Perestiş: Tapınma, Delicesine sevme, Tutkunluk.
Park Jimin kendi için de, hayallerin de yaşadığı aşkı herkesten saklayıp belli etmek istemezken oynadıkları bir oyunda kendini ele verdiğini düşünür ve olaylar gelişir.
(Bu hikaye de +18 sahneler, kirl...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Evet aynen bu şekilde devam!"
Toplantıdan sonra herkes geldiği için son bir prova yapmak istemiştik. Yarın Jimmy Fallon yayınına katılıp dans edecek performans sergileyecektik. Her şeyin mükemmel olması için sıkı çalışıyorduk.
Kafam hala dalgınken bazı hareketleri kaçırıyordum Hoseok hyungun dikkatli olmamı söylemesi kendime sövme isteği uyandırıyordu. Bir gözüm ise Namjoondaydı, hareketleri kusursuz yapıyor diğer üyelerle etkileşimde kalıyordu.
"Jimin iyi olduğuna emin misin? Bu kaçıncı oldu ben sayamadım. Sen böyle küçük hatalar yapmazdın."
Hoseok hyungun bana dönüp yaklaşmasıyla herkes yere çöküp dinlenmeye başlamıştı. Müzik sesi kesilip gözler bana dönerken yumruklarımı sıktım.
İyi bir dansçı olduğuna emin misin? Namjoonu görüyorsun değil mi, ne kadar da güzel dans ediyor hele Seokjinle uyumu, görsel şölen!
"Yeter!"
Birden yüksek sesle bağırırken kimse benden böyle bir çıkış beklemediği için şaşırmıştı. Namjoon yanıma gelirken elimle durmasını işaret edip bakışlarımı yere indirdim.
"Ben biraz hava alacağım siz devam edin."
Hızla yanlarından uzaklaşıp terasa çıkarken soğuk zemine oturup bacaklarımı kendime çektim. Bu şekilde düşüp onu kaybedemezdim. Onunla bir şansım varken bunuda elimden kaçıramazdım. Namjoon beni seviyordu sadece beni! Ona kendimi kanıtlayacaktım, bir heves olmadığını ve deli gibi aşık olduğumu kanıtlayacaktım.
"Jimin."
Onun sesini duyduğumda başımı kaldırdım ve oturması için hafifçe kaydım. Yanıma çöktüğünde derin bir nefes almış ve bana dönmüştü.
"O kızın dediği şeye mi takıldın? Jimin zaten hepimize bu tarz saçma şeyler geliyor artık alışma-"
"Ben seni seviyorum Moni, yemin ederim çok seviyorum. Bana inan lütfen..."
Ellerini tutup önünde tamamen diz çökerken bana şaşkınlıkla bakıyordu. Gözleri etrafta gezinip turladığında bana bakmış ve ellerini çekmişti.
"Biri duyacak Jimin. Bak beni sevdiğini biliyorum hissediyorum da sadece bunun anlık bir şey olmasından korkuyorum. Beni anlıyorsun değil mi?"
Başımı hızla salladığımda elimi yanağına koyup gülümsedim. O da elini elimin üstüne koyduğunda gülümsemiş ve alnıma bir öpücük kondurmuştu.
"Bugün akşam bisiklet sürmeye çıkalım mı? Eski zamanlarda ki gibi."
Elimden tutup birlikte ayağa kalktığımızda gülümsemiş ve kolunu belime atıp kendine çekmişti. Bir gözü kapıdaydı tedirginliğini hissedebiliyordum.
