6•

342 32 6
                                    

Saçımdan çekiştirerek beni uyandırmaya çalışan Hailey'yi ayağımla itekledim ve gözlerimi açtım.

"Dün neden bize bir şey söylemeden tanımadığın birisiyle birlikte eve geldiğini anlatmanı bekliyorum," dediğinde gözlerimi kapatıp dünü hatırlamak için kendimi zorladım. "ve neden hala akşamın yedisi olmasına rağmen bu halde uyuduğunu."

O beni bu şekilde azarlamaya devam ederken ayağa kalktım ve onun kolundaki saate baktım, saat gerçekten akşam yediydi ve ben yeni uyanıyordum. Bu halime gülerek aşağıya indim ve televizyonu açtım. Televizyonda izlediğim son şey Ashton'ın videosu olduğu için direk o açıldı, bunu beklemiyordum. Hailey görmeden kapatmak için koltuktan fırlayıp kaseti çıkarmaya çalıştım ama video oynamaya devam ediyordu.

"Ne saklamaya çalışıyorsun?" yutkundum ve elinden kurtulamayacağımı anladığımda yere oturdum ve videoyu izlemesine izin verdim. O izlerken ben de başımı öne eğmiştim ve tepki vermesini bekliyordum.

"Hayatımda bu çocuk kadar sik kafalı bir insan görmedim," dediğinde sanki ben azar yiyormuşum gibi kafamı aşağı yukarı salladım. "Kalk şuradan, dışarı çıkıyoruz."

"Hailey yeter, tamam mı? Her üzüldüğümde dışarı çıkmak bir işe yaramıyor, bu hissettiklerim dışarıya çıkıp kafayı bulmakla geçmiyor. Geçecek olsaydı bile, dün geceden sonra bu imkansız. Biliyorum üzülüyorsun ama lütfen artık bunun için uğraşma." Kolumdan tutup beni zorla ayağa kaldırdı ve koltuğa oturttu.

"Anlat," dedi. "dün ne oldu?" Gözlerimi kapattım ve kafamı hayır anlamında salladım. Bir kez daha tekrarladı.

"Ashton," Parmaklarımla oynamaya başladım. "onu gördüm." Ses çıkarmadan beni dinliyordu. "Masadan tuvalete gitmek için kalktığımda, onu uzaktan izlemeye gitmiştim. Sonra beni gördü," Burnum tıkalı olduğu için sürekli burnumu çekip duruyordum.

"Kafasını çevirmesini bekledim, beni umursamamasını bekledim. Sanki beni hiç tanımamış gibi yapmasını bekledim ama o kafasını çevirmedi. Yanıma geldi ve beni tekrar bıraktı, aynı yerdeyim. Bir değişiklik yok, aynı boktan durumdayım ve aynı boktan hisleri yaşıyorum ve bunu yine yapması biraz daha canımı acıttı." dediğimde bana sarıldı ve birkaç şey geveledi ama umursamadım.

"O seni seviyor, bunu biliyorsun değil mi?" dediğinde gülmeye başladım.

"Doğru ya, beni yeni sevgilisiyle terk etti daha sonra bir daha karşısına çıkmamamı söyledi. Beni üzmekten zevk alıyor çünkü beni seviyor öyle değil mi?" Hailey cevap vermedi, cevap verebileceğini de düşünmüyordum zaten.

"Calum'la konuştum," dedi ve tavana bakarak yarım ağız gülümsedi.

"Ne?" diye bağırdım. "Konuştunuz ve benim bundan şu an mı haberim oluyor?" 'Evet' anlamında kafasını salladı.

"Yarın yanına gideceğim, senin de gelmeni istiyorum." dediğinde kafamı hayır anlamında salladım, Calum'la konuşmaya hazır olduğumu sanmıyordum.

"Ashton'ın yolladığım kasetleri izleyip izlemediğini söyledi mi?" dediğimde kafasını evet anlamında salladı.

"Söyledi ama söylediği pekte güzel bir şey sayılmaz," suratım asıldı. "Onları izlemiyormuş, izlese hepsinin haberi olurdu. Öyle söyledi."

Doğru cevap Ashton'ın beni sevdiği için üzmekten zevk aldığı değildi, doğru cevap sadece beni üzmekten zevk alan piçin teki olduğuydu.

adı waiting for you olan bir hikaye yazıyorum, luke fanfiction. Profilimden ulaşabilirsiniz, o da kısa bir hikaye olacak, beğeneceğinizi umuyorum :"))


My Video Diary || ashton irwinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin