"Take me, ta-ta-ta take me,
Wanna be a victim,
Ready for abduction"______________________
Charles gece boyu uyuyamadığı için elinde kahvesi ile kağıtlara karalamalar yapıyordu. 'söylemenin ne anlamı vardı Charles?'
Bugün olan olaylardan sonra o sana cevap bile vermeden kaçamazsın. Belki de cevap konusu beklediğin kadar kötü olmazdı? Charles bok kafalısın gerçekten
"İç ses ile tartışma... Ehh günlük maraton."
*1 yeni mesaj*
Erik:
Ne diyeceğimi merak etmiyor musun?
*Bu mesaj silindi*Charles:
Hem ediyorum
Hem etmiyorum
Sonuçla kolayca yüzleşirim sanmıştım
Sanırım yapamayacağım
Bu yüzden, lütfen cevap olumsuz ise bana ümit vermeErik:
Daha duymadın bile
Yarın okula gelmeni bekliyorumCharles:
Yarın kendimi eve kapatmayı planlıyorumErik:
Merak etme
IsırmamCharles:
Çok rahatladım teşekkürler
GelirimErik:
Peki
İyi geceler
CharlesCharles:
İyi geceler
Erik_____________
_______________"Kesinlikle bunu yapmamalıydım, kesinlikle. Ah tanrım, ne yapıyorum ben?"
Charles yolunun tersine gitmeye karar verdi. Yine ormana kaçacaktı. Orası en güvenli hissettiği yerdi.Yine aynı şekilde örtüsünü yere serdi ve üstüne uzandı. 'ne düşünüyordun ki? Bunu yapamayacağım.'
Orada ne kadar kaldı bilmiyordu, yine de saatler olduğu kesindi. Yüzünde hissettiği sıcaklık ile gözlerini araladı ve hızlıca oturur pozisyona geldi.
"Sakin ol, benim."
"Ürkütücüydü Erik. Ormanda bir anda yüzünde sıcaklık hissedince pek normal karşılayamıyorsun." diye cevapladı Charles kısaca. Bunları söyledikten sonra birkaç saniye sonra aklı başına gelmişti, buraya sana bir cevap vermek için geldi.
Erik, Charles'ın yanına oturdu. Charles ona bakmamaya yemin etmiş gibiydi.
"Bana bakacak mısın yoksa ağaçlara devam mı?"
"Ağaçlar ne kadar güzel, değil mi?"
"Çok güzelsin." Erik eliyle Charles'ın uzun saçlarını yüzünden çekti.
(Uzun saç dediğimiz vatandaş aşağıdaki gibi)
(Bilgilendirme bitti)
Charles sessizdi. 'tesekkur et bari Charles! Deli ediyorsun beni"
"Cevabı duymak istemiyor musun? Dün mesajlarında öyle dedin."
"Olumsuz ise duymak istemiyorum dedim."
"Öyleyse duyamayacaksın."
Erik çantasını eline aldığı gibi kalktı ve başıboş ilerlemeye başladı. Charles da onun arkasından ayağa kalktı ve bakakaldı.
"Gerçekten mi? Cevap olumsuz ise bana ümit verme demiştim."
"Gerçekten inanıyor musun?"
"Neye?"
Erik çantasını yere fırlattı ve charles'ı kolları arasına aldı. "Seni bırakacağıma."
"Aptal."
Charles Erik'in kollarının içinde kendini güvende hissetmişti... Güvenli yerinde, güvendiği kişiyle.
"Seni bırakmayacağım francis."
"Ben bırakabilirim, eğer böyle kandırmacalar yapacaksan."
"Çok ayıp."
Charles geriye çekildi ve dolan gözlerini sildi. "Bir şey eksik değil mi?"
"Aslında değil ama sen eksik olarak biliyorsun."
"Ne ara öpüldüm?" diye sordu charles elini kurularken.
"Uyurken."
"Uyuyan güzel sayılır mıyım?"
"Sen uyuyan güzelden daha güzelsin."
"İşte bu romantikti."
Charles Erik'e ayakları birbirine değene kadar yaklaştı. Ellerini ensesine koydu ve parmak ucuna çıktı.
Dudaklarını birleştirdi.
____________
Kısa kısa bölümler yazıyorum. Finale ulasak biz bosverin bölüm uzunluklarıni. Romantik yazmayı hiç sevmem normalde de dün izlediğim film ve bitirdiğim dizi etkisi ile yazayım dedim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
milky wilky | cherik
Fanfictionminific || fluff || sınıf arkadaşları || slowburn (maybe?) cherik fanfic