4

188 41 12
                                    

dün gece sinemadaydım. eski siyah beyaz, sessiz filmlerdendi. böyle seni hatırkatan şeyler yaşadığımda özleminle daha çok kavruluyorum.

beni sinemaya götürdüğün günü hatırlıyor musun? sırf sana çok yakıştırıyorum diye kot ceketini giymiştin o gün. o bizim ilk randevumuz olduğundan çok özel olsun istemiş olacaksın ki, babanın arabasını kaçırmıştın. sonrasında sana çok kızmıştı ama üzülmemiştin çünkü 'hayatının en güzel günü'nü yaşamışken hiç bir şey senin tadını kaçıramazdı. sinemadan önce bana kahveli bir milkshake ısmarlamıştın. kahve içeren hiç bir şeyi sevemememe rağmen o benim şimdiye kadar içtiğim en lezzetli içecekti. evet, merak ediyorsan milkshake dükkanı hala duruyor. bazen seni hatırlamak istediğimde gider o içeceği satın alırım.

milkshake'lerimizi içtikten sonra açık hava sinemasına gitmiştik ve babandan kaçırdığın arabanın tepesine uzanmış, dünya saçması bir aşk filmi izlemiştik. öyle saçma bir filmdi ki, filmin sonuna kadar izleyecek kimse kalmamıştı. kocaman arazideki tek araç bizimdi.

filmin sonlarına doğru bana doğru döndün ve yanağıma bir öpücük kondurdun. beni daha önce öptüğün için biraz üzgün olduğunu çünkü her şeyin daha resmi olmasını istediğini söyledin. ve sonrasında hiç beklemediğim bir şey yaptın. bana çıkma teklif ettin. bu sefer ben seni öptüm. dudaklarımız bir kez daha buluştu. nefeslenmek için geri çekildiğimizde birbirimizin olmamızı istedin. her anlamda. istediğini yaptım.

o gece, eski bir mustagde, radyoda hala daha aklımdan çıkmayan o şarkının eşliğinde beraber olduk. sana dünyanın en özel insanıymışım gibi davrandım mı bilmiyorum ama birlikte olduğumuz her zaman yemin ederim ki, bana cenneti tattırdın.

radyodaki şarkı demişken dediğim gibi hala daha aklımda.

aynen şöyleydi ;

you are my sunshine, my only sunshine
(benim gün ışığımsın, tek gün ışığım)
you make me happy when skies are gray
(gökyüzü gri olduğunda beni mutlu ediyorsun)
you'll never know dear, how much I love you
(sevgilim, seni ne kadar çok sevdiğimi asla bilmeyeceksin)
please don't take my sunshine away
(lütfen güneş ışığımı elimden alma)

jaeyun, biricik sevgilim, seni çok seviyorum. zamanında sana bunu tam anlamıyla hissettirmediğim için üzgünüm. belki de bir gün seni kaybedeceğimi hesaba katarak, benim için ne kadar önemli olduğunu sana zamanında söylemeliydim ama yapamadım. bu yüzden kızgınsan eğer bana, çok özer dilerim. lütfen geri dön, jaeyun. yalvarırım bana geri dön. tekrar güneş açtır benim için artık hep gri olan gökyüzünde.

junnen' jakehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin