Sabah her zamanki gibi isteksizce yataktan doğruldum. Aslında bütün gece hiç uyuyamamış, yatakta dönüp durmuştum. Tabi ki uykum bir hayli vardı doğal olarak. Odamdaki banyoya yöneldim. Her sabah olduğu gibi bu sabah da banyodaki ayna kendimi görüp kendimden daha da soğumama neden oldu. Gözlerim şişmişti. Dudaklarım kupkuruydu ve adeta rengini kaybetmiş, apaçık bir kırmızı-pembe karışımına dönmüştü. Elimi yüzümü soğuk suyla yıkayıp kuruladım. Ardından fondöteni yüzüme özellikle göz altlarıma elimle yedirdim. Makyaj yapan bir insan değilim normalde hatta nefret ederim fakat bu derece morarmış göz altı torbalarım ve solgun yüzüm varken makyaj kaçınılmazım oluyor. Dudak nemlendiricimi de dudaklarıma sürdükten sonra banyodan çıktım. Her zamanki siyahlarla kaplı gardolabımdan siyah bir kazak ve siyah pantolon alıp giydikten sonra komedinin üzerinden cep telefonumu ve kulaklığımı alarak odamdan çıktım. Tabi ki evde kimse kalmamıştı. Aşağı indim. Canım kahvaltı yapmak istemiyordu. Zaten hiç bir gün kahvaltı yapmam ki. Kahvaltı yapmaktan nefret ederim. Kendimi birden somurtkan şirin gibi hissettim. Her şeyden nefret eden... Hayattan, yaşamaktan nefret eden... Size bir şey söyleyeyim mi, ben şirinlerden de nefret ederim. Onlar, henüz bebek sayılabilecek çocuklara hayatın çok güzel olduğunu öğretmeye, göstermeye çalışıyorlar ama hayat hiç de onların gösterdiği gibi değil. Bunlarla yetişen çocuklar ileride çok büyük bir hayal kırıklığına uğrayacaklar. Savaşların, aç milyonlarca insanın bulunduğu bu ülkede çocukların beynini yıkıyorlar bence. Ben bu yüzden televizyona karşıyım. İnsanları yaşamın gerçeklerinden sıyırıp kendi saçma dünyalarına sürüklüyor diziler. Onlara hayatın acımasız olduğunu göstermeyip dış dünya ile aralarındaki bağı koparmaya çalışıyorlar. Ve inanın ki yaşınız kaç olursa olsun bunu başarıyorlar. Bu yüzden ben televizyon izlemem. Onun yerine karakterleri, olayları istediğim gibi yorumlayıp, hayal dünyamda istediğim gibi canlandırıp yaşayabileceğim kitapları tercih ediyorum. Kitapta size karakterin yeşil gözlü olduğu söylense bile bunu göremediğiniz için onu mor gözlü canlandırabiliyorsunuz. Bu yüzden kitaplar her şeyden çok daha mükemmel bence.
Vestiyerden çantamı ve paltomu alıp dışarı çıktım. Soğuk hava bedenimi yalayıp geçti adeta, çünkü şubat ayında olmamıza rağmen paltomu üstüme giymemiştim. Soğuk havaları seviyordum. Cesaretsiz insanlar bu havalardan kaçardı.
abah beynimin içine kadar işlemiş olan alarmla gözümü açtım. Yine bir okul günü. Üstümdeki yorganı ayağımla iteliyerek yataktan doğruldum. . Sanırım okulumun 9'da başlaması beni soyutluyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Polen
Mystery / ThrillerEğer bir gün kendimi acı gerçeklerden sıyırıp hayatta güzel şeylerin de olabileceğine inanırsam belki de bu mazoşistlik son bulur. Bu zamana kadar kendi karanlık dünyam ve çıkmaz sokaklarım arasında kayboldum hep. Kendi acı dünyam beni mazoşistliğe...