Sabahın köründe Yekta'nın üzerime abanmasıyla uyandım. Benle Bora aynı odayı almıştık Yekta ise tekti, horlamalarını çekmek zorunda değiliz sonuçta. Daha kargalar gözünü açmamış , horozlar kahvaltısını yapmamış bizim Yekta ise Ray Mysterio edasıyla üzerimde tepiniyordu. Bizi tanımayan biri görse yanlış anlaması gayet doğaldı. Hiçbir tepki vermeden ölü taklidi yapmaya karar verdim. Gözümü açmaya halim yok, adeta vücut uykuda beyin uyanık bir şekilde Yekta'nın sözlerine kulak verdim.
"Dün gece kızlar geldi abiciim biri uzundı biri ondan biraz kısa. Başkada birşey göremedim. Hadi kalkın laan kalkın iş vakti. "
Uykudan kalkmaya hiç niyetim yoktu ki Bora'nın "Deniz kalkmamız gerek" demesi ile gerçek dünyayla olan bağlantımı kurdum ve ışık hızıyla son 2 günde olanlar beynimde canlandı , kalkmam gerekiyordu.
Biz Borayla üzerimize ne giyeceğimize karar vermeye çalışırken Yekta dolabın önünü kapattı. "Gerçekten çalışacağımızı mı düşünüyorsunuz? Kıbrısta bir oteldeyiz, Bora'nın ablasının otelinde. Göstermelik bir kaç iş yaparız hem babalarımızın gönlü olur hem biz keyfimize bakarız. Bugün havuz açıkmış , hadi inelim" dedi. Bu fikir kafama yatmıştı. Bora ise tedirginliğini yansıtmamaya çalışıyordu. Yanımızda pek bir eşya olmadığımız için mecbur banyodaki havluları aldık yanımıza. Allahtan yüzmek için şortlarımız vardı. Güneş gözlüklerimizi takarak havuzun olduğu bölüme indik. Saat henüz sabahın erken saatleriydi. İngiliz yaşlı bir çift, 3 çocuklu bir anne ve iki genç sevgiliden başka kimse yoktu. Üç tane yan yana şezlonga yerleştirdik. Yektayla Bora güneşin tadını çıkarıyor ben ise uyumaya çalışıyordum. Yine Yekta'nın sesiyle irkildim. "Laan lan geliyorlar söylediğim kızlar geliyorlar sağdaa bak Akınla konuşuyorlar Deniz baksanaa"
Hayatında sanki ilk defa kız görüyordu. Derdi de kızları tavlamak falan değil , Yekta aşka inanmaz. Onun için gıcık edilmelik şeyler kızlar. Kafamı sağa döndürdüğümde iki kızı uzaktan gördüm. Kısa boylu açık tenli olanın vücudu gayet iyi gibiydi küt siyah saçları vardı. Kırmızı , sade olmasına rağmen gayet yakışan bir mayo giyiyordu. Diğeri ise uzun , oldukça esmer saçları beline kadar uzanan , narin bir kıza benziyordu ve üzerinde siyah bir etek siyah siyah bluz ve beyaz bir önlük vardı, burda çalıştığı belliydi. Diğerinin ise cankurtaran olduğunu sonradan anladık . Doğrulup," beyler hazır mısınız?" Dedim. Bora ve Yekta hemen anlayıp onlarda doğruldular. Gözlükleri takıp kızların bize doğru gelmesini bekledik. Nihayet görüş açımıza girdiklerinde meşhur hareketimizi yapmaya başladık. Gözlüğü yukarı kaldır göz kırp ve kızın yürüyüşü ile birlikte kafanı o yöne doğru çevir. Üçümüz aynı anda yapınca gayet cool gözüküyordu, en azından biz öyle düşünüyorduk. Tam kızların dikkatini çekmişken; "Beyleeer " şeklindeki narayı duyduk. Hızlı adımlarıyla yanımıza geliyordu, kucağında küçük kızı vardı. Kızlar da bize doğru bakarken bir anda azarlamaya başladı. Gelen Bora'nın ablasıydı.
