Y.N: ay şarkı tam Uraz-Mete için yazılmamış mı, sanki Uraz Mete'ye söylüyor :) bir de bu hikayede paragraflar hiç olmuyor sanki ya
*
Uraz kapıyı açtığında karşı dairenin kapısının yanında çömelmiş, gözleri yarı kapalı bir Mete görmeyi beklemiyordu. Sürekli tetikte olan sarışın çocuk Uraz'ın bir adım atmasıyla gözlerini açmıştı.
"Uraz!" heyecanla adını seslenen çocuğa yüzünü buruşturan Uraz, onu böyle gördüğü andan itibaren kalbi içinde kıvranmaya başlamıştı. Keşke ilk gün konuşup yollasaydı onu... İçeriyi işaret ederken "gel hadi" diye kısık bir sesle mırıldanmıştı.
Mete uzun süre oturmaktan uyuşan bacaklarıyla duvardan aldığı destekle kalktı ve Uraz'ı takip ederken evini hiç böyle beklemediği bir gerçekti. Eskiden tanıdığı Uraz'ın evi böyle olmazdı sanki, bu ev çok renkli ve ahşap tonlarında sıcacık bir evdi....
"Bir şey içer misin?" diye soran Uraz'a başını iki yana sallarken beyni aslında günlerdir uyumamaktan durmuştu. Uraz'ın verdiği bu şansı nasıl kullanacağını bilemezken kelimeleri yorgunluktan bir araya getiremiyordu.
"Gel hadi, ilk önce uyu."
Mete itiraz etmedi, itiraz edecek gücü bile yoktu. Uraz muhtemelen sadece birkaç gün yememekle bile kas kaybeden ve zayıflayan çocukla iç çekti, Mete uyurken yemek de hazırlamalıydı. Onu kendisinin kaldığı odaya götürdü, Mete yatağa uzanır uzanmaz gözlerini kapamıştı. Uraz bir süre uzaktan sarışın, yakışıklı çocuğu izlerken ona yakınlaşacak cesareti olmadığını fark etti. Sanki yaklaştığında ne kendisi gidecekti ne de onun gitmesine izin verecekti...
Gurur... Uraz gururlu olmalıydı. Bu olayları hiç öğrenmese Mete ona gelmezdi ve muhtemelen sevgilisiyle bile ayrılmazdı.
Güzel bir ilişkileri vardı ve Uraz bunu yıkmıştı. Aslında bundan mutlu olmalıydı ama Mert'in anlattıklarından sonra asla olamazdı.
İlişkileri ikisine de iyi gelmemişti.
Uraz yapacağı şeyi biliyordu. Mete'nin yatmadan önce bir tarafa attığı ceketine uzanıp telefonunu eline alırken şifresinin değiştirmediğine bunca yıl sonra şaşırmıştı. Mete'nin sosyal medya hesabına attığı fotoğrafı silerken telefonundaki diğer fotoğraflarını da silmişti. Bilgisayarında saklamaması için dua etmeliydi.
Her şeyi hallettiğinde Mete'yi odada bırakmış ve onun için yemek hazırlamaya koyulmuştu. Saatlerin geçtiğini fark etmemiş ve bir parti dolusu adama yetecek kadar yemek hazırlamıştı. En son olarak fırında olmuş böreğini masanın üstüne koymak için arkasını dönmüşken kapıya dayanmış ve kendisine şaşkın bakışlarla bakan Mete ile kendisi de şaşırmıştı.
"Uyanmışsın." dedi Uraz fırın tepsinin masaya bırakırken.
"Evet. Bu kadar yemek?"
"Açsındır diye düşündüm."
Uraz'ın bakışlarıyla Mete hızlıca "Açım açım" derken en yakınındaki sandalyeyi çekip oturmuştu. "Beni şişmanlatarak intikam almaya çalışıyorsun" diye homurdanırken bir yandan da gerçekten de acıktığı için sıcak böreği yemeğe çalışıyordu.
"Evet, şişman olursan manken olmazsın hem."
"Olur." dedi Mete itiraz etmeden. Uraz'ın yaptığı menemenden bir çatal alıyordu, sanki hiçbir şey yaşanmamış, ayrılmamış gibiydiler.
"Mete."
"Hım." dedi yiyen çocuk, ciddi konulara geçmek istemiyordu. Vaktinin kısıtlı olduğunu biliyordu ama şu an sadece hiçbir şey olmamış gibi davranmak istediği bir gerçekti.
"Sana bir gün vereceğim.
Beni ikna et."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ex lover [boyxboy texting]
Short Story0535....: İyi ki doğdun. 0531....: Kimsin? 0535....: Numaramı silmen kalp kırıcı ama Ben Eski sevgilin