Jewelry'de Bir Gün!

188 13 33
                                    

.
.
Medyadaki görselin çizimi bana aittir, izinsiz almayın lütfen~ 🤧

.
.
Chuuya ile gittiğimiz görevde kolumu kırmış alçıya aldırmak zorunda kalmıştım. Lanet olsun ki canım çok yanıyor...

Dazai, bu benin adım. 18 yaşında olmama rağmen tüm Limanın korktuğu biri haline gelmeyi başarmış iyi bir otoriteye sahiptim. Emrime itaatsizliği kabul etmez, rahatlıkla birini öldürebilicek potansiyele sahiptim. Zaten hayatları çok da umrumda sayılmazdı, Limana katılarak ruhlarının satmışlardı.

Alçımı saran Mori, bana akıl vermekle uğraşırken ben ise ağrı kesici paketini aşırmaya çalışıyordum.
O gün birkaç tane yutup ölüme kavuşmayı umuyordum, en azından planım buydu, tabi yakalanmasaydım.

"Dazai-kun..?"

"?..."

"O ağrı kesiciler ile ne yapmayı planlıyorsun? Kolunun ağrısı yoksa haddinden fazala mı?"

"Beni tanıdığınızı sanıyordum Mori-san.. tch tch tch.."

"O ağrı kesiciler sana ölümü getirmiycek."

"Denemekten bir şey kaybet--"

"Birlikte fare zehri de içmelisin."

Kısa bir süreliğine duraksadım, ardından bozuntuya vermemeye çalışarak arsız gülümsememi yüzüme yerleştirdim.

"...a-aslında....haklısınız!.. bu harika fikriniz için size minnettarım! Hoşçakalın, bye~.."

Ordan ayrılmaya yeltendiğimde Mori beni durdurdu.

"Zehir Jewellery barda. En son orayı fareler basmıştı..."

Son dediklerini dinleme gereği bile duymadan odasından çıktım.
.

Lupin, zevkle içebildiğim tek bar. Barmeni Limana ara sıra yardım eden sadık bir suikastçi. Aram da oldukça iyi. Çok konuşmasa da sorun değil, o yaşlı adamı seviyorum.
Kapıdan içeri girdim. Her zamanki oturduğum yere gidip hep içtiğimden içicektim. Ama benim oturağımda saçma saç stiline sahip olan bir adam oturuyordu.
Gözlerimi kısıp aramızda bir oturak kalıcak şekilde soluna geçtim. Şarap içiyordu, beyaz bir şarap. Dalgın oluşunun yanında sanki oranın -oturağın- sahibi oymuş gibi ve ilk defa bu bara gelen benmişim gibi bir hava yayıyordu bu da beni geriyordu.

"Herzamanki.."

Siparişimi verip parmaklarımla tezgahta ritim tuttum. O ise kafasını çevirmeden eğerek alttan bana baktı. Ardından doğrulup şarabını öfkeyle yudumladı.

"...şimdi de bu velet."

Geri cevap vermiycektim. Onu tanıyordum, o Liman üyesi ve yönetici olmaya çalışan bir zavallı. Yıllardır burada içiyorum tek bir şarapla tüm barı sahiplenemezdi. Kendimi tutmayı istesem de cevap verip onu deneme fırsatını geri tepmedim.

"Burası bana ait."

İlk duymamış gibi yapıp boş gözlerini karşısından ayırmadı. Ardından bana dönmeden konuşmaya başladı.

"Ne zamandan beri babamın barı senin oluyor?"

Babasının barı mı?

"Yıllardır burda içiyorum, o barmenin senin baban olma ihtimali yok.
Üstelik beni tanımıyorsun gibi görünüyor ama senin üstünüm."

"Heh. Hayır seni tanıyorum. Sen intihar manyağı bir veletsin."

"Sormama izin ver. Bir veledin senden üst olması nasıl hissettiriyor?"

One Shot-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin