-bölüm 24-

984 76 38
                                    

:)))

"artık benimle mi konuşsan diyorum, hm?" dedi jungkook yanaklarını şişirerek. gelirken kedilerini de getirmişti. ama şimdiden pişman olmuştu... çünkü jimin'in tek ilgilendiği sadece kedileriydi. jungkook'a kırgın olduğu için kedileri görüp belki yumuşar düşüncesiyle davranmıştı. işe  yaramıştı da...

dünkü olayı jimin'e anlatıp ortadaki saçma alınganlığı ortadan kaldırmak istiyordu.

tabii jimin kedileri bırakabilirse...

"sen konuş biz dinliyoruz işte," sarı olan kediyi kucağına alıp devam etti. "sonuçta o aptal çocuğu hastaneye götürmek senin görevindi değil mi?"

"babanız ne kadar iyilik meleği... baksanıza." dedi jimin, kedilerine bakarak.

"hayır, hayır sandığın gibi değildi. oradaki çocuk arkadaşı ile tartışmıyordu," başını eğip devam etti. "babası ile ilgili,"

jimin, jungkook'un moodunun düşüşünün farkındaydı. eğer olay tahmin ettiği gibiyse şimdiden pişmanlık duymaya başlayacaktı.

"babası?"

jungkook aklına gelen şeyle sinsice sırıtmıştı. jimin'i kucağına alıp, kendisi anlatırken jimin'den de öpücük isteyecekti.

o anın bozulması sadece jimin'in sinirine gitmemişti tabii ki.

"diyorum ki... kuru kuru anlatmasam, kucağıma oturup ben sana anlatırken sen de beni öpücüklerinle ödüllendirsen?" jimin'in yanına yaklaşıp yanağını jimin'in dudağına sürttü.

jimin ise direnemeyip önce burnunu yanağına sürtüp kokusunu solurken sonra da sertçe öpmüştü pürüzsüz yanağını.

" aferin bebeğime... " dedi sırıtarak.

" şımarmadan anlatsan iyi olur." jungkook'un dediğini yapıp, kucağında olan kedisini sol tarafına bırakıp jungkook'un kucağına çıktı. jungkook, jimin'in giydiği crop sayesinde iyice belli olan ince beline kollarını sarıp tamamen kasıklarına gelecek şekilde oturttu.

" öncelikle tahmin ettiğin gibi babasıydı. onu döven babasıydı. olayı anlattığında kendi hayatımı dinliyorum gibi hissettim. o sikik adamda babam gibi, çocuğunu eşcinsel olduğu için orada dövdü. biliyorsun tamamen gay bar olduğu için..."

jimin, jungkook'un git gide dolan gözlerini görünce, eğilip iki gözündende öptü. geri çekilmeden önce zaafı olan yere, kaş bitimine kelebek öpücükler bırakarak geri çekildi. jungkook'un gülümsemesine sebep olmuştu... onu rahatlatmayı en iyi bilen kişiydi.

"evet, başlamadan önce öpücüğümü alabilir miyim?"

jimin, olayı hemen dinlemek için jungkook'u ikiletmeden dediğini yaptı. ince olan üst dudağını dili ile üstünden geçip, üst dudağını emip geri çekildi. jungkook mızmızlanan sesler çıkarıp dudağını büzse de, daha fazla jimin'i sinir etmemek adına anlatmaya başladı.

"babası hastaneye gelmedi doğal olarak ama doktorlar aile yakını olarak canavar(?) olan adamı aradı ama tanımamazlıktan gelmiş. gözümün önünde ölmesini diledi, jimin." bunu derken aklına kendi babası gelmişti. o daha beterdi, jungkook'u evde öldürse bile hiçbir şeye olmamış gibi yaşayacak türden...

" jungkook, ben böyle-" jungkook, jimin'in üzgün olduğundan dolayı büzülen dudaklarını öpüp kafasını olumsuz anlamda salladı.

"biliyorum bebeğim, böyle tahmin etmediğini ama orada sana söyleyip gitsem daha iyi olabilirdi sen haklısın."

don't ignore me・jikook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin