minho dün gece uyumamış sabahlamıştı, uykusu da yoktu. jisungʼa mesaj atıp üstüne bir şeyler giydi ve dışarı çıktı.
- Jisung
minho
buluşalım
iletildi 11.08---
minho yürürken etrafına bakındı, etraf tanıdıktı. yaşadığı yer ile farkı yok denicek kadar azdı ama tanıdığı insanlar yoktu ve ailesini hala görememişti,.
"oğlum kaç saattir düşünüyorum acab-"
aklına söylediği şey gelmişti.
"acaba bu hikaye gerçek olsa
neler olurdu?"minho kendine gülüp aklındaki şeyin saçma olduğunu düşündüğü için, bir yandan da neler olduğunu idrak etmeye çalışıyordu.
telefonundan bildirim sesi geldiği gibi eline alıp mesaja baktı.
- Jisung
jisung
chris ile birlikteyim, attığım konuma gel
konum*minho
peki
görüldü*minho konuma baktığında garip bir şey fark etti.
jisungʼun attığı konum seungminʼin evinin konumuydu. seungminʼin böyle bir arkadaşı olduğunu bilmiyordu.
koşarak seungʼun evine gitti.
kapıyı çaldığında jisung kapıyı açıp minhoʼya sarılmıştı. minho profil fotoğrafına baktığı için onun jisung olduğunu anlayıp o da sarıldı.
birbirlerinden ayrılınca jisung içeri geçmesi için işaret etti.
minho içeri girdiğinde chris ve seungmini görünce şaşırmıştı. jisungʼun kendisine çarpan çocuğu kast ettiğini bilmiyordu.
"minho? sen jisungʼun bahsettiği arkadaşı olmalısın. otur, ayakta kalma.
"bahsettiği mi? beni tanımıyor musun?"
Minho sorgular gözlerle seungmine bakıyordu ama seungmin dediğini anlamadığı için şaşkınca ona baktı.
"hayır, seni tanımıyorum. hiç görüştük mü?"
"chris sende mi?"
chris endişeyle bakıyordu.
"hey, siz birbirinizi tanıyor muydunuz?" dedi jisung.
"hayır"
"hayır"
"hayır, bu aralar kafam yerinde değil. üzgünüm." bir yandan bu söylediği doğruydu.