Dolunay Gökyüzüne Çıktığında...

•Bölüm Dört•

(Encre)

"Seigneur stupide, règles stupides, vampires stupides" (Aptal Lord, Aptal Kurallar, Aptal Vampirler) sinirlice önümde duran vazoyu yere fırlattım. "NE HAKLA BUNU YAPAR!!!"
Küçük odamda tepinip, odayı birbirine katıyordum. Bir süre uyuduktan sonra uyandığımda kafamı daha iyi toparlayabilmiştim ve tüm senaryoyu yeniden yazınca tüm korku ile hüzün yerini saf nefrete bırakmıştı. Neden Fallacy böyle yaptı ve beni buraya kapattı bilmiyorum ama bir yolunu bulup kaçacağım... Sadece ilk önce içimdeki siniri boşaltmam gerek o kadar. Elime tahta sandalyeyi aldım ve yere fırlatıp parçalamaya hazırlandım-- ta ki kapımın çalındığını duyana kadar.

(Tanrısal)

Fallacy Uyumaya hazırlanıyordu neredeyse sabah olacaktı ve uzun bir yoldan geliyordu elbette uyumak onun hakkıydı. 'King Size'  Yatağında uzandı ve başını yastığa gömdü. Yatağın sağ tarafına göz gezdirdi ve iç çekip sol tarafına döndü. "Eskiden olan eskiden kaldı Fallacy... Artık bir şey yapamazsın."

yorganı ensesine kadar çekti ve gözlerini kapattı neredeyse uyuyordu ki---
Alt kattan bir cam kırılma sesi geldi.

"AHHH ciddi misin?! Şimdi ne oldu?"
Fallacy sinirle yerinden kalktı. Kırmızı, siyah pijamalarının üstüne siyah pelerinini giyip aşağı kata indi. Aşağı indikçe Fransızca söylenmeler ve bir şeylerin kırılma sesleri artmaya başladı.
Fallacy iç çekti çoktan sesin kaynağını anlamıştı.

Fallacy kendini uykulu bir şekilde Encrenin kaldığı odaya sürükledi.
kapının önüne geldiğinde Celeste'ın kapının önünde olduğunu gördü. Celeste de muhtemelen yatağından kalıp gelmişti beyaz pembe pijamaları ile Encre'ye sesleniyordu fakat pek bir işe yaradığı söylenemez... Celeste, Lord Fallacy'ı fark ettiğinde hızlıca kapıdan çekildi "Sanırım size gerçekten sinirlenmiş olmalı Lordum... Belki de onun ile konuşmalısınız?"

"Zaten onun ile konuştum ve ağlamaya başladı!"

"Çünkü Encre'i tam anlamı ile DUVARA YAPIŞTIRDINIZ!!!" Falacy yüksek ses ile irkilip geri çekildi. Celeste boğazını temizleyip konuşmaya devam etti.

"Üzgünüm Lordum ama bu sefer daha açıklayıcı olursanız eminim sizi anlayacaktır!"

Fallacy gergince kollarını gövdesinde birleştirdi. "Emin değilim bu onu sadece daha'da sinirlendirebilir."

"Ama belkide sinirlendirmez! Sadece onun ile konuşun... Bakın eğer sinirlenirse size en sevdiğiniz kurabiyeleri yapacağım!"

"İçinde vişne dolgusu da olacak mı?"

"Üstünde çikolataya batırılmış çilek bile olacak!"

Fallacy bir anda kocaman sırıttı ahh evet Celeste'ın vişne dolgulu çikolata kurabiyeleri Cevabı için düşünmesine bile gerek yok!
"O zaman pişirmeye başlasan iyi olur" Fallacy Encre'ın kapısını yavaşça üç kere tıklattı.

bir süre sessizlikten sonra tiksinç bir yüz ifadesi ile Encre kapıyı aralayıp minik kafasını aralıktan çıkardı.

"Qu'est-ce que tu veux merde de vampire!!!" (Ne istiyorsun Vampir bozuntusu!!!") Encre sanki soru sormuyor da aşağılıyormuş gibi konuşuyordu.

"Bide bana ırkçı diyordu--" Fallacy sinirlice kollarını beline attı.

"LORD FALLACY!!"

"TAMAM TAMAM!... Encre senin ile konuşa bilir miyim?"

"Que pensez-vous que nous faisons maintenant?" (Sizce şimdi ne yapıyoruz?)

"Yani daha sakin bir ortamda-" Fallacy aralıklı kapıdan içeriye göz gezdirdi. "Çünkü senin odan savaştan çıkmış gibi." Encre sadece sinirlice pufladı ve odasına girmeye hazırlandı.
"Eminim Konuşurken Lord Fallacy size çikolatada ikram eder!" Celeste Encre'ı kolundan tutup kendine doğru çekti "BİR DAKİKA ÇİKOLATA OLMAZ--" "Çikolata da nedir?" "Encre merakla dışarıya çıktı ve kapıyı arkasından kapattı. "Çikolata ne bilmiyor musun?" "H-Hayır?" Fallacy sessizce kıkırdadı Encre'ye gelmesini işaret etti. Encre ilk başta çekindi ve geri çekildi sonra gözleri Celesteye doğru kaydı, Celeste kafasını onaylarcasına salladı. Ardından Encre Fallacy'ın elini tutup ona yolu göstermesine izin verdi. Fallacy bir anda Encre elini tutunca irkildi ardından Encre'ı olabildiğince nazik bir şekilde 3. katın balkonuna çıkardı 'sanırım 10 veya 15 dakikaya güneş doğmaya başlayacak' diye içinden geçirdi Fallacy