Mete bir yerlerde ayrı yerlerde büyümek, sevmeye devam etmek için kullanılan bir terim duymuştu.
Her zaman ilk sevdiği Uraz olacaktı, ama o ne kendisini affedebilecekti ne de Uraz onu affedebilecekti. Kollarının arasındaki çocuk bile artık adam olmuştu, sığmıyordu, bedeni büyümüş ve gelişmişti. Sıska kemiklerini hissetmiyordu.
Özgür hissetmesini hissediyordu. Bu hayatta tek bir yanlış yapmıştı, ama domino efekti gibi diğerlerinin de peşinden gelmesini istemiyordu. Kolların arasından arasından sıyrılırken ıslak kahverengi gözlere bakmamaya çalışmıştı.
"Uraz, mutlu ol. İlk mesaj atarken amacın beni... kırmaktı muhtemelen. İçten içe intikam istiyordun, üzülmemi, her şeyi öğrenmemi... Yine de ben çok mutlu oldum biliyor musun?"
Dolu mavi gözleri Mete'nin Uraz'a parlamıştı, dudaklarının kenarında buruk bir gülümseme vardı. Uraz ise Mete'nin çıkarımına karşı bedeninin donmuştu ama bir tarafı inkar bile edemiyordu.
"Çünkü eski Uraz olsa içine atardı ama sen... değişmiştin. Hatamı öğrenmeme izin verdin, bende bunun ağırlığı ile yaşayacağım. Biz... birlikte asla mutlu olamayız."
Uraz Mete'nin söylediği her kelimenin doğru olduğunu biliyordu, artık taşıyamadığı gözyaşları şiddetle akarken hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı. Mete ise son bir kez sırtını sıvazlarken yumuşak bir şekilde konuşmaya devam etmişti.
"Şşşt, ağlama. Bu hayatı yaşamanı, içtenlikle, gerçekten istiyorum. Sana asla kızgın değilim. Yeni bir sayfa açmalısın kendine.. Mesela gidip bir dans kursuna yazılmalısın Amsterdam'da. Sen dans etmeyi hep sevdin. Hayatı fazla ciddiye almadan ama hoşgörü ile yaşamalısın.. En çok bunu hak ettin çünkü."
Mete bir süre duraksadıktan sonra devam etti.
"Ve bir de hazır olduğunda bana evlilik davetiyeni yollamalısın, seni orada takım elbise içinde gerçekten sevdiğin adamla, canının c'sini bile incitmeyecek bir adamla görmeliyim, bana gülümsemediğin gibi ona gülümsemelisin..
Biz işte o zaman iyi olacağız."
Birbirlerinin hayatlarından bir süre toz olacaklardı, Uraz okumaya gidecek, Mete ise okulu bitirdikten sonra Almanya'ya taşınacaktı. Belki eskisinden daha yakın olacaklardı ama aslında aralarında aşılması gereken hep bir engel olacaktı.
Ve aşamayacaklardı.
"Ben... ben... bir gün seni affedeceğim. Affettiğimde sana çok teşekkür edeceğim, Mete." dedi hıçkırıkları arasından Uraz. Hayat kısaydı, bir gün affedeceğinden emindi ve belki o gün affettiğinde atacağı o mesaj onların son şansı olacaktı ve en doğru anları... Ama bu evrende öyle olmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ex lover [boyxboy texting]
Short Story0535....: İyi ki doğdun. 0531....: Kimsin? 0535....: Numaramı silmen kalp kırıcı ama Ben Eski sevgilin