''Agena? Biraz yaralanmıştı. Kendini iyi hissetmediği her halinden belliydi. Güçsüzdü. Birden yere yığıldı. Hızla yanına gidip eğildim. Bayılmamıştı ama ayakta duracak hali de yoktu. Bizimkilere döndüm. ''Silahlarınızı indirin!'' diye bağırdım.
''Ama-'' dedi Clint.
''HEMEN!'' diye bağırdım. Hepsi silahlarını indirmişti. Tekrar Agena'ya döndüm. ''İyi misin?''
''Ya-Yardım. Et.'' dedi zar zor.
''Tamam, tamam. Kendini yorma.'' dedim ve Steve'e döndüm. ''Onu üsse götürmeliyiz. Durumu iyi değil.'' dedim. Steve tereddüt etse de yanıma geldi ve Agena'yı kucağına aldı. Birlikte binadan çıktık.
''Bu taraftan.'' dedi Tony limuzini göstererek. Hep birlikte limuzine binip üsse geri döndük. Gelir gelmez aceleyle Agena'yı revire götürdük. Doktorlar bizi dışarı çıkarıp onunla ilgilenmeye başladılar. Ben kapının önünde volta atarken diğerleri de oturmuş beni izliyordu.
''Sakin ol evlat. O iyi. Bir şeyi yok.'' dedi Tony. Durup Tony'e döndüm.
''Ama iyi gözükmüyordu. Ona ne oldu? Neden bu hale geldi?'' dedim.
''Bilmiyoruz tatlım. Daha iyi olunca bize her şeyi anlatacaktır. Ama önce sakin olmalısın.'' dedi Natasha yanıma gelip ellerini yanaklarıma koyarken. Sıkıca sarıldım ona.
''Babam benim tek ailemdi. Onu kaybettim. Şimdi kardeşimi yeni bulmuşken... Onu da kaybetmek istemiyorum.'' dedim. Natasha sırtımı patpatlarken doktor yanımıza geldi. Natasha'dan ayrılıp kendimi toparladım.
''O iyi mi?'' dedim doktora.
''Merak etmeyin. Durumu gayet iyi. İsterseniz görebilirsiniz.'' dedi doktor. Hızla revire girip Agena'nın yanına gittim.
''İyi misin?'' dedim.
''Evet.'' dedi. Derin bir nefes verdim. Bizimkiler de yanımıza gelmişti.
''Şimdi neler olduğunu anlatacak mısın?'' dedim. Agena yattığı yerden doğrulup oturur pozisyona geldi.
''Amcam... Regulus...Beni öldürmeye çalıştı. Elinden kaçtım ama altın soyundan olduğu için fazla güçlü. Şimdi seninle birlikte beni de öldürmek istiyor.'' dedi.
''Sen de benden yardım istiyorsun?'' dedim. Kafasını yana çevirdi. Ona doğru eğildim. ''Değil mi?''
''Evet.'' dedi. ''Edecek misin?'' dedi bana dönerek.
''Bir daha beni öldürmeye çalışmazsan yardım ederim.'' dedim. Kafasını salladı. ''Bir de şu altın ve gümüş soyunu açıklamanı istiyorum.''
''Bizler diğer mutantlardan daha farklıyız. 3 çeşit var. Altın, gümüş ve bakır. Altınlar en güçlüsü. Daha önce söylemiştim. Babamız altın soyundan, annemiz ise gümüş. Zihin okuma, eşyaları hareket ettirme ve hızlı iyileşebilme hepsinin ortak gücü. Ek olarak bakırlar toprak ve elektriği, gümüşler hava ve suyu, altınlar ise ateşi kontrol eder ve eşyaları ya da insanları toza dönüştürür.''
''Vay be.'' dedi Clint.
''Bir dakika bir dakika. Yalan söylemediği ne malum. Belki de buraya seni öldürmeye gelmiştir.'' dedi Tony.
''Ne? Hayır, saçmalama. Kendi kendimi mi yaralayacağım?'' dedi Agena.
''Kardeşini öldürmeye çalışan birinden beklerim.'' dedi Tony.
''Yemin ederim, yalan söylemiyorum.'' dedi Agena.
''Umarım söylemiyorsundur.'' dedi Steve. ''Çünkü eğer senin yüzünden Asel'in kılına zarar gelirse seni yaşatmayız.'' Agena hiçbir şey demeden ayağa kalktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝓑𝓲𝓻 𝓨𝓮𝓷𝓲𝓵𝓶𝓮𝔃
FanficAçıklama yapmaya üşendim ama kısaca bizim Original 6'lı artık 7'li. çok güçlü bir kız avengers'a çağırılıyor. Oku bak pişman olmazsın ;)