"Tatile mi geldiniz siz burayaa? Buraya keyif yapın diye yollamadı babam sizi. Yekta çabuk kalk üstünü değiş bugünün garsonluğunu sen yapacaksın. Öğlene doğru yoğunlaşırsak siz ikinizde yardımda gideceksiniz ama şimdilik Lâl'e bakmanız gerek, akşam gelip alırım. Kızımı sakın üzmeyin" diyerek kucağıma bebeği tutuşturdu. Kızlar gülerek ilerlemeye devam ettiler. Can kurtaran olan kulübesine çıktı, diğeri ise gölgede durup etrafı izlemeye başladı. Yekta oflaya puflaya yanımızdan gitti. Annesi gittiğinden beri ise Lâl'in ağlamasını susturamamıştık. Al sen dayısısın diyerek Bora'ya verdim fakat işe yaramadı. Biz bebeği susturmaya çalışırken esmer kız yanımıza gelmiş, farkına varmadık.
"Ver bana, perişan oldu çocuk" dedi. Direk kızın kucağına verdim. Bora "lan o benim yeğenim oğlum tanımadığın insanlara niye veriyorsuun" derken kızla beraber Boraya baktık. Lâl'in sustuğunu görünce o da sustu. Bebeği kucağına alıp hafifçe sallamaya başladı Lâl sakinleşmişti. Kız hiç yüzümüze bakmadı ama gördüğüm kadarıyla duru bir güzelliği vardı. Kahve rengi iri gözleri , uzun saçları ve küçük burnu ile gayet hoştu.
O sırada Aslı kapıdan seslenip "Asmiin, house keeping" dedi. Kız " benim odaları temizlemem gerek ama bununla beraber yapamam, biriniz ben onu uyutana kadar yapabilir mi? " dedi. İş yapmaya hiç niyetim yoktu. Senin görevini neden yapalım ? Diye karşılık verince sanırım bana kızdı. Lâl'i kucağıma bırakarak yanımızdan ayrıldı ve hızlı adımlarla otel binasına ilerlemeye başladı. Lâl yine ağlamaya başlamıştı. O sırada gözüm çocuk havuzundaki çocukla kavga eden Yekta'ya takıldı. "Ne demek pembe pipet istiyorum? Erkeksin sen bununla iç" , " oğlum ya yapma al iç gidip nasıl sana pipet getireyim ne fark eder" diye bağırışları bizim yanımızdan dahi duyuluyordu. Çocuğun annesinin ters bakışlarını gören Yekta " tamam efendim getiriyorum hemen" diyip elinde pembe pipetle ayrıldı. Yüzündeki gülümsemenin yapmacık olduğunu anlayabiliyordum. O sırada can kurtaran kız ise tepeden bizi izleyip gülüyordu. Bora dayanamayıp "komik birşey mi var" diye kıza seslendi. Kız ise "sizin gibi cool çocuklara yakışmıyor böyle şeyler " dedi alaycı bir tavırla. Haklıydıda. Bora dayanamayıp Lâl' i de alarak Asmin denen kızı bulmaya gitti. O sırada çocuğa istediği pipeti veren Yekta yanıma geldi ve suikast planlarını anlatmaya çalıştı. Bu sıcakta giydiği garson kıyafetinden ötürü ona acıyordum.
" anası bakmıyorken ben bunu havuza fırlatsam boğulur mu? Ya da şap atayım meyve suyuna daha ergenliğe girmeden dursun bütün işleri zuajahah. Belkide pipet ağzındayken kafasına vururum boğazına kaçar, nasıl fikir?" Yekta'nın bu planlarını dinlerken sanırım yarım saat geçmişti. Kucağında etrafa gülücükler saçan Lâl ile gelen Asmin, "yukarıdaki manzarayı mutlaka görmelisiniz" dedi tebessüm ederek ve havuzun kenarında Lâl ile oynamaya başladı. Durumun Bora ile alakalı olduğunu anlayarak yukarı koştuk. Bulduğumuz manzara bizi kahkahalara boğdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Derin Deniz
Teen Fiction"Bir deniz olsan , kıyısı mı olursun derini mi? Herkes mi yürüsün kenarında , sadece bulan mı sevsin derininde?" Hayatları boyunca hiçbir sorumluluk altına girmemiş 3 gencin benliklerini keşfederken, kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan 2 güzel...