''Demek süper kahraman ordusu kurmak istiyorsun?''

651 34 4
                                    

Asellus Australis*

Yine sıradan bir gündü. Eve geldim ve anahtarımla kapıyı açtım.

''Baba! Ben geldim.'' dedim ve oturma odasına geçtim. Koltukta tanımadığım bir adam vardı. 

''Hoşgeldin. Gelsene.'' dedi babam. Yaklaşıp babamın yanına oturdum.

''Merhaba Asellus.'' dedi tanımadğım adam.

''Merhaba.'' dedim.

''Ben size çay koyayım. Siz de o sırada tanışın.'' dedi babam ve mutfağa gitti. Ben de adamın zihnine girdim. Adı Nick Fury idi ve Dünya'yı gelmek üzere olan bir tehlikeden kurtarmak için süper kahramanlardan bir ordu kurmak istiyordu.

''Demek süper kahraman ordusu kurmak istiyorsun?'' Bu dediğime biraz şaşırdı.

''Güçlerimden birisi de zihin okumak. Açıklamak için zaman harcamana gerek yok. Kim olduğunu ve neden burada olduğunu biliyorum'' dedim.

''Peki kabul ediyor musun?'' dedi.

''Bilmiyorum.'' dedim. O sırada babam elinde çayların olduğu tepsiyle yanımıza geldi.

''Bence gitmelisin.'' dedi babam çayları masaya koyarken.

''Emin misin? Yalnız kalmanı istemiyorum.'' dedim.

''Ne de olsa görev bittikten sonra geri geleceksin. Hem ne kadar gitmek istediğini biliyorum. Sen insanlara yardım etmeden duramazsın.'' dedi ve gülümsedi. Beni gerçekten çok iyi tanıyordu. Fury'e döndüm.

''Ne zaman gideceğiz?'' dedim.

''Hemen.'' dedi.

''Tamam. Hazırlanıp geliyorum.'' dedim. Beni başıyla onaylayınca yukarı çıktım ve odama girdim. Hızlıca bir duş aldıktan sonra spor çantamı alıp içine birkaç kıyafet, görevde giydiğim kıyafeti, maskemi, babamla olan bir fotoğrafımı ve çakımı koydum. Üstüme siyah bol sweatshirt ve altıma da siyah eşofmanımı giydim. Sonra da çantamı alıp aşağıya indim.

''Ben hazırım.'' dedim.

''O zaman çıkabiliriz.'' dedi. Babama son bir kez sarıldım.

''Merak etme görev biter bitmez geleceğim. Ne de olsa benden kurtuluş yok'' dedim gülerek.

''Dikkatli ol.'' dedi yüzümü ellerinin arasına alarak.

''Tamam, patron. Merak etme.'' dedim ve Fury ile birlikte çıktım. Siyah bir arabayla havaalanına gittik. Orada da bir quinjete bindik ve denizin üstünde havaalanı kadar büyük bir yere iniş yaptık. Çantamı alıp quinjetten indim. Bizi Fury'nin asistanı karşıladı.

''Bayan Asellus'a odasını gösterin'' dedi Fury asistanına. Asistanı da bana odama kadar eşlik etti. Çantamı yatağın yanına atıp banyoya gittim ve elimi yüzümü yıkadım. Sonra da kendimi direkt yatağa attım ve görevden önce biraz dinlenmeye karar verdim. Ama gözlerimi kapattıktan 5 dadika  sonra kapımın çalınmasıyla hayallerim suya düştü.

''Gir!'' dedim. Gelen Fury'nin asistanıydı.

''Toplantı odasına çağrılıyorsunuz Bayan Asellus.'' dedi. 

''Peki.'' dedim ve asistanı takip etmeye başladım. Toplantı Salonu'na vardığımızda herkes oturmuş beni bekliyordu. Buradaki bazı kişileri tanıyordum.. Iron Man yani Tony Stark, Captan America yani Steve Rogers ve Hulk olduğunu düşündüğüm profesör kılıklı adam. Kapıdan girmemle bütün gözler bana döndü.

''Hoşgeldiniz bayan Asellus. Lütfen oturun.'' dedi Fury. Ben de zihnine girip adının Natasha olduğunu öğrendiğim kızın yanına oturdum.

''Tanıştırayım. Bu bayan Asellus Australis. Kendisi çok güçlü bir kızdır.'' dedi Fury. ''Ve bunlar da-'' derken sözünü kestim.

''Kim olduklarını biliyorum. Ayrıca bay Rogers, çocuk olmam güçlü olmadığım anlamına gelmiyor.'' dedim. Yüzbaşı bana şaşırarak baktı.

''Bayan Asellus'un güçlerinden biri de zihin okumak. Yerinizde olsam onun yanında düşündüklerime dikkat ederdim.'' diyerek açıklama yaptı Fury.

''Böyle bir göreve çocuk mu getirdin Fury? Cidden mi? Savaşırken ne yapacak? Düşmanların zihnini mi okuyacak?'' Sinirle ona döndüm. Mavi gözlerimin altın sarısı olup parladığını hissedebiliyordum. Sinirlendiğimde hep böyle olurdu.

''Yerinizde olsam sözlerime dikkat ederdim bay Rogers. Ayrıca zihin okumak güçlerimden sadece biri.'' dedim. Herkes şaşkınca parlayan gözlerime bakıyordu. Bunu fark edip gözlerimi kapadım ve derin bir nefes verdim. Gözlerimi tekrar açtığımda tekrar maviye dönmüştü.

''Vay canına.'' dedi Bruce. O sırada içeri isminin Maria olduğunu öğrendiğim kız girdi.

''Efendim. Loki'nin yerini tespit ettik.'' dedi.

''Hazırlanın. Çıkıyorsunuz.'' dedi Fury. Hepimiz başımızla onaylayıp odadan çıkmıştık. Ben doğruca odama gidip görev kıyafetimi giyindim ve maskemi sonrasında takmak için cebime koydum. Hızlıca silah odasına gittim. Diğerleri de buradaydı. Hala Rogers'a beni küçümsediği için sinirliydim. Ona ters bir bakış atıp dolaptan 2 tane tabanca ve bir bıçak aldım. 

''Yalnız küçük çocukların yanında büyük olmadan bıçak kullanması çok tehlikeli.'' dedi Rogers.

''Merak etme, ben yanındayım.'' dedim.

''Ben senden daha büyüğüm.'' dedi.

''Ben de senden daha güçlüyüm.'' dedim.

''Sen sadece daha ergenliğinde olan bir çocuksun.'' dedi. Bu bardağı taşıran son damlaydı. Bu sefer sadece gözlerim değil saçlarım da altın gibi parlıyordu.

''Hey! Sakin ol.'' dedi Stark. Sinirle oradan çıktım ve quinjetin yanına gittim. Nefes alıp vererek kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Cebimden bıçağımı çıkardım ve yansımama baktım. Gözlerim ve saçlarım normale dönmüştü. O sırada yanıma Stark geldi.

''Daha iyi misin?'' diye sordu.

''Evet, iyiyim.'' dedim.

''Yüzbaşına aldırma. Kendi bir fosil olduğu için herkesi kendinden küçük görüyor.'' dedi. Yüzbaşına fosil demesine gülmüştüm.

''Daha iyi misin?'' dedi Natasha da yanımıza gelirken.

''Evet, iyiyim.'' dedim ona da. 

''O zaman jete binin hadi.'' dedi. Biz de dediğini yaptık ve quinjete bindik. Ben Stark'ın yanına oturdum. O sırada Rogers  da yanımıza geldi ve hareket etmeye başladık.

Yarım saat bile olmadan hedefe varmıştık. Loki bir binanın önünde insanlara diz çöktürmüş bir şeyler söylüyordu. Bir adam ayağa kalktı. Loki tam ona saldıracakken Rogers aşağıya atlayıp adamı kalkanıyla korudu. Ben de ardından atladım ve dizimin üstünde iniş yaptım. Rogers ve ben ona doğru yürümeye başladık. Tekrar saldıracakken kollarımı 'x' şeklinde yapıp gelen saldırıyı engelledim. Rogers'ın buna şaşırdığına eminim. Biz Loki'ye daha da yaklaşırken Stark da zırhıyla yanımıza iniş yaptı ve zırhının her tarafından silahlar çıktı.

''Pes et.'' dedim Loki'ye. O da silahını indirdi ve teslim oldu. Onu da alıp quinjete bindik. Ama nedense içimde kötü bir his vardı. Ben bunları düşünürken Stark yanıma oturdu.

''Sorun nedir?'' dedi.

''Bir sorun var. Bu kadar kolay olmamalıydı.'' dedim.

''Belki de beni ve üstün teknolojili silahlarımı görünce korkmuştur?'' dedi Stark.

''Emin değilim...'' dedim sadece. O sırada birden şimşekler çakmaya başladı. Loki biraz kormuş gibi görünüyordu.

''Ne var? Şimşekten mi korktun?'' dedi Rogers alayla.

''Ardından olacaklara pek meraklı değilim.'' dedi Loki ve üstümüze bir şey çıktı. Stark bakmak için kaskını taktı ve kapıyı açtı. Kırmızı pelerinli elinde çekiç olan kaslı bir adam belirdi kapıda. Ve Stark'a çekiciyle vurdu. Stark yere kapaklanırken o şey Loki'yi aldı ve aşağı atladı.

''Bir de bu çıktı başımıza.'' dedi Stark yerinden kalkarken.

''Bir Asgard'lı daha mı?'' diye sordu Natasha. Stark atlamaya hazırken Rogers da önce saldırı planı yapmamız gerektiğini söylüyordu. 

''Benim bir planım var. Saldırmak.'' dedi Stark ve atladı. Ben de bir Rogers'a bir aşağıya baktım ve Stark'ın arkasından atladım. Pelerinli adam ve Loki uçurumun kenarında bir şeyler konuşuyorlardı. Stark hızla pelerinliye çarptı ve onu aşağıya attı. Ben de yanlarına dizimin üstünde iniş yaptım. Ama anlaşılan şu pelerinli Stark onu aşağı attı diye çok sinirliydi çünkü beni fark etmemişti bile.

''Bana bir daha dokunma.'' dedi pelerinli.

''O zaman benim işime karışma.'' dedi Stark.

''Kiminle uğraştığından haberin bile yok.'' dedi pelerinli.

''Eeee... Shakespeare'den miydi bu?'' diyerek dalga  geçti Stark. ''Annen biliyor mu perdesinden elbise yaptığını.'' diye ekledi.

''Bu iş seni biraz aşar metal adam.'' dedi. ''Loki Asgard hükümetiyle yüzleşecek.'' diye ekledi.

''Küpü bana versin gerisi senin.'' dedi Stark. '' O zamana kadar yolumdan çekil.'' dedi ve tam gidecekken pelerinli eleman Stark'a çekicini fırlattı. Stark birkaç ağacı yıkıp geçerek yere kapaklandı. Bu sefer de Stark sinirlendi ve ona ışın gönderdi. Bu sefer de o ağaca çarpmıştı. Daha kendini toparlayamadan Stark ona bir tekme savurdu ve o da ağacı yıkıp yere kapaklandı. O da bunun üstüne kenara düşen çekicini eliyle çağırdı ve kaldırıp gelen şimşekleri Stark'a yolladı. Ben de Stark'ı korumak için şimşeklerin önüne atladım ve kollarımı tekrar 'x' yapıp kendimi ve Stark'ı korumaya çalıştım. Bunun üstüne Stark tekrar saldırdı ve ikisi birlikte yukarı doğru uçtu. Uçma yeteneğim olmadığı için yanlarına gidemedim. Sadece devrilen ağaçların sesini duyuyordum. Ben de sesin geldiği tarafa doğru hızla koşmaya başladım. Oraya vardığımda Rogers da yanlarına gelmişti.

''Buraya neden geldin hiç bilmiyorum.'' dedi Rogers.

''Ben buraya Loki'nin planlarına son vermek için geldim.'' dedi pelerinli.

''O zaman kanıtla. Çekici yere bırak.'' dedi Rogers.

''Bunu demeyecektin. Herif çekiç manyağı.'' dedi Stark. Ve pelerinli Stark'a tekrar vurup onu kenara attı.

''Çekici yere koymamı mı istemiştin?'' dedi ve Rogers'a saldırdı. Rogers son anda kalkanını kaldırdı ve çekicin kalkana çarpmasıyla büyük bir enerji dalgası oluşup pelerinli de dahil hepimizi geri savurdu. Hepimiz ayağa kalktık.

''Artık gidebilir miyiz?'' dedim. Sonra ise hepimiz jete binip üsse geri dönmüştük. Loki'yi özel camdan bir hücreye kapatmışlardı. Şimdi de tüm ekip Toplantı salonunda oturmuştuk. Ayrıca pelerinli elemanla da tanışmıştık. Adı Thor'du. 

''Loki bu işi uzatacak.'' dedim. ''Thor? Planı nedir?'' diye sordum.

''Bir ordusu var. Ne Asgard'lılardan ne de başka bir ırktan. Onu size karşı yollamak niyetinde. Dünya'yı ele geçirecekler. Karşılığında da Tesseract'ı verecek bence.'' dedi.

''Bir ordu. Hem de uzaydan.'' dedi Rogers.

''O zaman başka bir geçit daha yapıyor. Bu yüzden Erik Selvig'e ihtiyacı var.'' dedi Banner

''Selvig mi?'' dedi Thor.

''Bir astrofizikçi.'' diyerek açıkladı Banner.

''Arkadaşım olur.'' dedi Thor.

'' Loki onu bir şekilde büyüledi. Ve aramızdan birini daha.'' dedi Natasha.

''Loki neden onu yakalamamıza izin verdi? Buradan ordu falan yönetemez.'' dedim.

'' Bence Loki'ye kafamızı takmayalım. Onun ne düşündüğü belli bile değil. Adam deli gibi davranıyor.'' dedi Banner.

''Sözlerine dikkat et. Loki'ye akıl sır ermez. Çünkü o bir tanrı. Ayrıca kardeşim.'' dedi Thor

𝓑𝓲𝓻 𝓨𝓮𝓷𝓲𝓵𝓶𝓮𝔃Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin