Taehyung elindeki poşetleri ters çevirip Jeongguk'un yatağının üzerine döktüğü sırada çiçeğin bakımıyla ilgili bilgi vermeye devam ediyordu.
"Taç yapraklarının oluştuğunu gördüğünde suyun derecesini ayarlamak çok önemlidir Jeongguk. Musluktan alınan suyu direkt vermemelisin ona. Soğuksa ılımasını, sıcaksa bir nebze olsun soğumasını beklemelisin."
Jeongguk bu bilgiyi aklının bir köşesine not etse de ilgisini kucağındaki paketlerden çekememişti. Taehyung poşetleri katlayıp kenara bıraktı ve paketlerden birisinin ambalajını açtı heyecanla.
"Bu bir saç yıkama bonesi. İçine sıcak su doldurup kafana takıyor, sonra da ovalıyorsun."
Jeongguk bir şey demedi, heyecanlanmamıştı çünkü. İki yılın biriktirdiği pislik vardı bu berbat saçta. Basit bir boneyle temizlenmeyeceğini biliyordu. Kafası çok kaşınıyordu mesela, bazen fazla kaşımaktan kanatıyordu derisini. Bitler için eşsiz bir yaşam alanıydı Jeongguk'un yağlı saçları. Kolay kolay bu hale gelmediği gibi, bu kadar basit bir şekilde temizlenmeyecekti elbette ki.
Fakat Taehyung'un aldıkları bunlarla sınırlı değildi. Eline aldığı şampuan şişesini havaya kaldırarak "Ta daaa!" diye şakıdı.
"İkisini birlikte kullanabilmek için durulanmayan bir bit şampuanı aldım sana. Bit tarağı da içinde biliyor musun?"
Jeongguk tüm hissiz ifadesine rağmen içten içe onun nasıl iğrenmediğini merak etti. Yataktaki genç ne kadar pis koktuğunu biliyordu. Onun berbat kokusunun sindiği bu odada, herhangi bir rahatsızlık belirtisi göstermeden sesli bir şekilde kullanma talimatlarını okuyan genç adamın burnu ise işlevini görmüyor gibiydi. Kör de olmalıydı ayrıca, bit istilasına uğramış yağlı, yapağı saçlarını hoş bulduğunu söylemişti çünkü. Jeongguk bu garip düşüncelerle önündeki duvara bakmaya devam ederken Taehyung bir koşu banyodan sıcak su almış, önce suyu, ardından bit ilacını bonenin içine dökmüştü. Ancak o an geldi aklına en önemli kısım. Jeongguk'tan izin almış mıydı bunu yapmak için?
"Jeongguk..." diye mırıldandı ağız dolusu. Herhangi bir tepki görmediğinde zorlukla yutkundu.
"Sa-saçlarını yıkamak ister misin? Ben dokunmayacağım hiç, gerçekten. Sadece, sadece bonenin lastiklerini esnetirim sen başını eğerken. Ama hemen çekerim parmaklarımı tamam mı? Tabii istemezsen bunu yapmayız. Çünkü onlar senin saçların. Hem, hem zaten bu haliyle de seviyorum ben senin saçlarını, saçların çok, çok..."
Ani bir şekilde sonuna kadar açılan kapı, tüm endişesini uçuruverdi Taehyung'un. Bir telaş Jeongguk'un önüne geldi ve boneyi esnetti parmaklarıyla.
"Saçlarını kıvırıp içine yerleştirmen yeterli, geri kalan kısmı ben halledeceğim."
Küçük olan tereddütle komodinin üzerindeki aynaya baktı. Karar vermişti, kurtulmak istiyordu. Jeongguk hak etmediği bu sefil görüntüden kurtulmak istiyordu. Eğer dediği gibi dokunmayacaksa kimin yardım ettiği önemli değildi. Bu yüzdendir ki daha fazla beklemeden zaten birbirine karışmış olan yağlı saçlarını kolayca bir araya getirip Taehyung'un gerdiği lastikten içeri bıraktı. Söz verdiği gibi asla temas etmedi Taehyung Jeongguk'a lastiği serbest bırakırken. Çok dikkatliydi.
"Saçlarını on dakika boyunca ovalaman gerekiyor. Bu süreçte seni izlememden rahatsız olur musun? Daha açık şekilde sormam gerekirse, sen saçını yıkarken burada kalabilir miyim?"
Kapının kapanma sesi kulaklarına dolarken anlayış dolu, beceriksiz bir tebessüm sundu kendisine bakmayan çocuğa. Bir şey demeden usulca terk etti odayı. Odadan çıkarken Jeongguk'un boneyi ovalayan parmaklarına çarpmıştı gözü. Biçimsiz tırnaklarının içinde biriken kurumuş kanı fark etmiş, fırsattan istifade gelirken uğradığı eczaneye giderek kaşıntıya bağlı egzama yaraları için bir krem almıştı. Jeongguk'un kapıyı bir daha açmayacağı korkusu, aralık bulduğu kapıyla birlikte uçup gitti. Lakin bu sefer de içeriden gelen sızlanmayla karışık ağlayış seslerinin telaşına kapıldı. Hızlıca içeri adımladığında saçlarındaki yapağıları çözemeyen Jeongguk'un acıyla, çaresiz bir şekilde ağladığını görmüş, bakışları anında buğulansa da hızlıca yatağın üstündeki kremi kaparak küçük olanın tepesine dikilmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
justicia de iris | taekook ✓
Fanfictionyerini dolduramadığım bir kelime var jeongguk. dilim lâl oldu, söyleyemem sana ne denli güzel olduğunu... @valerietkk 🖤 3 1 0 7 2 1