8. goodbye for now.

265 44 41
                                    

o kadar kızgınım ki. her şeye çok kızgınım. beni bu acımasız dünyada tek başıma bıraktığın için çok kızgınım ama yanlış anlama sana sadece sana değil kızgınlığım. kendime de kızgınım. keşke o gün o kavgayı etmeseydik. basit bir kavganın bu kadar büyümesine izin vermemeliydik. aptal ben yine her şeyi çok büyüttüm.

o günü çok net hatırlıyorum. nasıl hatırlamam ki? o benim hayatımın en kötü günü. seni benden ayıran gün. o gün beni görmeye erkenden gelmiştin ve şehire taşınacağınızı söylemiştin. ben, seni kaybedeceğimi düşünerek çok kızdım. seni dinlemedim bile. gidersen bir daha görüşemezdik. ben konuşamıyordum, gidersen seni arayamazdım. sadece mesaj atabilirdim ama sesini duymayacak olmak ceza gibiydi bana. bir bağımlı gibiydim sesine. bu yüzden hep konuşmanı, işaret dili kullanmamanı söylüyordum ya zaten. ayrıca sen benim bu kocaman dünyadaki tek arkadaşımdın, sevgilimdin. bencilliğimi mazur gör. her neyse, o güne geri dönersek benim tavırlarımı görünce aynen şunu söyledin. 'çocuk gibi davranmayı kes' öfkeyle bir şeyleri devirdim. beni sakinleştirmeye çalıştın ve seni dinlememi, aptalca davranışlar sergilemeyi bırakmamı istedin. ama o an öfkeden asla tahmin etmediğim bir şey gerçekleşmişti. sana ilk kez sesli şekilde bir şey söylemiştim. doktorlar duyma yetisine sahip olduğum için zaten bir gün konuşabileceğimi söylemişti ama o an bunun gerçekleşeceğini bilmiyordum. beklemiyordum da. sadece dudaklarımı araladım ve bir anda kelimeler döküldü.

sen o kadar şaşkındın ki. bu yıllar sonra dudaklarımdan bir şeylerin dökülmesinden miydi yoksa sesimi duymanın verdiği şaşkınlıktan mı bilmiyorum. ama keşke söylediğim ilk şey seni canımdan çok sevdiğim olsaydı. böylece sen, jaeyun, anlık bir sinirle evden çıkmayacaktın ve asla o korkunç kazayı yapmayacaktın. bazen gülesim geliyor. çocukken konuşma yetimi kaybetme sebebim o korkunç araba kazasında yaşadığım şok ve travmayla alakalıydı. yıllar sonra tekrar bir araba kazası oldu ve ama bu sefer ben bittim. konuşamamayı hiç dert etmemiştim ama sensizliği  fazlasıyla dert ediyorum.

keşke dilimden dökülen ilk kelime senden nefret ettiğim olmasaydı çünkü bu kocaman bir yalandı. yemin ederim ki, yalandı. ben seni çok seviyorum, jaeyun. her şeyden çok.  keşke şu an tam burada beni avutuyor olsan. bana hiç birinin benim suçum olmadığına inandırsan. keşke sen de burada olsan, jaeyun. seni çok özledim. çok fazla özledim. her şey çok zor. nefes alıyorum, yemek yiyorum, gülümsüyorum, heeseung ve çocuklarla beraber zaman geçiriyorum ama hayat devam etmiyor. benim için hayat senin kalbin durduğu an durdu.

bugün çocuklar yaz kampına gitti. ben de heeseung ile beraber senin ziyaretine geldim. bu kadar anlayışlı olduğu için o kadar minnettarım ki ona. seni görmek istedi ama bence benimle gelmesinin tek sebebi son günlerde baş dönmelerimin artması ve iyice güçsüz düşmem. her neyse. gördün mü bilmiyorum ama sana en sevdiğin çiçeklerden getirdim. bir demet taze lavanta. mezarının başında ağladım, acımı haykırdım. sen öleli çoktan beş seneyi geçmiş.

sanırım evren yokluğunla cezalandırıldığım bunca senenin ardından varlığınla ödüllendirilme zamanımın geldiğine karar vermiş. çünkü sanırım yakında kavuşacağız, aşkım. öyle hissediyorum. bu yüzden de ben, artık başka bir yaşamımız daha olacağına inanıyorum.

söz veriyorum sana, eğer bir sonraki yaşam varsa seni bulacağım ve yine senin sevgilin olacağım. hiç kavga etmeyeceğiz, sana asla senden nefret ettiğim yalanını söylemeyeceğim ve ayrılmayacağımıza dair sözlerimizi tutacağız. bu sefer hayallerimizi birlikte gerçekleştireceğiz.

dünyaya karşı ikimiz olacağız.

ve bir sonraki hayatımda, yanımda kalmanı sağlayacağım. böylece kimseye terk edip giden tarafın sen olduğunu, beni tek başıma bıraktığını söylemek zorunda kalmam.

umarım diğer yaşamımızda sana söylediğim son şey yüzünden bana dargın ve ya küs değilsindir. umarım diğer yaşamımızda yine benim olursun. umarım diğer yaşamımızda yine ellerimden tutarsın. umarım ki, diğer yamamımızda gökyüzüm hiç gri olmaz ve güneşim hiç solmaz.

bundan sonra ne olacak bilmiyorum ama tüm yaşamlarımda benim için aşkın tek anlamı sen olmaya devam edeceksin, jaeyun.

görüşeceğimiz günü sabırsızlıkla bekliyorum ama şimdi gideceğim ve anılarımız her zaman taze kalsın diye son zamanlarımı doyasıya yaşamaya çalışacağım. bizim son görüşmemiz hiç güzel değildi bu yüzden geri kalan günlerimi arkadaşlığına minnettar olduğum için heeseung'a, çocuklarıma ve köpeklerime sarılarak geçireceğim. onlarla her anımın güzel olmasını sağlayacağım. beni, bizi güzel hatırlayacaklarından emin olacağım.

senin yerin hiç dolmayacak ve kalbimdeki aşkın hiç solmayacak, biliyorum. hep biraz hüzünlü olacağım ama senin için son günlerimi doyasıya yaşamam, mutlu olmam lazım. söz veriyorum, yapacağım.

seni çok, en çok sevdiğimi unutma.

şimdilik hoşçakal, jaeyun.

junnen' jakehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin