24 - Tek Sıkıntı.

907 50 14
                                    

Selimle birlikte banktan kalktık. Neler olduğunu evde konusacaktık. Selimle de öyle anlaşmıştık.

Selim elimi tutarak yola döndü. Eve de az kalmıştı zaten.

Yol boyunca hiç konuşmadık. Zaten evde konuşacağımız için yolda tek kelime bile etmemiştik.

Selim anahtarla kapıyı açarak içeri geçmem için işaret verdi. Bende içeriye girdim.

"Anlatmanı bekliyorum sevgilim." diyen Selimdi. Sesinde ayrı bi huzur buluyordum doğrusu.

"Aşkım ben hamile olduğum için hormonlar zaten tavan. Hemde annemi hatırladım. Ortaya böyle karışık bir şey çıktı." dedim gülerek. Evet, cidden gülerek. Nedeni ise şakaya vurmak istiyordum, eğer kafama takarsam daha fazla üzülecektim.

"Bak hayatım, senin bi ailen var zaten. Daha fazla üzme kendini." doğru Selim ve Bebeğimiz biz tam bi aileydik. Ama tek sıkıntı ise biz daha evli bile değildik.

Evlilik demişken, herkesin bi hayali vardır. Evlilik denilince akla hemen güzel bir beyaz gelinlik ve sevdiği adam gelir. Ayrıca tabii ki de güzel bir düğün salonu veya kır düğünü. Şahsen ben kır düğünü isterim. Şimdi bu hayallere girersem çıkmak bilmem ben.

O yüzden en iyisi şimdilik unutmak.

Selime dönerek söze girdim.

"Aşkım sabah sabah biliyorum ama benim canım çiğköfte çekti. Hatta bebeğimizin canı çekti." dedim, masumca sırıtarak.

"Sen yeter ki iste aşkım. Ben şimdi sipariş veririm." diyerek telefonu eline aldı. Seviyorum bu adamı ya. Benim adamım. Korkuyorum aslında bir şey bizi ayıracak diye. Korkuyorum, hemde çok.

Selim' in ağzından.

Canımın içinin canı çiğköfte çekmiş. Hemen sipariş verdim.

15 dakikaya gelmişti. Kapıyı açarak çiğköfteyi aldım ve parasını ödeyerek teşekkür ettim. Şebnem bana kocaman sırıtarak bakıyordu.

Gülüşü ayrı beni benden alıyor. Onun benim olduğuna bir kez daha şükrettim. Çok güzeldi, hemde çok. Bebeğimiz ise güzelliğine güzellik katmıştı. Zaten kız olursa annesinin güzelliğini alırmış. Erkek olursa annesine güzellik katarmış.

Çiğköfteyi elimden alarak yemeğe başladı. Canının çektiği belliydi. O çiğköfteyi yesin, ben onu yerim. Öyle olmaz mı?

Şebneme, bebeğimize kısacası bizim bu güzel ailemize bir şey olmasından korkuyorum. Aileydik evet! Ama tek sıkıntı daha evlenmemiştik. Acaba Şebnemin hayalinde ki evlilik teklifi nasıldı? Kızlara söylesem ağzını ararlardı aslında.

Evet! Artık evlenme teklifi gerekliydi. Ama şuan değil. Zaten bi kaç gün içinde annemler dönecekti.

"Aşkım, sen çiğköfteni ye. Benim ufak bi işim var."

"Tamam aşkım. Çok geç kalma."

"Tamam bitanem." dedikten sonra bende kapıdan çıktım.

Kızlarla buluşmalıydım. Öğrenecektim evet. Ama şuan da olmayabilirdi. En kısa zamanda evlenme teklifi yapmalıydım.

Almilla' nın numarasını tuşladım.

"Alo Almilla."

"Efendim Selim?"

"Kafede buluşabilir miyiz?"

"Tabii de. Bir şey mi oldu?"

"Yok, hayır. Sadece size bir şey danışmalıyım. Şebnem hariç diğer kızlarla gelebilir misin?"

"Tamam ben kızlara haber veririm. Hangi kafede buluşalım?"

"Ben sana birazdan konum atarım. Çok sağol Almilla."

"Rica ederim Selim ne demek. Neyse görüşürüz."

"Görüşürüz."

Telefonu kapatarak, mesaj bölümüne geçtim. Almilla' yı tıklayarak konum gönderdim. Telefonu tekrar cebime koydum.

Telefonun titremesiyle tekrar elime aldım. Almilla' nın 'Tamam, yarım saate ordayız.' yazısını gördükten sonra telefonu cebime koydum.

Kafeye girdim ve beklemeye başladım...

-

Selam! Umarım beğenirsiniz. Oy ve yorum sayısı gerçekten çok az! Bu da beni çok fazla üzüyor. Bir dahaki bölüm yorumların güzelliğine ve oy sayısına bakılacak. Evlilik gibi şeyler istek ve beğenmeye bakılacak. Uzunluğu hakkında bilgim yok. Teşekkürler. :)

-Azra.
Twitter iletişim ; @azrandic

Sensiz Ben. (ŞebSel)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin