Sosyal medyada gezerken önüne çıkan komik videoları sıkıntıyla atılıyordu Minho. Cidden hiçbiri komik değildi.
Tahriş olan boğazını temizledi ve derin bir nefes aldı. Tüm gününü salonundaki koltukta komik videolar, pardon komik olmayan videolar izleyerek geçirmişti.
Çalan kapı ziliyle elindeki telefonu bırakıp yattığı yerden kalkmaya çalışırken acıyla inledi kızıl saçlı. Grip nedeniyle tüm eklem yerleri ağrıyordu.
Kolunu ovuşturup kapıya doğru sarsak adımlarla ilerlemeye başladı.
Tekrar tekrar ısrarla çalınan kapının ardındaki kişiye "Geldim ya!" diye bağırırken kapının önüne geçip kulpu indirdi.
Tahmin ettiği gibi mavi saçlıyı gördüğünde gülümsedi "Hoşgeldin-" devam edeceği sırada Jisung'un yanındaki bedeni fark edip duraksadı.
"Hyunjin..? Hoşgeldiniz," sesinden şaşırdığı belli oluyordu.
Pekala, Hyunjin'in neden burada olduğu hakkında en ufak bir fikri yoktu. Jisung'un yüzündeki memnuniyetsiz ifadeden bir şeylerin yolunda gitmediği de belliydi zaten.
Halsizliği yüzünden daha fazla dikilemeyeceğini anladığında "İçeri geçelim mi?" diye mırıldandı ve kapının önünden çekildi.
İkili, jisung önde olmak üzere sıra sıra içeriye girerken arkalarından kapıyı örterek peşlerinden ilerledi.
Jisung kendini koltuğa bırakırken "Nasıl hissediyorsun?" diye sordu sakin sesiyle.
Jisung'un gözünün ucuyla sarı saçlıya bakması da gözünden kaçmamıştı Minho'nun.
Hyunjin, Jisung'a oranla biraz çekingen duruyordu ve bu Minho'yu açık konuşmak gerekirse şaşırtmıştı çünkü Hyunjin fazla rahat takılan biriydi. Ya da en azından dışarıya öyle bir izlenim veriyordu.
Minho gülümseyerek 'iyiyim' diyeceği sırada durdu. Aklına geçen geceki olay geldiğinde yüzünü buruşturmamak için kendini zor tuttu.
Yelkenleri hemen suya indirmemek adına ifadesizce "İyiyim, daha iyiyim. Siz?" diye sordu.
Hemen karşıda bulunan tekli koltukta oturan sarı saçlı soruyu havada kaptı. "Aslında pek iyi gözükmüyorsun, Minho. Doktora gittin mi?"
Kızıl saçlı onun bu ilgili tavrına gülümsedi. "Büyütülecek bir şey değil, Hyunjin. Bugün yeteri kadarıyla dinledim, yarın daha iyi olacağıma eminim," dedi samimiyetle.
Jisung onun dediğine alayla gülerken ortamdaki iki gencin dikkatini kendi üzerine çekti.
Kaşlarını havaya kaldırarak "Daha iyi olacağına emin misin? Bitik bir haldesin." dedi dalga geçerek.
Nasıl gözüktüğünü bilmiyordu Minho fakat tahminleri vardı. Muhtemelen kızıl saçları darmadağınık, gözleri şiş ve altları kırmızıydı.
Mavi saçlının şaka yaptığı belliydi bu yüzden Minho alınmak yerine samimiyetsizce güldü.
"Elbette eminim. Hem hastalık hali, ne bekliyordun ki? Sonuçta her zaman mükemmel gözükemem. En azından diğer günlerin aksine."
"Sen ona aldırma minho," diyerek göz devirdi Hyunjin. "Hâlâ oldukça güzelsin," her zamanki ifadesinin aksine tatlı sayılabilecek bir gülümseme sundu onlara.
Minho utançla ısınan yanaklarını saklamak ister gibi başını hafifçe eğerken, "Uhm..." diye mırıldandı ne diyeceğini bilemeyerek. "Teşekkür ederim." dedi sonunda.
Mavi saçlı şikayet eder gibi başını iki yana sallarken "Bitti mi?" diye sordu. diğerlerinin neyden bahsettiğini anlamadığını gördüğünde "Flörtleşmeniz diyorum, bitti mi? Baya görmezden gelindim çünkü," diye homurdandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love is (not) easy •hyunhosung
Fanfiction"minho ve jisung, okula yeni gelen hyunjin ile ilişkilerini gözden geçirmek zorunda kalır." -threesome tops! hyunjin & jisung bottom! minho [wattpaddeki ilk Türkçe hyunhosung ficidir]