9.Bölüm

357 22 4
                                    

Emre: Merhaba. 

Emre: Cevap verecek misin?

Ben: Cevap vermek istemiyorum artık. 

Ben: Ben senin istediğin zaman konuşabileceğin, istemediğin zaman konuşamayacağın birisi değilim. Benim de duygularım var, senin tarafından kırılmaktan bıktım. Her gün acaba mesaj atacak mı korkusuyla yaşamak istemiyorum. Artık seninle konuşmak istemiyorum. Artık beni üzmene izin vermek istemiyorum. Artık. Hayatımda. Seni. İstemiyorum! 

Hızla engelle tuşuna bastım. Daha sonra telefonu odada bulunan koltuğa fırlatıp kafamı yastığa gömdüm. Telefonunun titrediğini işittiğimde küfürlerimle beraber başımı yastıktan kaldırdım. Muhtemelen Emre arıyordu. Yine bir şeyler geveleyecekti. Korku yoktu, şu an ona karşı tek hissettiğim şey nefretti. 

''Ne var?'' diyerek açtım telefonu. 

''Senin dilin çok uzamış, dersini almamışsın sen.'' 

Güldüm.''Ne yaparsın? Yine beni kandırıp benimle çıkar, beni kullanır ve sonra da çöpe atarmışcasına ortada bırakır mısın?'' 

İç çektiğini işittim.''Sadece özledim, Eda.'' İçimde özlem duygusu oluşmalıydı, ama hiçbir şey yoktu. Kırıntıları bile yoktu artık. Rüzgar ufak bir esintisiyle beraber yok etmişti o kırıntılarıda.

''Özlemedin. Sadece yeni sevgilin sana postayı koydu. Sende yediremedin.'' Konuşmasına izin vermeden derin bir nefes alıp devam ettim.''Ne o? Ben oyuncak mıyım lan gözünde? Ne hakla, hangi yüzle bana mesaj atabiliyorsun, beni arayabiliyorsun hala? Şerefsiz piçin tekisin, duydun mu beni? Artık umrumda değilsin. Ne halin varsa gör.'' Telefonu yüzüne kapatırken ilk defa bu kadar rahatladığımı hissettim. Whatsapptan mesaj geldiğini fark edince girdim. 

Siyah: Mesaj atmamaya başladığın günün üzerinden 2 hafta geçti. Artık nedenini söyler misin? 

Umursamayarak konuşmadan çıktım. O cesareti hala kendimde göremiyorum, diyemedim. Nasıl diyebilirdim ki? Başından beri yardım istediğim kişi zaten oymuş. Bana öyle bir oyun oynamıştı ki, bunu kanacak kadar aptal olduğum için kendimden nefret etmiştim. Beni aptal yerine koymuştu. Onunla bir süre daha konuşmak istemiyordum. Ama öte yandan, sanki onun hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi bana mesaj atmaya, aramaya devam ediyordu. Doruk bu konuda yalan söylemiş olabilirdi. Onun o olduğunu düşünmemi istemiş olabilirdi. Mantıklı düşünmek gerekiyordu.

O bir daha aradığında, ona soracaktım. Artık kaçmanın bir anlamı yoktu. Grup konuşmasına girerken, bazı kişilerin çıkmış olduğunu fark ettim. 

*WHATSAPP KONUŞMA GRUBU-

Selinay: Allah herkesi sahibine bağışlamış ben atanamayan öğretmen gibi kaldım ortada. 

İrem: İki haftadır yağmurdan kaçmaya çalışıyorum. Bugün donuma kadar ıslandım. 

Selinay: Annemler neden depresyona girmiş anladım arkadaşlar. 

Kerim: Zaten söylemiştim Selinay, neden tekrarlamak zorunda bırakıyorsun beni? Hatalarını anlamışlar köşeye çekilip depresyona girmişler işte.

Muzaffer: Sevgilimle tartıştık. Kavganın ortasında, yağmur altında kızı öpeyim dedim kız bana osmanlı tokadı patlattı. Bunlar hep Amerika'nın oyunları.

Kerim: Şu sevgilini bir göremedik.

Selinay:*Piç smile*

Emirhan:*Piç smile*

Uykucu *ASKIDA*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin