Unutulmaz aşk (EyFet/ +18)

3. BÖLÜM

Genç kadın ablasının sesini duyar, hemen adamın yanından uzaklaşır. Ceren adamın endişeli halini görür: "Fethi? Biriyle mi konuşuyordun?" Genç adam sıkıntılı sesle: "sadece telefon görüşmesi yaptım". Ceren etrafına bakar: "Eylem, nerede? Birlikte bahçeye çıktığınızı söylediler". Genç adam sakin olmaya çalışır ve gülümseyerek: "Bilmiyorum, ben telefonla konuşması yaptığım için görmedim. Hani bizimkiler merak ederler, gidelim yanlarına".

Ceren ve Fethi silelerin yanına giderler, Kerem beyle Hikmet düğün hayallerinden konuşurlar. Hikmet bey kızının nişanını evinde geçirmek ister, ama erkek tarafı pek memnun olmaz ve kızın babası nişanı restoranda yapmayı karar verir.

Alptekin ailesi Kulaksız malikanesinden ayrılmaya hazırlanır. Genç kız evin arkasında saklanır, ablasıyla adamın konuşmasını dinler. Cerenin gözleri ışıl ışıl parlar ve gülümseyerek: "Seni çok seviyorum, biliyorsun değil mi?" Genç adam zorlukla gülümseyerek: "bende seni seviyorum". Ceren adamın dudağına buse kondurur ve ayrılır. Genç kızda bu manzarayı canı yana yana izler.

****

Eylem kendisini odaya kapatıp, uyumaya çalışsa da uyuyamaz. Çünkü aklında Fethi vardır. Ona o kadar kötülük yaptığını sansa da, kalbinde onu unutmaya çalışsa da unutamaz. Fethi de Eylem gibi kalıcı değildir. Ne kadar Eylem güzel anılarını unutmaya çalışsa da başarısız olur. Her geçen gün ona karşı olan sevgisi artar.

****

Ceren kız kardeşinin hazırlandığını görür ve sabah erken nereye gittiğini sorar. Genç kızda sıkıntılı sesle okula gideceğini söyler. Ceren mülayim şekilde: "Fethi, beni almaya gelecek, sen de gel, okula bırakır seni". Kızın yüzü değişmeden ve aynı ses tonuyla: "siz gidin, ben yürüyeceğim". Ceren kardeşini azarlar: "Yeter artık Eylem! Hani Fehmiyi unutmuştun, neden hala böylesin? Bir şey mi oldu? "Genç kız volt atarak: "illa bir şey mi olması gerekir, abla?! Ama senin için hoş tabi, her şey yolunda sonuçta. Sevdiğin işi yapıyorsun, sevdiğin adamla evleniyorsun, ya ben? Benim neyim var söylesene?!" Ceren üzülerek: "biz varız ya, biz senin hep yanındayız. Senin üzmek istemedim Eylem. Unutma sebebi ne olursa, olsun ben senin ablanım, ben senin hep yanında olacağım". Genç kız sinirle: "biliyorum abla! Sende kusura bakma sinirlerim bozuk! Şimdi karşımdan çekil, bana teselli verme!"

Genç kız kapıyı sinirle açar ve adamı görür. Fethi kıza gülümseyerek selamlar, Eylem de adamın karşısından çekilmesini ister ve gider. Ceren de kardeşinin bu haline göre adama kusura bakmamasını söyler ve birlikte arabaya biner. Genç adam Cerene her şeyi itiraf etmeyi söyler. Ceren bu duruma şaşırır ve ne itiraf edeceğini düşünür.

Selim dünkü kötü konuşmasında dolayı özür diler. Genç kız önemli değil der geçiştirir. Selim her defasındaki gibi şimdi de aşkını itiraf etmeye çalışsa da, Eylem dinlemezden gelir ve onun yanından ayrılır.

Ceren ve Fethi deniz kenarına gelip bankta otururlar. Genç adam sıkıntılı sesle: "bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum Ceren. Belki benden nefret edeceksin, ama bunu söylemem lazım. Bunu söyleyemediğim için vicdan azabı çekiyorum". Ceren endişeyle: "Neden böyle söylüyorsun? Beni korkutuyorsun. Bu kadar önemli ne olabilir ki?" Genç adam alıştıra alıştıra itiraf etmeye başlar: "Hani bir haftasonu Ağvaya gitmiştim ya. Arkadaşlarının gördüğü şey doğruydu, Ceren. Yanımda başka bir kız vardı". Ceren soğukkanlılıkla: "Biliyorum, Fethi." Genç adam şaşkın şekilde kadına bakar ve Ceren sözüne devam eder: "başından beri hissetmiştim. Çünkü kadınlar hisseder. Hem sen susarak bile olsa bir yalanı gizletemezsin ki. Bu yüzden seni seviyorum ya ben." Genç adam: "neden hiçbir söylemedin?" Ceren sıkıntılı şekilde: "Çünkü bende senin gibi suçluydum. O yalan yüzünden hep senden kaçtım. Kafanı ne kadar karıştırdığımı biliyorum". Fethi perişan halde: "şimdi durumlar daha da karışık, yüzüne bakamayacak haldeyim. Ne senin, ne de..." Ceren adamın lafını keserek: "öyle deme ne olur. O kız her kimse, artık senin için bir önemi olmadığını biliyorum. Bir daha hiç görmeyeceğinden eminim. Yoksa dün gece bahçede konuştuğun o muydu?". Genç adam sıkıntıyla: "hayır, hayır o değildi. Merak etme hayatımda senin olduğunu ve yakında evleneceğimizi biliyorum". Ceren gülümseyerek: "sebebi ne olursa, olsun seni çok seviyorum".