Gözlerimi açtığımda hava yeni yeni aydınlanıyordu ayağa kalkıp lavaboya gittim dün nasıl yatağıma geldiğimi hatırlamıyorum ama Robert'in dün ki yıpranmış halini hatırlıyorum ayaklarımı sürükleye sürükleye aşağıya inerken Robert'in odasının kapısında durdum kapı yarı açık duruyordu sessizce açıp içeriye baktığımda Robert hala uyuyordu "acaba içeri girsem mi? Ya Robert yanlış anlarsa yok yok anlamaz üstü açılmış örtüp çıkarım" sessizce kendi kendime konuşurken ayaklarım benden izinsiz içeriye girmişti bile parmak uçlarımın üstünde yürüyerek onun yanına gittim sessizce nefes alıp veriyordu üstü açılmıştı karın kasları özel sunum hazırlıyordu sanki "ah Bella kapa çeneni" diyip örtüyü alıp Robert'in üstünü örtüm çok masum duruyordu uyurken yapılı yüz hatları hafif öne gelmiş saçları ona karizma katıyordu arkamı döndüğümde bileğim de ki elle yerimde durdum "burda napıyosun bu saatte? " arkamı döndüğümde yarı açık gözlerle bana bakıyordu tabi kaşlarını da çatmıştı hiç eksik olur mu "hiç uyurken seni izleyeyim dedim nasıl ama çok iyi değil mi? " dedim gülerek bana tek kaşı hava da soru sorarcasına bakınca anladım ki gereksiz bir espriydi "şaka şaka Tanrım şu tipe bak -" elimle onu göstererek sonra da örtüyü göstererek "kapı açıktı bi baktım üstün açık örtüm çıkıyordum bişey yok yani uykuna devam et bak hala saat dört" dedim bu sefer saatti göstererek sonra da kolumu ellerinin arasından çekip çıkardım "hı tamam teşekkür ederim çıkarken kapıyı kapat"
"Tamam" dışarı çıkmak üzereyken Robert'in seslenmesiyle durup ona döndüm "sen niye bu vakitte uyanıksın git uyu ne yapacaksın ki bu saatte? "
"Oh kahve yapıp içeceğim sonra biraz egzersiz yapacağım" dedim ona gülümseyerek bana baktıktan sonra 'bekle' dercesine elini salladı sonra yataktan çıkıp bana doğru geldi "noldu? "
Cevap bile vermeden kolumu tutup yatağına doğru çekti "hey Robert hey bana bak cidden yanlış anladın beni bak ben sadece üstünü örtüm Robert hey-"
Beni yatağa uzandırıp eliyle ağzımı kapattı "tamam üstümü örtün Bella şimdi sus ve uyu daha dün büyük bir kaza geçirdin şimdi bu saatte kalkıp egzersiz yapmamalısın yan etkisi olabilir anladın değil mi? -" dedi ve eğilip kulağıma "aklımdan öyle bir şey geçmedi senin de geçmesin " diyip uzaklaştı sonra da kafasını gömüp gözlerini kapattı "ş-şey Robert ben-"
"Şşşhhh"
"A-ama şey"
"Bella sus! " dedikten sonra sessizce gözlerimi kapattım Robert'in bana abimiş gibi davranması güzel bir şey de benim uykum yok ah Tanrım bir sağa döndüm yok bir sola döndüm yok Robert'e baktığım da uyuyor gibiydi başımı ona dönük bir şekilde yastığa gömdüm ardından birkaç dakika sonra uyku bastı ve gözlerimi yumdum.
############################
Gözlerimi açtığımda Bella'yı görünce şaşırdım kolunu tutup sorduğumda "seni izlemek için" deyince şaşırdım ama içimde belirsiz bir sevinç oluştu şaka demesiylede bir burukluk oluştu sonra saatte baktığımda daha çok erkendi ve o bu saatte uyanık ne yapacaktı kahve egzersiz ile tutup onu yatağa uzandırdım uyuması için ama gözlerinde korku sözlerinde yanlış anlaşılmayı görünce olayı anlatıp düzelttim ona bakarak gözlerimi kapattım ama kalbim neden böyle atıyordu? anlamıyorum bir müddet yatakta öyle hareket etmeye başlayınca anladım ki uykusu gelmiyor birkaç dakika sonra baktım ki sakinlik oluştu gözlerimi açtığımda Bella bana dönük uykuya dalmıştı "ah Tanrım kalbim de problem mi var neden böyle atıyor anlamıyorum neden çıkacakmış gibi atıyor ki? " dedim sessiz bir şekilde elimi kalbime koyduğum da yavaş yavaş sakinleşmeye başlamıştı Bella'ya baktığımda tıpkı bir melek gibiydi uyurken çok tatlı görünüyordu yüzüne düşen kâh küllerini çektiğim de kalbim tekrar hızlanmaya başladı ona karşı mesafeli olmam lazımdı ama ondan uzaklaşamıyordum bir adım geri atarken üç adım ileri atıyordum sebebini bilmiyordum ama o beni kendine çekiyordu. Ne kadar olmuştu bilmiyorum ama Bella'nın yavaş yavaş hareketlenmesiyle hızla ayağa kalktım bu zamanın bitmemesini o kadar çok isterdim ki masum oluşunun yüzüne yansımasını izlemek en büyük tutkum galiba kendi kendime gülümserken "noldu? " diyerek bana bakan Bella'ya denk geldim "çok komik uyuyorsun ona gülüyordum" dedim sözü çevirerek sonra bir bana bir etrafa bakarak hızla ayaklandı ardından yanıma gelip saatte baktı"oha saat yedi buçuk antrenmanlara geç kaldık" bana bakarak devam etti "senin şu sessizce başımda uyanmamı beklemen çok gıcıkça biliyor musun? Nolucak sanki dürtüp uyandırsan eline mi yapışacak ah Tanrım cidden? " diyip kaşlarını çattı böyle duruşu bile tatlıydı dur bir dakika neden bana her hali tatlı geliyor ki? Kendine gel Robert "ajan dediğin dakik olmalı " diyip dolabıma ilerledim "orda öyle dikilip soyunmamı mı izleyeceksin? " dedim arkam dönük olsa bile kocaman gözlerle bana baktığına eminim "aahh ş-şey pardon" diyip çıktı "hey sincap kapıyı da kapat" dedim o koşar adımlarla çıktığında kapı sesi gelince gülerek banyoya gittim.
#############################
Odadan hızla çıkar çıkmaz ellerimle kendime hava verdim yanaklarım kesin kızarmıştı ay çok utanç verici Tanrım ikidir dolaylı yola kovdu merdivenlerden aşağı inip mutfağa girdiğimde üstümden gelen kokuyla birkaç dakika durup üstümü kokladım "tabi ya Robert ile uyuduğum için kokusu üstüme sinmiş" diyip tezgâha doğru gittim bir kahve iyi gelirdi bana kahve hazırlarken arkamdan "bir bardak kahve bana da ver" sesiyle Robert'in geldiği anlaşıldı hazırladığım kahveyi iki kupaya koyup yemek masasına oturdum bir kupayı Robert'e verdim diğerini de kendi önüme bıraktım "teşekkür ederim sincap" diyip kahveyi yudumladı "ah Tanrım! Hadi ama Robert sincap ve ben nasıl bir benzetme bu söyler misin cidden? " dedim kahvemi ağzıma götürüp bir yudum alırken bana bakıp yan güldü sonra kahvesinden bir yudum alıp bana baktı "hatırlatmamı ister misin? " dedi yan gülerek neyi diye sormak isterken aklıma o gün geldi "aahh ş-şey tamam hatırlatmana gerek yok" dedim kahveme bakarak oooww çok utanç verici "yemeğini yediysen hadi egzersize hı ne dersin? " dedi ayağa kalkarak bende kahvemin son yudumunu içip ayağa kalktım "e hadi gidelim " dedim biran önce şu ortamı bozmaya çalışarak hızla yanından ayrıldım.
"Al tak dinlerken egzersiz yap" verdiği kulaklığı alıp kulağıma taktım "teşekkürler" tebessüm edip egzersize başladım. "Bella bana su getirir misin? " nefes nefese kendini yere atan Robert'e baktım "tamam" dedim anca nefes almaya çalışırken gidip dolapta duran suyu aldım döndüğümde Robert arkamda olduğunu bilmediğim için sıçrayarak dolaba yapıştım "Tanrım kalpten gidiyordum napıyorsun sen Robert? " elimde ki suyu alıp lıkır lıkır içtikten sonra tekrar elime koydu bense kocaman gözler ve çatılı kaşlarla ona bakıyordum "bir ajanın arkasında da gözü olmalı yoksa böyle olur" deyip yanımdan gitti haklı tabi ama böyle de gösterilmez ki şapşal dolabın yanından ayrılıp onun yanına gittim.
"Ben ne zaman ilk görevi alacağım? " yan yana oturmuş soluklanırken Robert ayağa kalktı ardından bana elini uzattı "dans etmesini biliyor musun? " dedi öylece ona baktım ne anlamda dediğini bilmeden tek kaşını kaldırarak bana baktı ve elini işaret etti bir ona baktım bir eline ardından elini tutup kalktım "yani pek iyi olmasam da dans etmek hobim seviyorum yani" dedim "peki ya tango? " dedi beni kendine çekerken "biliyorum" gözlerine baktığım da ciddi bir konu olduğunu anladım ama neden dansı bilip bilmemem önemli ki?
"O zaman göster bakalım ne kadar iyisin dansta-" beni etrafımda döndürüp tekrar kendine çektikten sonra kulağıma "Tango da" dedi birkaç saniye sessizlikten sonra telefonunu çıkardı birkaç şey yaptı sonra sesi ful açtığı tango müziğiyle yana bırakıp bana tekrar elini uzattı bende elini tutum "neden şimdi dans edeceğiz ki? "
"İlk kutsal görevim ne zaman demedin mi? Al sana ilk görevin için küçük bir ipucu maksimum 2 ay sonra ki ilk görevin için" dedi bana yan yan gülerek ardından dans etmeden elimi bırakıp gitti ben ise ardından heyecanlı bir şekilde kala kalmıştım çok çok heyecanlı ve mutluyum o söz sayesinde 'maksimum iki ay sonra ilk görevin için' Tanrım minettarım "anne baba az kaldı intikamınızı almama" dedim gülümseyerek o kişi beni yetim lanet biri olarak bıraktı bende onu ruhsuz bir beden olarak bırakacağım o sikik herif benden kurtulamayacak...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'M JO!
Fantasy"Jo yardım et jooo" Hızla gözlerini açan ajan jo hareket edemeden bağlandığı sandalyeye baktı.. "Annene ne kadar da çok benziyorsun! " "Annemi öldürürken de böyle bağlamış mıydın pislik herif? " "Üvey anneni mi diyorsun? Evet böyle bağladım gözleri...