𖥸 Nine

778 64 76
                                    



•Sabaha kadar•

Bir haftadır yoğun programımızdan dolayı aralıksız çalışıyorduk

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.









Bir haftadır yoğun programımızdan dolayı aralıksız çalışıyorduk. Önümüz de ki iki gün tatil izni için ayrılmış ve birazda olsa kafamızı dinlememizi söylemişlerdi.
Namjoonla o malum olaydan sonra çok fazla yan yana gelmemiştik zaten vakit de bulamamıştık ama artık eskisi gibi bana baktığını temas halinde olduğunu ve o ışıltılı gülümsemesini hissediyordum.

Saçını maviden tekrar sarı tonuna boyatmıştı ve gerçekten harika görünüyordu. Bende onun biraz daha açık tonunda boyatmıştım ve uyumlu gözüküyorduk. Provalardan sonra bile aksatmadan spor salonuna gitmişti. Gerçekten Seokjin hyungunda dediği gibi bir hulka dönüşüyordu.

Bugün için herkes ailesinin yanına gittiğin de iki gün tatili bu şekilde değerlendireceklerdi ama ben gidemiyordum çünkü babamla annem zaten busanda değillerdi. Erkek kardeşimin okulu için italyaya gitmişlerdi ve benim iki gün için gidip gelmeme değmeyecekti.

Namjoonun ne yapacağını bilmiyordum ama o da büyük ihtimal ailesinin yanına giderdi.
Aşağıya salona indiğim de küçük bir valizle Seokjin hyungu gördüm ayakkabılarını giyerken beni fark etmiş ve başını kaldırmıştı.

"Sen bir yere gitmeyecek misin Jimin?"

Başımı iki yana sallarken dudak büzüp el sallamıştı.

"Merak etme senin için de tatil yapacağım Jimin-ah!"

El sallayıp ona kapıya kadar eşlik ettiğim de arabasına binmiş ve gözden kaybolmuştu. Büyük bir sıkkınlıkla oflarken geri eve dönüp mutfağa girdim.

Buzdolabından kendime soğuk bir bira çıkartıp etrafa baktım, kimse yoktu. Tek başımaydım ve iki günde yalnız olacaktım. Oturma odasına geçip telefonumu müzik kutusuna bağlayıp güzel bir şarkı açtım. Hafif sallanarak odada dolaşırken bira şişesini kafama diktim. Şarkının nakarat kısmını söylerken kendi kendime güldüm. Bu şarkıyı seviyordum daha doğrusu bu şarkıyı dinlerken kurduğum hayaller aklıma gelince bir iç çekip başımı iki yana salladım.

Can you stay up all night?
Fuck me 'til the daylig...
Thirty-four, thirty-five...

Kapının açılma sesiyle duraksayıp kafamı o tarafa çevirdim, elinde spor çantası bana bakarken elim ayağıma dolaşmış ne yapacağımı bilememiştim

Arkada çalan şarkı eşliğinde sevişseniz mi?

O da benim gibi yurtta mı kalacaktı yani, tanrım cidden tüm hücrelerim titriyordu. Ve neden olduğunu bile bilmiyordum. Elinde ki çantayı yere bırakıp buzdolabına yöneldiğinde soğuk su alıp yanıma gelmişti.

"Sen bir yere tatile gitmiyor musun?"

"Hayır hyung, peki sen?"

Perestiş 𖥸 NamMin✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin