5. Bölüm

16.4K 196 42
                                    

Multimedya; Killian

“Odama tekrar gizlice girmek istersen, pencereyi açık bırakacağım.” Göz kırptı, güldüm.

“Hayır, bu sefer farklı bir yöntem denemeyi düşünüyorum.”

Şaşırdı. Arabadan inip kapısını açtım. “Bayan Lowry.” Kıkırdayarak arabadan indi. Kapıya gidip zile bastı. Ben de yanına gittim. “Ne yapıyorsun?”

“Ah, sanırım kapıyı deniyorum.” Ağzı açıldı. “Killian! Hayatta olmaz! Babam evded…”

Kapıyı açan Bayan Lowry oldu.

“Merhaba Bayan Lowry.”

“Killian! Bu ne güzel sürpriz! Ah, bana Emily de lütfen.” Gülümsedim.

“İçeri gelsene.” Kate’in ters bakışları eşliğinde içeri geçtim. “Haberlerde gördük, umarım baban bir an önce iyileşir.” Uff, babamın lafı her yerde geçmese olmazdı sanki. Teşekkür ettim.

“Kate’in benim yüzümden derslerinden geri kalmasını istemiyorum, bu yüzden ona yardımcı olmak istedim.”

“Öyle mi yaptın?” Ah evet, sanırım bu ufak ayrıntıyı Kate’e söylemeyi unutmuştum.

“Bu harika bir fikir Killian. Neden Kate’in odasına geçmiyorsunuz?” Kate’in ağzı açık kalmıştı. Yukarı çıktığımızda Kate biraz sinirli gibiydi.

“Sorun ne Kate?”

“Killian, bir gece kulübü işletiyorsun. Bana derslerimde nasıl yardımcı olacaksın?”

“Gece kulübü işletiyor olabilirim ama bu Harvard’dan mezun olduğum gerçeğini değiştirmiyor. Üstelik birincilikle bitirdim.”

Bunu beklemediğini gözlerinde görebiliyordum. Çabucak toparlandı.

“Derslerimde yardıma ihtiyacım olduğunu sana düşündüren ne bilmiyorum ama benim…”

“Kate, derslerinde yardıma ihtiyacın olduğunu düşünmüyorum. Yani tabi olursa yardım ederim.”

Şaşırmıştı. Ellerimi beline koyup onu kendime doğru yavaşça çektim. “Odandayız değil mi? Baş başa. Üstelik pencerenden girmeme de gerek kalmadı.”

“Ah.” Yine gözlerini kaçırıyordu, utanmıştı. Ellerimi çektim. Daha fazla orada kalsalardı, kendimi tutamayabilirdim. Kitaplarını alıp yere oturdu.

“Pekala, trigonometride biraz yardıma ihtiyacım olabilir aslında.” Sırıtarak yanına oturdum. Yaklaşık iki saat boyunca durmadan çalıştık.

“Ara vermek ister misin?”

“Hiç sormayacaksın sandım. Ah, matematikten nefret ediyorum.”

Eğilip kulağının biraz altından öptüm. “Yaa, hiç mi sevmiyorsun?” Bir taraftan da yavaşça aşağıya inerek öpmeye devam ediyordum. Boynuna geldiğimde ağzından küçük bir inilti çıktı. SİKTİR. Kendimi geri çekecekken dudakları dudaklarımı buldu. Küçük bir öpücük kondurduktan sonra geri çekilmeye kalktı. Fazla ileri gitmişti, şu an durmama imkan yoktu. Çekilmesine izin vermeden istekli bir şekilde öpmeye başladım. Nefes nefese kalmıştık.

“Killian.” Aldırış etmeden öpmeye devam ettim. Aşağıda çalan kapı beni gerçek dünyaya döndürdü. Siktir. Babası gelmiş olmalıydı.  Yüzüm hala yüzüne yakındı. Tek elimle yerden destek alırken diğeriyle yanağını okşuyordum. “Senin yanında kendimi durduramamaktan korkuyorum. Hiç bu kadar kontrollü olmadım ama kontrolü kaybetmeme bazen ramak kalıyor.” Uzaklaştım. “Gitsem iyi olacak.”

The Hunger (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin