Charles anlık olarak ne yapacağını şaşırmıştı. Dili tutulmuş, ayakları uyuşmuştu. Boğazındaki düğüm sanki yutkunmasını bile engelliyordu. Sadece bir çizim, bu kadar abartılacak ne vardı ki?
Duyduğu ayak sesleri ile defteri hızlıca kapattı ve kitapları çantasına yığıp sıradan kalktı.
Sınıftan çıkamadan kendisinden uzun bir beden önünü kesti. Charles kafasını kaldırıp baktığında Erik'i gördü. "Erik?"
Yanaklarında hissettiği sıcaklık ile kafasını eğdi ve ayakkabılarını incelemeye başladı.
"aslında okul kapısında bekliyordum ama sadece kitap alıp çıkacak birine göre işin uzun sürdü. Bende bakmak istedim. Sen...iyi misin?"
"İyiyim. Sorun yok. Sen neden buradaydın?"
Charles kafasını kaldırdı ve mavi gözlerini Erik'in gözlerine sabitledi.
"Aslında bu gün herhangi bir çekim ya da bir provan yok. Ben de buluşuruz diye düşünmüştüm."
"Bunları nereden bildiğini sormayacağım. Ama tabi, olur." Charles kafasını evet anlamında birkaç kere salladı.
"Peki o zaman. Hiç motorsiklete bindin mi?" Charles Erik'in sorduğu bu soruya şaşırsa da birkaç dakika cevabı bulmaya çalıştı. "Sanırım hayır. Ama hay-"
"Hayallerinden biri." Diye tamamladı cümleyi Erik.
"Beni korkutuyorsun." Dedi Charles gülümseyerek.
"Üzgünüm, biraz sapık gibi duruyorum sanırım. Aslında sadece Raven ile konuşmak bile senin hakkında onca şey öğrenmeye yetiyor."
"Yani beni tanıyordun?" Charles aklına gelen anılarla gülümsedi.
"Genellikle arkadaşlar birbirlerini tanır. Ben seni tanıyorum, ama sen beni değil sanırım."
"Bay Xavier gülümsemeniz çok güzel ama artık okuldan çıkabilir miyiz? Burası beni sıkıyor."
"Okuldaki son yılın zaten. Bu zamana kadar nasıl geldin merak ediyorum."
İkisi de sınıftan çıktılar ve tekrar okulun koridoruna adım attılar. Okulun dış kapısına gelene kadar ikisi arasında tek bir kelime bile geçmemişti. En sonunda dışarı çıktıklarında ve okulun kasvetli havasını geride bıraktıklarında, Charles yağan yağmuru fark etti. "Hadi ama! sabah güneşliydi." dedi Erik somurtarak.
Charles ise merdivenleri hızlıca indi ve çantasını eline alıp kafasını gökyüzüne döndürdü. Yüzüne düşen damlalara karışık kollarını iki yana açtı.
Erik onun bu çocuksu davranışına güldü. O Charles'ın aksine yavaşça merdivenleri indi ve yanına gitti.
"Charles, Charles!"
Charles Erik'in ona seslendiğini duyunca kızarmış burnu, her zamanki kiraz rengi dudakları, ortaya çıkan çilleri ve dağınık ıslak saçları ile ona döndü.
"Hasta olacaksın."
"Ne güzel işte! Senden ödev isterim sonra sen bana cevap yazarsın sonra ben sana tekrar yazarım sonra bir konu açarım oradan konuşuruz ve bir bakmışız gece olmuş ikimizde aptal aptal sırıtıyoruz sonra ben seni arıyorum falan filan."
"Kafana güneş geçti diyeceğim ama yağmur yağıyor?"
"BOŞVER" sonunu uzatarak söylemişti. "Eee ne yapıyoruz?"
Erik onun bu haline gülümseyi unutmamıştı. "Aslında planım motosiklet ile gezmekti ama-"
"NEEE!? CİDDİ MİSİN?"
"evet ama-"
"ERİK! BU MÜKEMMEL. SEN MÜKEMMEL BİRİSİN, MÜ-KEM-MEL!"
"Ama yağmur yağıyor?"
"Boşver yağmuru. LÜTFEN ERİK LÜTFEN."
"Bana öyle bakma. Başka tarafa bak." dedi Erik. Gözlerini Charles'dan çekmeye çalışıyordu ama genç adamın sürekli göz önüne gelmesi işi kolaylaştırmıyordu.
"Ugh... başımın belası mısın?"
Erik okuldan çıktı ve hemen kapının oraya park ettiği motosikletin anahtarını cebinden çıkardı.
"ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM ERİK MÜKEMMEL BİRİSİN SEN MÜKEMMEL!"
Charles koşarak güvenlik kulübesinin yanındaki kapıdan dışarı fırladı ve Erik'in boynuna atladı.
"TEŞEKKÜR EDERİMM"
Erik sarılmaya karşılık veremeden Charles geri çekildi. Erik de motora döndü ve koltuğa koyduğu kaskı alıp Charles'ın kafasına taktı. Kilidini taktıktan sonra kendininkini de taktı ve koltuğa oturdu.
"Binecek misin?" diye sordu Erik.
"Aşırı heyecan yaptım sanırım. Sakin ol Charles sakin."
Erik'in arkasında kalan boşluğa oturdu ve kollarını beline sardı.
"Sıkı tutun Charles. Hastaneye gitmek istemiyorum."
"Ha ha ve ha. Gayet sıkı tutunuyorum."
"Sen bilirsin." dedi Erik ve gaza bastı.
Ani hızla Charles kollarını daha sıkı sardı. "Aman tanrım aman tanrım!"
________________________
Charles:
Bugün için teşekkür ederim
HarikaydıErik:
TekrarlamalıyızCharles:
Kesinlikle
Tekrar teşekkür ederimErik:
Charles
Zaten en az otuz kere teşekkür ettinCharles:
Bugünü hiç unutmayacağım
AğağağağaErik:
Mutlu olman yeterliydiCharles:
💛💛💛💛💛
💛💛💛💛💛
💛💛💛💛💛Erik:
💞Charles:
İLK DEFA KALP ATTIN
YEAHErik:
Shkdhwkshqkshwks
💕💘
Devam etmek isterdim ama akşam yemeği saati yaklaşıyor.
Yardım etsem iyi olacakCharles:
Sonra görüşürüzzErik:
Görüşürüzz________________
Charles:
Silam
Francsia wen
Sande erij olmalsisn
Nemnusn odlsm
Jok hojsun
GeecekrenErik:
?
İyi misin?Charles:
Jok yiysim
Jok hojsunErik:
İyi olduğundan emin olamıyorum
İçtin?
Keşke yazdıklarından bir şeyler anlayabilsemCharles:
Konum atayım mı?
HahahahahahshahErik:
Bir anda düzelen yazıdan korkmalı mıyım?Charles:
Ha? Gsjahaaawqqgh
Çok hoşsun diuirumErik:
Teşekkür ederim?
Sadece yat ve uyu Charles
Sen kendine gelince konuşuruzCharles:
Ama sende gidersen
Tekrar yalnız kalırımErik:
Yalnız kalmayacaksın Charles
Sadece uyu ve benim için iyice dinlen
Sabah bu yaptıklarından pişman olmanı istemiyorum
_________________
ŞİMDİ OKUDUĞUN
milky wilky | cherik
Fanficminific || fluff || sınıf arkadaşları || slowburn (maybe?) cherik fanfic