Küçük ailevi sorunlar...

16 2 1
                                    


Sabah uyandığımda annem evde telefonla bağırarak konuşuyordu, ne olduğunu anlayamadan üstümü değiştirdim ve okula gitmek için hazırlandıktan sonra kapıya yöneldim, annemle aramızda şu diyalog geçti:

-Anne günaydın ben kaçıyorum, görüşürüz.

-Oğlum dur!

-Noldu anne?

-Dayını karakola çağırmışlar, mafyanın düşmanı olan bi adam dayının depremdeki mafyaların adamı olduğunu söylemiş, bununla ilgili bir bilgin var mı?

-A-anne ben yok bilmiyorum, dedim kekeleyerek.

Tamam, bir şey öğrenirsem söylerim sana, sende öğrenirsen söyle, hadi iyi dersler, dedi endişeyle.

O an tüylerimin diken diken olduğunu hissettim, serviste okula giderken Spotify'dan şarkımı açıp küçük kablolu kulaklıklarımı taktım, ekranın üstünde otobüs durağında yazıyordu, şarkının adı buydu, favori şarkılarımdan biriydi, giydiğim koyu yeşil renginde olan Sweatshirt'ün kapüşonunu kafama geçirdim ve yolu izleyerek elimle servisin yan tarafına vurarak müziğin ritmine uyan bir şekilde ellerimi oynatıyordum, ve servis durdu, çantamı sırtıma attığım gibi okulun lobi katına girdim, 3. kata çıktığım zaman yine sınıfın önünde konuşan üçlüyü gördüm, uzakta olmama rağmen konuşmaları az çok duydum;

Arya: Enes hala gelmedi.

Kaan: Gelir şimdi ya o yine geç kalmıştır 

Erke: Oo Enes'e bakın, iyi insan lafının üstüne gelirmiş, deyip güldü.

Üçü de bana bakarken gülerek yanlarına gittim ve merhaba dedim soğuk bir tavırla sırama oturup derin bir iç çektim, Arya yanıma oturup bir sıkıntı mı var? diye bir soru yöneltti, ardından yeniden derin bir iç çekerek lafa girdim,

-Dayım mafyanın adamlarından biriymiş

Bunu arkadan duyan Kaan ve Erke hemen NE?! diye çığlık atarken Aryanın da onlardan farklı bir durumu yoktu, dördümüz de şok içinde bakınıyorduk,

Ben de hemen durumu ayrıntılı bir şekilde anlatmaya başladım;

Bu sabah uyandığımda okula gelmeden önce annemle konuştuk, yakalanan mafyanın adamları konuşturulurken adamlardan biri dayımın adını söylemiş ve o da bizden, Amerika'da uzaktaki finansal işlerimizi hallediyor, demiş ben de çok şaşırdım, dedim.

Dördümüz de mahvolmuş bakışlarla olduğumuz yerde kalırken,

Erke isyan etmeye başladı;
YA NEDEN SIKINTILAR BİR TÜRLÜ BİTMİYOR?!

Ardından Kaan da lafa atıldı:
 Ya depremden kaçıyoruz mafya geliyor, mafyadan kaçıyoruz arkadaşımız kaçırılıyor, arkadaşımızı alıyoruz, mafyanın adamları uğraşıyor, ne ulan bu?! dedi içinin acıdığı ses tonundan belliydi.

Arya oldukça depresif bir şekilde bıktım diye mırıldandı yüksek bir ses tonu ile, ardından bende harekete geçtim, bir plan yapmamız ve dayımı kurtarmamız gerekiyordu, hemen lafa atladım ciddi bir şekilde:

-Size deprem sırasında benimle misiniz diye sordum değil mi?
Üçü de halsiz bir şekilde evet, dedi.

-Size yeniden ihtiyacım var arkadaşlar, benimle misiniz?

Yine halsiz suratlar ve evet cevapları...

Tamam, bir plan yapmamız gerekiyor, şu işi oturup konuşalım dedim enerjili bir ses tonu ile

Üçüne de birden bir enerji geldi, bunu düzeltmek için can atar gibi, sonra Arya'dan gelen enerjili soruyu cevaplamak için hazırlandım,

Arya: Pekala, Enes ne yapıyoruz?

Soruyu cevapladım;

Şimdi gidip mafyalarla görüşme ayarlatacağız, sonrasında görüşmede biz sorgulayarak dayımın gerçekten suçu olup olmadığını öğreneceğiz, eğer suçluysa birde dayımla konuşup duruma göre bakacağız, eğer gerçekten suçluysa söyleriz polise içeri atarlar, ama gerçekten suçlu değilse, onu temize çıkarmak için her şeyi yapacağız.

Tamamdır dedi Erke
Kaan da onayladıktan sonra Arya'nın isteğiyle okuldan sonra bisikletlere binip yolumuzu karakola çevirdik ve yolda ilerlemeye başladık, o sırada bisikletimi sürerken dayımı düşündüm, gerçekten yapmış olabilir miydi? kahverengi orta uzunlukta saçları, büyük gözlüğü ve sevimli bakışları olan bir dayım var, samimi bir insan aslında, ama içinde bir şeytan olabilir...


Bu düşüncenin ardından yolu izledim ve solumda arkadaşlarımı ve az ilerde, sağda karakolu gördüm, bundan 10 saniye sonra bisikletimin arka frenini hafif bir şekilde sıktım ve bisikleti durdurup karakolun yanındaki kaldırıma bıraktım ve bizimkileri arkama alıp karakola adımlarla ilerledim, içeri girdiğimizde polisten  mafyalarla görüşmemiz için bir ricada bulunduktan sonra bizi soğuk bir odaya aldılar, beş dakika sonra bir masanın bir tarafında biz, bir tarafında o aptal mafyanın adamları soğuk bir suratla bizi süzüyorlardı.

Ardından ben lafa başladım adamlara nefretle bakarken;
Merhaba, siz dayımın aranızda olduğuyla ilgili iddialarda bulunmuşsunuz, bu doğru mudur?

Odada dinlendiğimizi bildiğim için oldukça saygılı konuşuyordum ama adamlar öyle değildi.

-Bak çocuk, yürü git burdan, mafyaya karışma!

Ben de sinirlendim

-Sana bir soru sordum!

-Evet, dayının adı Rıfkı Çizik, mafyanın finansal işlerine Amerika'dan bakıyordu, başka bir şey yoksa yürüyün gidin buradan!

O an şok oldum, dayımın adı ve soy adı böyle bir iddia da mafyanın ağzından çıkmıştı, ayrıca dayım ailenin en sevilen üyesiydi.

Hemen sinirlendim ve kendimi tutamayıp ayağa kalktım, Erke bir kolumu Kaan da diğer kolumu tutarak beni zorla yerime oturttuklarında mafyanın adamı gıcık bir gülüş savurdu,

-O onursuz adamı bir daha göremeyeceksin çünkü 15 yıllık hapis verdiler, çok büyük bir şansı kaçırdın evlat, dayın suçsuz ama sen bunu asla kanıtlayamayacaksın! dedikten sonra gülerek bir küfür savurdu ortaya, bende sinirden kendimi tutamayıp kısık ama duyulan bir ses tonuyla, bir küfür savurup, sizi mahvedeceğiz, başınızdaki adamı indirdik, siz kolaysınız bile, şimdi hücrene geri dön diye bir konuşma yaptıktan sonra arkama bakmadan kapıyı hızlıca çarparak çıktım ve karakolun dışındaki banka oturdum, arkamdan koşuşturan Arya Erke ve Kaan'ı umursamadan bankın üstünde durup elimle anlımı buruşturarak düşünmeye başladım, ne olacaktı bu böyle? o sırada duymamamı sağlamaya çalışsa da duyduğum bir konuşma geçti Arya ve bizimkilerin arasında:

Arya: Durun durun! Sakin, şimdi siz de giderseniz kızacak, ben konuşayım, biraz sakinleşsin.

Kaan: İyi tamam biz bisikletlerin yanında bekliyoruz, Erke gel gidelim.

Erke: Tamam geliyorum.

Ardından Arya yanıma oturdu çekinerek, sonrasında aramızda şu diyalog geçti:

-Enes, iyi misin sen?

-Bilmiyorum Arya, bilmiyorum... ben-

-Tamam sakin ol, bu işten kurtulacağız, sadece sakin ol, tamam mı?

-Ehh , tamam.

-Hepimiz senin yanındayız ve olacağız, şimdi sanırım dayın hapishaneye girecek , girdiği zaman orda telefondan konuşma şansın olacak, o zaman her şeyi sorarsın , telefonuna el konmuş zaten.

-Masanın arkasında dinleme cihazı vardı, sanırım polis yerleştirdi, karakola gidip dinlemesini rica edebiliriz, ve böylece dayımın suçsuz olduğuyla ilgili delilimiz olur, adam ağzından kaçırdı.

-Tamamdır , sen nasıl istersen Enes, hadi bakalım.

Arya'yla birlikte bakışarak karakola doğru yürürken Kaan ve Erke bisikletlerini kaldırıma almış , bizi beklerken telefona bakıyorlardı.

Biz de ne de olsa fark etmezler diye içeriye girdik, polislerden birine söyledik, biz oraya dinleme cihazı koymadık, ve hiç bir zaman koymayız, dedi.

Biz de delil olmadan dava açmak istedik ama delil olmadığı için kabul etmediler.

Arya'yla dışarıya çıktık, ben yine önden sinirli bir şekilde yürürken Kaan ve Erke'ye durumu anlattım, ve şu diyalog geçti aramızda:

Ben: Allah belalarını versin, pislikler nasıl oyuna geldik dedim kızgın ve yüksek bir ses tonu ile.

Kaan da araya girdi,

Ne oluyor Enes?! Nerdeydiniz siz, yarım saattir bekliyoruz Erke ile!

Arya bi yandan beni sakinleştirdi bi yandan da onlara durumu anlattı:

Arya: Oyuna geldik, adam masanın altına dinleme cihazı koymuş, Enes bunu polisler yaptı sanıp dinleme cihazı kayıtlarından adamın söyledikleri için soruşturma açtıracaktı, ama dinleme cihazını bizi oyalamak için mafya koymuş.

Erke bunu duyup isyan etmeye başladığında arkamızdan hızla büyük, siyah bir jip geçti ve arka koltukta çırpınan dayımı gördüm, o an çıldırmak üzereydim.

ARABADAKİ DAYIM! diye bağırdım, hepimiz hızlı bisikletlere atladık ama yakalama şansımız olmadığı için bir süre sonra kaybettik, yolun kenarında durup, çaresizce düşünmeye başladık, ben hemen çığlıklarla başladım:
Ne oluyor yaa artık yeter, durumu bile çözemeden oyuna geldik, onları bulmamız lazım, Erke onları bulmamız lazım! Arya onları bulmamız lazım! KAAAAN!

Delirmiş gibi çığlıklar atarak tüketiyordum kendimi, ardından Arya'nın da sesi yükseldi:

-Tamam Enes! Sakin ol!

-Hayır olmayacağım Arya, o adamı bulacağım, bulmam gerek, bulmak zorundayım! 


Enes'in ailesi de işin içine girdi ve emin olun ki yazarken en son mafya adamı ben çıkacağım diye korkmaya başladım. Herneyse, bu bölümde Enes'in psikolojisi bozulmaya başladı, tabiki de dostları sayesinde hala ayakta. Peki ya siz ne düşünüyorsunuz?

Hapsoluşun Vibe'larıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin