Önsöz

16 1 3
                                    

Almanya'nın Heidelberg kasabasında doğmuşum. Babam orada işçi olarak çalışıyormuş. Babam Almanya'da annemse Denizli'nin Honaz ilçesine bağlı
Karaçay köyünde yaşıyormuş. Arada bir annem babamı ziyarete gidermiş. Son kez gittiğinde doğmuşum. Annemin o zamanın şartlarında yaptığı yolculuk yüzünden erken doğmak zorunda kalmışım. Normalde o kadar küçük doğanlar ölürmüş. Öldürmeyen Allah öldürmüyor. Çekecek çok çilem varmış çünkü. Kendimi bildim bileli çile çekiyorum. Çocukluğum, yaramazlığım yüzünden annemden tonlarıyla yediğim dayaklarla geçti. Büyüdüm evlendim , boşanana kadar kocamdan yediğim dayaklarla geçti. Ailem okutmamak için herşeyi yaptı. Babam aydın biriydi fakat ben çocukken ölmüştü. Cahil annem ve bencil abimin eline kalmıştım. Hayatımı kararttılar. Eve çalışıp para getirmem için zorladılar beni hep. Kendimi bildim bileli çile çekiyorum. Aksi, sinirli ve huysuz bir kişiliğim olduğu için ne ailemle, ne kocamla ne de çevremle pek geçinemedim. Bu huysuz kişiliğim
yüzünden hep ters düştüm hayata . İsyan ediyordum bulunduğum ortama. Zor geçirdim yıllarımı. Büyüdüm, evlendim çocuklarım oldu. Eşimden ayrıldım geçimsizliğim yüzünden. O da kafama uymuyordu çünkü. Çocuklarımı kendi kafamdaki dünyada büyütüp yetiştirmek istiyordum. Öyle de yaptım. Kendi küçük krallığımın kraliçesi oldum. Çocuklarım da o krallığın prensi ve prensesleri oldular. Bizim dünyamıza kimse giremedi o andan sonra. İzin vermedik. Çevremizdeki insanlarla aramızda uçurumlar vardı çünkü. Çocuklarımı büyüttüm, okuttum. Ailemdeki herkes sevdiği işi yapar oldu. Böylece hepimiz mutlu olduk. Ben en sevdiğim işi yapmasamda, yaptığım işi severek yapıyorum. Yıllarca manavlık yaptım ve bu işten emekli oldum . Hâlâ devam ediyorum çalışmaya. Ama çok sevdiğim hobilerimi yapmaktan da geri durmuyorum tabi ki. Resim yapıyorum, şiir yazıyorum, düşüncelerimi yazıyorum. Zaten bu kitabımda da düşüncelerimi dile getiriyorum. Uzun zamandır kafamdaki düşüncelerimi yazıyordum biryerlere. Şimdi onları derledim , toparladım. Herkesin krallığına giremediği o aksi kadının kafasındakileri bilmesinin zamanı geldiğini düşünüyorum. Neden bu kadar aksi olduğumu da belki bu sayede anlarlar. Şimdi eskisi kadar aksi biri değilim zaten. Hayatı öğrendim. Istemedigim kişilerle muhatap olmuyorum . Kimseyle geçinmek zorunda değilim şu üç günlük dünyada. Artık sadece kişiliğini, karakterini beğendiğim kişilerle muhatap olmuyorum. Birde işime gidip gelip paramı kazanıyorum o kadar. Hayat böyle çok güzel. Herkese tavsiye ederim . Sevmediğin insanlar ve olaylara karışmayınca sinirli de olmuyorsun zaten.

Duygular Beynin Patronudur.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin