat kısa bir bakış attı genç kıza sessiz kaldı diyecek bir söz yoktu.

Heja başını cama yaslayıp gözlerini kapattı elini abisinin mezuniyet hediyesi olarak aldığı kolyeye tutundu güç almak istercesine ...

Oh sonunda bitti Hejanın annesiyle vedasını yazarken zorlandım ablamın evden ayırdığı günü hatırladım da :-(

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum ... Eleştirirken saygı çerçevesinde eleştiri Yapınız kişliğime hakaret etmek sizi yüceltmiyor

HÜKÜM (DÜZENLENİYOR) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin