Plan

6 3 0
                                    

Kamp alanına ulaşana kadar kimse konuşmadı. Herkesin içinde oldukları durumu sindirmeye ihtiyacı vardı.

Elsa hepsinin hafızasının silinip silinmediğini merak ediyordu ama sessizliği bozmaya da cesaret edemiyordu.

Kamp alanına ulaştıklarında daha önce fark etmediği bir sandık görmüştü. 1.5 metre boyunda 50 cm eninde ahşaptan bir sandıktı.

Nasıl oldu da göremediğini merak etti.

Kurtardığı çocuk Elsa'yı görünce heyecanlandı.Ayağa kalkmak için hareketlendi fakat başaramadı.

-Teşekkür ederim. Sen olmasan pek de besleyici olmayan  bir öğün olacaktım.

Elsa gülümsedi. Çocuk şimdi daha iyi görünüyordu. Asyalı kız kanamayı durdurmayı büyük ölçüde başarmıştı.

Kızıl saçlı kız "Heyoo millet!" diye bağırdı. Elsa bu coşkunun nedenini anlamadı.

Kız devam etti:

-Artık tanışsak mı ki?Birbirimizin hayatını kurtardık ama isimlerimizi bile bilmiyoruz. Ayrıca kim olduğunu hatırlayan var mı?

Herkes aynı anda hayır manasında başını salladı. Elsa biraz olsa da rahatlamıştı. Demek herkes onun gibiydi fakat tanışmakla vakit kaybetmek istemiyordu ama kıza hak vermeden de edemiyordu.

-Merhaba ben Elsa Winner.

Kızıl saçlı kız gülümsedi.

-Hey! Ben Annie Valent.

Kurtardığı çocuk devam etti.

-Ben Barış Aksu.

Asyalı kız Jandi demekle yetindi.

Sarı saçlı çocuk kahkaha attı.

-Merhaba ben Adrien yarışmaya balta girmemiş ormandan katılıyorum bütün yarışmacı arkadaşlarıma başarılar diliyorum.

Elsa sinirle çıkıştı.

-Çok komiksin. Günümüzü şenlendirdin.

Adrien homurdandı ama bir şey söylemedi.

Geriye kalan kız adının Safiye olduğunu söyledi. Sanırım bir Arap diye düşündü Elsa.

Sonuncu kişi de adının Dustin olduğunu söyleyince konuşma bitti.

Elsa kafasındaki soru işaretlerinden kurtulmak için canını bile verebileceğini düşündü. Onlardan ne istiyorlardı.

-İş bölümü yapmalıyız. Bu fikir Dustin 'den çıkmıştı.

Elsa önce sandığı incelemek istiyordu. Belki neden burada olduklarıyla ve nasıl buradan kurtulacaklarıyla ilgili bir şeyler bulurlardı.

-Bence önce sandığa bakmalıyız.

Adrien söz aldı.

-Biz kabaca bakmıştık yayları orada bulduk ama detaylıca incelemek daha mantıklı.

Jandi'nin yüzü kızardı. Utana sıkıla söz aldı.

-Bu ormandaki bazı bitkileri tanıyorum. Onları toplayıp Barış'a ilaç yapabilirim.

Elsa heyecanlandı.

-Hafızan geri mi geldi?

Jandi sıkkınlıkla cevap verdi.

-Hayır, üzgünüm. Ben sadece bitkilere bakınca ne yapacağımı bildiğimi fark ettim.

Adrien ve Annie atıldı.

-Biz de yay kullanmayı hatırlıyorduk.

Dustin Jandi'ye bakarak konuştu.

-Ben de seninle gelmeliyim orman tehlikeli gibi. Yani sen tek başına gidemezsin demiyorum. Ahh, çok yetenekli olduğunu biliyorum. Immm, özür dilerim konuşamadım.

Dustin'in yanakları kızarmıştı. Elsa çocuğa acıdı.

-Bence de mantıklı Dustin. İki kişi gitmek korunmayı kolaylaştırır.

-Adrien biz de su aramalıyız.

Adrien sadece kafa sallamakla yetindi. Elsa doğrusu daha içten bir tepki bekliyordu ama aldırmadı.

-Ben Barış'la kalıp sandığa bakarım.

Annie her zamanki neşeli sesiyle söylemişti.

Bir amaçları vardı. Elsa buraya geldiğinden beri ilk defa umutlanmıştı.

Barış "Çocuklar sizi bilmem ama sanki önce kampı kursak yarın bu işlere baksak daha mı iyi olur acaba?"

-Evet, bence de. Ateş yakmalı ve çadır kurmalıyız.

Safiye o zamana kadar hiç konuşmadığı için onun varlığını dahi unutmuşlardı.

Kız devam etti.

-Birkaç ağaç dalı toplarsak ben ateş yakmayı biliyorum.

-Tamam o zaman önce kamp kuralım.

Sandığa doğru ilerlediler.

ÖL ya da YAŞAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin