5

177 41 34
                                    

bugün eski plakları dinliyordum. bu plakları satın aldığımız günü hatırladığımda yüzümde kocaman bir gülümeseme oluştu. öyle içten gülmüş oalcağım ki, en küçük oğlan bana ne kadar güzel güldüğümü söyledi. bu plakları aldığımız gün şarkıları ezberlememi, çünkü çok yakında beraber bu şarkıları bağırarak söyleyeceğimizi demiştin. o sabah doktorlar konuşma yetimi travma kaynaklı kaybettiğimden tekrar konuşabileceğimi söylediği için heyecanla sesimi duymayı bekliyordun anlaşılan. dudakların neşeyle yukarı kıvrılmıştı. hoplaya zıplaya yürüyordun etrafta. gelecekle ilgili şeyleri konuşmayı hep çok sevmişsindir zaten. profesör olacaktın, sıkışıp kaldığımız bu kasabadan uzaklara taşınacaktık. bir yanı orman, diğer yanı deniz olan bir evde yaşayacaktık. kocaman bir banyosu olacaktı, böylece beraber yıkanabilecektik. her zaman beraber olacağımız, evlenmemizin yasal olduğu bir eyalette evleneceğimiz hatta tam dört çocuk evlat edineceğimizle ilgili o kadar konuşmuştuk ki, jaeyun. mutlu, çok mutlu olacaktık.

insan ömründe beş dakika sonranın bile garantisi yokken aceleci davranıp, yıllar sonranın hayalini kurardık. oysa insanın ömründe ufacık saniyeler bile çok değerliymiş. şimdi geriye dönüp gelecek ile ilgili konuştuğumuz o günlere baktığım zaman sadece gülüyorum çünkü yaşadıklarımız evrenin bize yaptığı kozmik bir şaka adeta.

çünkü artık eskiden gelecekle ilgili hayal kuran o iki çocuk değiliz. bu kasabadan hiç taşınamadık. hoş, ikimizin de gidebilmesi mümkün değil artık.

hayallerimizin hiç biri gerçekleşmedi, jaeyun. en azından ikimiz için gerçekleşmedi. çünkü şu günlerde hayalini kurduğumuz gibi bir evim, dört çocuğum ve iki köpeğim var. fakat her gece yastığa beraber baş koyduğum kişi sen değilsin.

seni geri istiyorum. o kadar çok istiyorum ki korkunç, tiksindirici bir acı hissediyorum. kalbim sızlıyor.

eşime hakettiği sevgiyi veremediğimi biliyorum. ama o çok anlayışlı ve hala daha senin aşkının yasını tuttuğumu biliyor. sen onu sevmemi ve sana veremediğim her şeyi ona verebilmemi isterdin. biliyorum. işte bu yüzden de suçluluğu iliklerime kadar hissediyorum. özür dilerim, çok özür dilerim ama onu asla mutlu edemem.

kendisi mutlu olmayan insan kimseyi mutlu edemez.

ve ben çok mutusuzum. sensiz çok mutsuzum.

keşke her şey daha farklı olsaydı, jaeyun. keşke, hiç ayrılmasaydık.

junnen' jakehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin