10. Bölüm

2K 169 1.3K
                                    

Çok bi hoşş geldinisss güzel kuşlarım benimm 💜💜💦

Umarım keyifle okuruz bu bölümü, hadi bakalımm ✨✨🙊

**

Kişi çift taraflıydı. Bir tarafında bedeni bir diğer tarafında ise bedenine hükmeden ruhu vardı. Kimilerinin ruhu bedenlerinin güçsüzlüğüne karşın kudretliyken, kimilerinin ruhu ise bedenlerinin yüceliğine karşın zebundu. Biri bir diğerine hükmeder, kişinin temelini oluştururdu.

Dalgaları kendisine esir kılan ise çift taraflı olmanın aksine, yedi kat sınırın içerisindeki o gizde mahsurdu. Kendi benliğinin elinde kukla olan, kendini aşıp da zaferini kucaklayamayandı. Bunca yıllık esareti içerisinde elde ettiği güneşini, tek bir gecenin mesuliyetinde kaybedendi.

Çokça zikredilen ağıtlar beraberinde yanan, yanan evlerin ateşinde güneşinin örtülüşünü gölgeli kabuslarında mütemadiyen yaşayandı.

Kudreti denizleri aşan ve namı dağları delenin tek bir gecede yitirdiği o ipek saçların sahibi, bugününün yıkımı olup üşüşmüştü suretindeki bedbin yapıya. Gökyüzünü delen ateşlerden yükselen dumanlar Bay Cimri'nin evini kendi akıl oyununda yuttururken, bundan altı yıl öncesinde almak için geldiği lakin elleri boş umutların kanları ile boyanmış şekilde veda ettiği o güzel çocuğun, şimdi yanı başındaydı.

Altı yıl öncesindeki güzel çocuk, güzel bir adamın suretine bürünerek kendine düşman, kendine kindar bir şekilde kapısına dayanmıştı.

İçindeki seslerin her biri başka bir husustan dem vururken, içinde bir yerlerde kalmış aşık ruhunun baskınlığı ise göz doldurucuydu. Tüm o vahşet timsali sesler nefesini içinde tutup gözlerini yere doğru dikerken, içindeki o aşık benliğinin aynası bir aydır yattığı yerden gözlerini açmayan bedenin yatağının önünde, dizleri üzerine çökmüştü.

Ruhaniyetler sarılırken birbirlerine, özlemler dalgalar olup aşmıştı kinlerin boyunu. Ne gaf kalmıştı geride ne de def.

"Ne zaman uyanacak?" Bir elini göğsündeki gömleğin iç bölmesine gizlenmiş yuvaya sokarken, parmak uçlarına dokunan kumaş parçasıyla birlikte ve boğazından hissiz bir tonda çıkan sözleriyle beraber baskın bir güdüde mırıldanmıştı. Karşısında yayvan bir şekilde oturan melez adam ise yatakta rengi tamamen solmuş bir şekilde yatan komutana doğru umursamaz bir bakış atmış ve omuzlarını silerek elindeki hançeri bir tur kendi etrafında çevirmişti.

"Vücudundaki bütün açık yaralar kapanıp kabuk bağladı, buna rağmen hiçbir şekilde uyanma belirtisi göstermiyor." Doktor açık bir yeşil olan ve sinsi parıltıları bünyesinde taşıyan bakışlarını Ege gözlerini kırpmadan yataktaki adama doğru bakan kaptanına dikerek konuşmuştu.

"Bana kalsaydı orada ölüme terk ederdim. Bu kadar uğraşmama değmez." Gözleri Ulysea'nın bakışlarındaki dolu dolu hisleri seçtiği anda kasıtlı bir imada konuşmasına devam etmişti. Melez doktor, olan bitenin bilincinde bir kinayeye sahipti.

Ulysea ise, başını duyduğu sözler beraberinde ani bir şekilde hala daha yayvan bir şekilde oturan bedene doğru çevirmiş ve göğsündeki gizli bölmeden çıkardığı keseyi avuçları arasında iyice sıkıştırmıştı. "Karşında Kaptan Ulysea var doktor! Kendine gel ve toparlan. Karşımda sergilenen saygısızlığa tahammülüm yoktur!" Ege'den birkaç damla aşırmış gözlerinin çevresindeki sürmeler gözlerini kısmasıyla birlikte elmacık kemiklerine dokunurken, kısılmış gözlerindeki kudretli baskınlık yayvan bir vaziyette oturan adamın tavırlarındaki alaycılığın sonu olmuştu.

Ulysea'dan çıkan baskın ses tonu melez doktorun anında oturduğu yerde ayaklanmasına neden olurken, aynı esnada ise kendini toparlayarak elindeki hançeri kenara bırakmasına da vesile olmuştu. "Git oyuncaklarınla oyna Cellat. Ve ne yapıp edip bu adamı kendine getir, uyandır." Gözleri doktorun gözleri ile buluştuğu anda tane tane mırıldanan Kaptan, karşısındaki doktorun daha da gerilmesine neden olmuştu.

Alabora (BxB) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin