1. BÖLÜM

24 3 1
                                    


14 KASIM 2019

"Çok heyecanlıyım ya..." Diyen sevgili arkadaşım Nesrin'e dünyanın en saçma şeyini söylemiş gibi bakmıştım.

Şuan yapmaya çalıştığımız şey bir vahşeti izlemek için randevu almaya çalışmaktı. Yeni çıkmış bu oyunu izlemek için aylar hatta yıllar öncesinden randevu almak gerekiyordu.

Ve biz bu oyun için tam üç saattir randevu almaya çalışıyorduk. Bilmem kaçıncı telefon bekleyişi sırasında o kadar sıkılmıştım ki telefon yanımda koltukta yarı uzanır bir haldeydim. Uykum gelmeye başlamış gözlerim kapanmak ve kapanmamak arasında büyük bir savaş veriyordu.

"En yakın tarihli randevumuz 31 Aralık 2019. Randevu oluşturmamı ister misiniz?"  kadının naif sesi sanki bir vahşet degil de gösteri için randevu alıyormuşuz gibi içimi bir nebze olsun rahatlatırken "Evet, lütfen..." den başka bir şey diyememiştim.

"Randevunuzu oluşturmak için sizi biraz bekleticem." Diyen kadınla beklemeye başladık.

Az sonra "Randevunuz oluşturuldu efendim. Ücreti size vereceğimiz banka hesabına peşin olarak yatırmanız gerekmektedir. Oraya gitmek için size 1 gün önceden verilen adreste siyah giyinerek beklemelisiniz. Arkadaşlarımız sizi bu sekilde tanıyacak. Etkinliğimiz akşam saat 20.00 da başlayıp 00.00 da bitecek. Şimdiden iyi eğlenceler dileriz." Bu sözlerden sonra kuru bir teşekkür faslından sonra telefonu kapattım.

Artık resmen randevumuzu almıştık. O vahşeti izleyip bunun hakkında bir makale yazabilecektik. Bu makaleyle beraber hem işimde iyi bir konuma gelecek hemde bu vahşeti yapanları rezil edebilecektim.

Şimdi tek yapmam gereken biraz beklemekti. Yaklaşık 1 ay kadar beklemek zorundaydık. Bu iğrenç oyun her ne kadar kabul etmek istemesem de çok tutulmuştu. Bu randevu tarihi bile bizim için büyük bir şanstı.

46 GÜN SONRA

Bugün bize bahsedilen bekleme yerinin mesajla bildirilmesini bekliyorduk. Vazgeçmek üzereydim. Dolandırıldığımızı düşünmeye başlamıştım. Günün bitmesine çok az bir zaman vardı. Onlardan ise ne ses ne seda vardı.  

Beklemekten sıkılmaya başladığımız anlarda telefonuma bir bildirim düştü. Hemen telefonu elime aldım ve evime yakın adresteki bekleme yerine baktım. Altına iliştirilmiş minik notta akşam saat 17.00da orda olmam gerektiği yazıyordu. Beklediğim anın geldiğine inanamıyordum. Resmen izleyebilecektim, orada neler döndüğünü öğrenecektim.

Sabaha halletmek üzere bütün işlerimi erteleyip uyumaya karar verdiğim sırada  Nesrin  "hâlâ inanamıyorum Belen resmen orada canlı canlı onları izleyeceğiz."dedi

Ona bakıp "Bu yaptığımızın bir suç olduğunun farkındasındır inşallah Nescim. Çünkü farkında değilsen bu daha büyük sıkıntı."

" Ayh.. Belen bazen çok sıkıcı olabiliyorsun. Ne var az eğlensek sonuç olarak olarak zaten kısa bir süre sonra bu eylemlerin hepsi ortadan kalkacak senin sayende. Onlara unutamayacakları bir ders vereceksin." Ellerini iki yana açıp manşet haberi okur gibi " ŞOK, ŞOK, ŞOK! GAZETECİ BELEN BERGÜZAR BÜYÜK VAHŞET ÇETESİNİ ÇÖKERTTİ!"

Onun bu tavırlarına gülmekle yetindim. "Hadi yat artık şebek (!) " Diyip yastık ve yorgan verip salondaki koltuğa uğurladım onu. Bende bir süre düşünüp heyecanla gözlerimi kapadım.

Sabah zorlukla gözlerimi açmak zorunda kaldığımda Nesrin'le konuşurken ne kadar geç yattığımı farkettim. Deli kız hem beni hem kendini uykusuz bıraktı.

Hemen hazırlanıp yola çıkmalıydık. Orda neler döndüğünü öğrenmemiz gerekiyordu. 

Simsiyah giyindim. Gece kadar, onların yaptığı kötülükler kadar. Az sonra Nesrin'de hazır olunca beraber yola çıktık. Evimle arası kısa mesafe olduğu için yürüyerek gitme kararı aldık.

Oraya yaklaştığımızda kimse yoktu. Hatta sokak normalden fazla boştu. Korkmaya başlamıştım, Nesrin'e çaktırmamam gerekiyordu bu korkumu çünkü onun da benden geri kalır bir korkusu yoktu onu daha fazla korkutmamak adına her şey çok normalmiş gibi davranıyordum.

Bir süre daha bekledikten sonra tam 17.00 da bir araba yanaştı bize doğru. İçeriden maskeli 8 adam indi. Arama yapmaya başladılar.

Her yeri, kulağımızın içini dahi aradıktan sonra hızlı bir şekilde başımıza maske geçirildi. Bu sanırım gittiğimiz mekanı görmememiz içindi. Sessiz kalıp yolun bitmesini bekledim.

Nesrin'den de hiç ses çıkmıyordu. Korkuyordu, bunu biliyorum çünkü en az onun kadar bende korkuyordum. Açıkçası bana başlarda mükemmel gelen bu fikir şuan başımı çok ağrıtacak diye korkuyorum.


KAZAK MAÇASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin