36- Kuduruk Selim

14.5K 691 256
                                    

Miribalaar, keyifler nasıl??

Umarım her biriniz tek tek iyisinizdir. Bir haftadır ülkenin durumunu göz önüne aldığımızda bunu tüm samimiyetimle söylüyorum. Umarım hâlâ ayakta ve iyi durumdasınızdır ❤

Bugün medyaya Barış Manço'nun çok sevdiğim bir şarkısını ekledim. Bölümü okumaya geçmeden önce şarkıyı açın, gözlerinizi kapatın ve 4 dakikalığına keyifli bir an yaşayın ^_^

Barış Manço - Yine Yol Göründü Gurbete

Keyifli okumalar ❤

---

Selim'in bana ev adresini yollamasından yaklaşık yarım saat sonra hızlı bir şekilde hazırlandık ve attığı konuma doğru yola çıktık. Havanın sıcaklığı dolayısıyla ilk iş klimayı açmış ve arkama yaslanmıştım.

"Şarkı açmak istemez misin?"

Babamın sesini duymamla güneş gözlüklerimi gözümden çıkardım ve kafama taktım. "O kadar sıcak ki aklıma bile gelmedi..."

Elimi radyoya uzatıp açtım. Rastgele bir şarkı arabanın içini doldurduğunda derin bir nefes aldım. Hazır, babamla baş başa kalabildiğimiz son anlardan birindeyken Julia meselesini de anlatmak istiyordum açıkçası. Çünkü bu kez de yine geçen seferki gibi olmasını istemiyordum.

"Baba... Benim sana söylemek istediğim bir şey daha var aslında."

Babam kaşlarını hafifçe çattı ve müziğin sesini biraz kıstı. "Dinliyorum."

"Geçen gün," diye girdim söze. Sesim içime kaçmışcasına kısık bir şekilde çıkıyordu. Boğazımı temizleyip daha yüksek bir sesle konuşmaya devam ettim. "Instagram'dan birisi bana mesaj attı. İsmi Julia. Ve... Ve, annemin arkadaşı olduğunu iddia ediyor."

Babamın çatık kaşları düzelirken direksiyonu saran elleri sıkılaşmıştı. Yutkunduğunu hareket eden adem elmasından görebilmiştim. Derin bir nefes aldı ve bir elini direksiyondan çekip tişörtünün yakasını çekiştirdi.

"Alya... Çok üzgünüm ama yine aynı şeyleri yaşamanı istemiyorum kızım."

"Hayır hayır," dedim hızla. "Bu sefer öyle değil baba. Biliyorum o kadını. İsmini ve yüzünü anımsıyorum. Hatırlıyorum, gördüm daha önce."

Babam sıkıntılı bir şekilde iç geçirdi. "Ne yazdı sana?"

"Annemin ölmeden önce ona verdiği birkaç eşya varmış. Annem o eşyaların bana ulaştırılmasını istemiş."

Güçlükle kurduğum cümlenin ardından gözlerimi yola çevirip soluklandım. Annemin yokluğuna alışmış olsam da onun ölmüş olduğunu dillendirmek çok zordu. Ve bu, alışabileceğim bir durum değildi.

"Bunca zaman neden sana ulaşmamış madem?"

"Beni yıllardır arıyor olduğunu söyledi. Şimdi bulmuş. Ve artık üzerinde bu yükle yaşamak istemedigini söyledi. Dediğine göre annem beni ona emanet etmiş. Julia beni bulmuşken bırakmayacağını, koruyup kalmayacağını söyledi."

"Gerek yok, ben varım senin başında."

"Benim de anlamadığım o ya," dedim tereddütle. "Annem öldükten sonra annemin babası beni sana verdi. Sen varken annem beni neden Julia'ya emanet etmiş olabilir? Siz annemle ne zamandır konuşmuyordunuz baba?"

Babam bir kez daha iç geçirdi. Sorumun arkasındaydım. Her türlü tutarsızlık içeren bir hayat hikayesi vardı ve ben bunun tam orta noktasında yer alıyordum. Olaylar benim etrafımda dönüyor, ruhum duymuyordu.

Sanal Aşk 1 | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin