Bölüm 3: Dikkat Et!

683 43 21
                                    

Hıçkıdık'a neler oldu neler *-* Şimdi biraz geri alıp yazıyorum ki anlayın :D 

-Hıçkıdık'ın Ağzından-

Evin önüne geldiğimizde arabayı durdurdum. Onun gitmesini istemiyorum. Babasına gitmesini istemiyorum işte. Yanağıma bir öpücük kondurdu. Ben de onun yanağına bir öpücük kondurdum.

Hd: Dikkat et.

As:  Zaten beni şuan yılanlarla dolu boz ayının krallık kurduğu eve bırakıyorsun.

Hd: Hayal gücün çok güzelmiş Astrid :D

Biraz kıkırdadı ve arabadan indi. Eve doğru ilerledi. Zile bastı. Kapı açılınca babası ona sarıldı. Astrid de ona. Ama sarılmak istemediğini biliyordum. O benim birtanecik leydim. Onu çok iyi tanıyorum.

Astrid'in babası (kayınpeder asdasdas Tamam ciddi ortam daha fazla bozulmasın :d) yanıma oturdu. Arabaya bindiğinde yerinde rahatsızca kıpırdandandı ve evine tekrar baktı. Var kesin bir şeyler de hadi bakalım.

Sessiz ve sakin bir yere geldiğimizde arabayı durdurdum. Konuşacağımız yerin sakin olması daha iyi olur çünkü.

"Beni dinle (damadım :d) Hıçkıdık."

Yüzüne ne var dercesine baktım. Derin bir nefes alıp konuşmasına devam etti.

"Astrid, sen onun yanında değilken-"

Aniden cümlesine son vermesi hayra elamet değildi, bu kesin.

"Sen onun yanında değilken, kendine tahmin edeceğinden daha çok zarar verdi."

Neden geçmişi tekrar açıyosun? Valla anlamıyorum ben bu adamı.

"Bunu tekrar yaşamasını istemediğimiz için.."

Aklıma gelen düşünceleri yalanlamak için yumruklarımı sıktım.

"Psikolojik tedavi görecek. Hastanede.."

Hd: Bu ona iyi mi gelicek sence?!

Sinirle direksiyona yumruk attım.

"Umarım."

Umarım? Valla salak bu adam.

Daha artan sinirimle arabayı çalıştırdım ve gazı kökledim.

Hd: Astrid hastaneden çıktığında daha mı iyi olucak?! O seni haketmeyecek kadar mükemmel!!

"Biraz sakin olur musun? Bak kaza yapıcaksın."

Hd: Astrid o hastaneden çıktığında durumu daha kötüye gitmemiş miydi ha?!

Dediklerini duymamışım gibi konuşmam onu da sinir etmiş olucak ki o da sesini yükseltti.

"Onu benden daha iyi mi tanıyacaksın?!"

Hd: En azından ona zarar vermiyorum!!

"Dikkat et!!"

-Astrid'in Ağzından-

Uyandığımda hastanedeydim. Yatağımda uzanıyordum. Benden biraz uzakta duran bir doktor vardı. Bana gülümseyerek bakıyordu. Ayaklarımı yataktan sarkıtıp doktora baktım.

Dr (Tabisi doktor :d): Nasıl hissediyorsun tatlım, diye sordu içten bir gülümsemeyle. Hayret. Burda güler yüzlü insanlar varmış. 

Elimi boynuma götürdüm. Boynumun bıçak gibi saplanan ağrısıyla elimi boynumda çektim.

Dr: Boynunun acısı geçer, hiçbir şey kalmaz, dedi yine gülümseyerek. O değilde cidden bu adam güler yüzlüydü ha.

As: Burayı yeterince iyi tanıyorum, dedim gözlerimi odada gezdirerek. 

Elindeki dosyayı açtı ve parmağıyla bir yeri gösterdi.

Dr: Burada hepsi yazıyor.

Bunu da biliyorum. Buraya son gelişimde dosyama göz atmak istemiştim ama yapamamıştım. Daha ilk paragrafta gözlerim dolup eski anılarımın acısını yaşıyordum. O dosya, büyük bir düşmandır. Geçmişinin her sayfası. Günlük gibi. Ama o olaylarda hangi duyguları yaşadığını sadece kendin anlayabilirsin.

Dr: Anlaşılan yorgunsun. O halde ben seni yalnız bırakayım. Dinlen veya dışarı çık. İstersen kapıdaki görevlilerden yiyecek ve içecek getirmelerini rica edebilirsin. Kıyafetlerin şu dolapta. Makyaj malzemelerin de komodininin içinde. Sevdiğin müzikleri dinleyemeyeceğin için sana sevdiğin ünlülerin posterlerini getirdim. Onlar da komodininin içinde, dedi ve -yine- güler yüzle uzun açıklamasını bitirdi. Kapıyı nazikçe kapattı.

Ayağa kalktım. Odamı inceledim. Burada pek eşya yoktu. Sade bir odaydı. Beyazdı. Sadece beyaz. Aynam vardı bir de. Aynı yerdi. Hiç değişmemişti burası.

Posterlerimi çıkartıp özenle duvara astım. BvB, The Pretty Reckless gibi bir sürü ünlü ve grubun posteri vardı. En azından oda şimdi bana daha huzurlu geliyordu. Birazcık daha sadece.

Aynanın karşısına geçtim ve ağlamaktan akan makyajımı sildim. Ve yerine tekrar bir göz kalemi çektim. Aslında makyaj yapasım hiç yoktu. Ama burası böyle. Mutlaka güçlü görünmelisin. Yoksa ezilirsin. Yani açıkçası:

Ya ezilirsin ya da ezersin.

Makyajım zaten uzun sürmedi. Hemen çıktım. Upuzun ve ürperten koridorda yürümeye başladım. Dik durmaya çalışıyordum, başarıyordum da. Ama üstüme gelen anılar hala canımı yakıyordu.

Bir çocuk vardı. Benden sanırım bir veya iki yaş büyüktü. Psikopat birisiydi. Fazlasıyla hem de. Ben daha yeni gelmiştim. Buralara yabancıydım. Güçsüzdüm. Yıpranmıştım. Koridora çıkmış dışarıya doğru yürüyordum. Bana çelme taktı ve yere düştüm. Koluma sert bir tekme attı. Kolum kırılmıştı. Kolumun kırılma sesi etrafta yankı yapmıştı. Doktorların bu tarafa geleceğini biliyordu, biliyorduk. Yüzünü endişe kapladı ve koşar adımlarla başka yöne gitti.

Gözümün önünde canlanan anım yüzünden kolumda tekrar o acıyı hissettim. Anılarını sadece sen en derinden hissedersin çünkü.

Koridorun en sonlarına doğru büyük bir topluluk vardı. O değilde herkesin içinde kim olay çıkarır ki?

Ehehe pskopata bağlıcak ^^ Önümüzdeki bölüm çok güzel olcak çok *-* Çocuğun ağzı burnu kırılcak :D

Bu geçiş bölümü oldu :d Kısaydı zaten :D Yeni bölüm biraz geç kalabilir. Çünkü kardeşim doğdu ^^ Çok tatlı :d

Ve evet Hıçkıdıklar kaza yaptı :s Çok kötüyüm çok :D

Hiccstrid 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin