Gecenin Kafesi

14 2 0
                                    

  Gözlerini açtı. Etrafını hızla bakındı. Neredeydi, neden buradaydı? Bir an için her şey netleşir gibi oldu. Gözleri karanlığa alışmıştı. Sonra başı dayanılmaz bir acıyla zonkladı. Kim olduğunu hatırlıyamıyordu.Benliği silinmişti sanki.Korkuyla ürperdi. Bir tür kafeste miydi? Elleriyle etrafı yokluyordu.

  "Hoşgeldiniz genç devrimciler! Lütfen sakin olun ve kapıların açılmasını bekleyin."

  Neyin içinde olduğuna dair hiçbir fikri yoktu. Bu sesin nereden geldiğine dairede hiçbir fikri yoktu. Çaresizlik içinde duvarları yumruklamaya  başladı.

  "Kimim" bu soru beyninin her bir köşesini doldurmuş. Kök salıyordu.Adım ne ilk bu sorunun cevabına yoğunlaştı. Bir acı tüm vücuduna yayıldı.

  "Bize güvenin genç devrimciler. Biz size yardımcı olmak için buradayız."

  Yukarıdan. Evet bu ses yukarıdan geliyordu. Zıpladı. Elleri tavana değmiyordu.Tekrar denedi. Sanki o zıpladıkça tavan yükseliyordu.

"Eğer emirlerimize karşı gelirseniz işler sizin için zorlaşıcaktır."

  Bu sözlerin ardından bulunduğu yer aydınlandı. Gözleri bir anda parlıklığa alışamadı. Yavaşça gözlerini araladı.

  O bembeyaz bir kafesteydi. Bazıları için depo sayılabilirdi.Kapı! Kapı neredeydi. Peki ya pencere. Herhangi bir çıkış yoktu. Kapıların açılmasını bekleyin dememişler miydi? Tavan çok yüksekteydi ama kırmızı küçük ışığı görmüştü. Demek ki izleniyordu.

  Belki izliyorlarsa duyuyorlardır da. Umutla bağırdı.

  "Çıkarın beni buradan."

  Elbette bir cevap alamayacaktı.Ne sanıyordu ki? Gözlerinden bir damla yaş süzüldü.

  Gözyaşlarının akmasına izin verdi. Tuzlu su aklında bir şimşek çakmasını neden oldu. O yüzmeyi çok severdi. En çokta... Başı yine zonkladı.

  Bir şeyler hatırlamaya başladığı anda gelen bu baş ağrısı normal olamazdı değil mi?

  Sinirle bağırdı. Ardından bir ses yükseldi.

"Sakin olmalısınız genç devrimciler!"

   Gel de sen sakin ol diye bağırdı. Nasıl sakin olabilirdi. Nereye düşmüştü!

"Kapılarınızı açmamızı istiyorsanız kendinizi toplamalısınız."

  Başkaları da vardı. Derin bir nefes aldı. Bu sesi dinlemekten başka çözüm bulamıyordu.Duvarın yanına çömeldi.

  Beyaz renk gözlerini rahatsız etmeye başlamıştı. O zaman bakışlarını yere yöneltti. Orası da beyazdı.

  Belki renkli bir şey görebilirim umuduyla ne giydiğine baktı.

  O bir tür işçi tulumu giyiyordu. Fakat bazı farklılıklar vardı. Giydiği tulum orman yeşiliydi.Üzerinde 4 yazıyordu.

  Bir metal tangırtısı dikkatini dağıttı. Duvar açılıyor muydu?

 

ÖL ya da YAŞAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin