"İlk zamanlar sadece numara yapıyordum," dedi Annie boş içki bardağıyla oynarken. "Ona bir şans vermeyi düşündüğümü söylediğimde yüzündeki o ifadeyi görmeliydin. O an ilk kez bir insanı bu kadar mutlu ettiğimi fark ettim. Sanırım onun bana tattırdığı ilk duygu buydu. Etrafımdaki insanları ya sinir ederdim ya da üzerdim ve bu umrumda olmazdı ama ilk defa birinin mutluluğunun benim sayemde olduğunu görünce, neden bilmiyorum ama bu hoşuma gitti."
Güneş artık iyice kendini belli etmeye başlamıştı. Hancı yorgunca karşısındaki kıza baktı.
"Beni bağışlayın fakat ikinizde bu kadar severken neden bu denli üzdünüz birbirinizi?"
"Hiç sabırlı değilsiniz ama," dedi kız yapmacık bir kızgınlıkla.
"Ne kadar sabrettiğimi bilseydiniz küçük hanım, şaşırırdınız," dedi Hancı. "Ben ihtiyar bir adamım lâkin hayatımın son demlerinde bile bekliyorum."
"Sizin de söyleyecek hüzünlü bir şarkınız var, dinlemeyi çok isterim," dedi kız.
"Belki bir gün size anlatabilirim ama önce sizin şarkınızı dinlemeliyim."
Kız derin bir iç çekti.
"Onu hatırlamak canımı yakıyor ama yine de onu düşünmeden edemiyorum."
"Acıtsa da kalp atmaya devam eder," dedi Hancı.
"Onu sevdiğimi başlarda fark edememiştim çünkü aşk her şeyden daha uzaktı bana. Birini sevmek...Üstüne kafa yormadığım bir konuydu benim için. Ve sonra oynadığım küçük oyunun gerçeğe dönüştüğünü fark ettiğimde paniğe kapıldım, buna bir son vermem gerektiğini düşündüm. Ancak iddiayı kaybetmek ağırıma gidecekti bu yüzden onu bırakmadım ve hislerim daha da derinleşti. Onun okuduğu kitaplardaki satırlarda ondan bir parça buldukça, dinlediği şarkılarda, kurduğu cümlelerde, yazdığı yazılarda ruhundan parçalar gördükçe ona bağlandığımı anladım. Ve işte o an hapı yuttuğumu anladığım andı."
Soluklanmak için bir süre bekledi ve Hancı bardağa tekrar içki doldururken onu izledi.
"Her ne kadar onu sevsem de hâlâ bencil bir kızdım, kendimi ondan daha çok sevmeyecektim ne de olsa. Oysa o, benim onu sevdiğimden daha çok sevecekti biliyordum. Ve bir süre sonra bu durumdan bıkıp gidecekti. Bu kalbimi kıracaktı, onun gitmesini istemediğimi biliyordum ancak onu sadece bu kadar sevebilirim sanıyordum."
"Ve yanıldın," dedi Hancı.
"Ve yanıldım," diye tekrarladı kız. "Hayatımın en büyük yanılgısıydı ve bedelini çok ağır ödedim."
"Bedeli neydi?" diye sordu Hancı.
"Onu kaybettim, onu yaraladım," dedi kız. "Etrafındaki bütün renkleri aldım ve onu ölüme terk ettim."