13.Bölüm

211 20 15
                                    

Birkaç adım atıp önümüzde durdu. Sigarasını cebinden çıkarıp ağzına alırken, çakmağıyla yaktı ve içine derince çekti. Sonra gülümsemeye çalışıp,''Selam.'' dedi. Kaan'ı, normalde hiç görmemiştik. Sadece fotoğrafları kadarıyla onu görüyorduk ve o da bizi tanıyordu. Çünkü Büşra sürekli fotoğraflarımızı paylaşır veya ona atar, videolarımızı izletirdi. Eğlenerek çektiğimiz videoları hatırlayınca içim burkulsa da bir şey belli etmemeye çalıştım.''Kaan, sen misin?'' diye sordu Barış. Onu fazla görmemişti çünkü.

Kaan bir süre baktıktan sonra,''Sen Barış olmalısın.'' dedi.''Büşra senden az da olsa bahsetmişti.''

Olayın şoku hâlâ üzerimdeyken ellerimle oynuyordum. Yutkundum.''Buraya geleceğini düşünmemiştik.''

''Büşra mesajlarıma cevap vermeyince aradım. Ancak telefonu kapalıydı ki Büşra telefonunu haber vermeden asla kapatmaz, bu kadar uzun bir süre. Daha sonra babası aradı ve bana haber verdi. Benden buraya gelmemi istedi ve ben de dünden razı bir şekilde kabul ettim.''

''Nasıl yani, babası seni tanıyor mu?'' Bunu soran Barıştı, çünkü ben bu sorunun cevabını biliyordum. Yine de konuşmasını bekledim.

''Evet.'' dedi.''Ailelerimiz tanışıyor. Bu yüzden pek sıkıntı çekmedik.''

''Doktorla konuştuğunuzu gördüm.'' dedim konunun değişmesini istediğimi belirterek.''Ne oldu? Durumu nasıl?''

''Büşra'nın iyi olduğunu söylediler.'' dediğinde tuttuğum nefesimi geri verip rahatlamaya çalıştım.''Şükürler olsun.'' dedim kendi kendime, ister istemez.

''Olayı baştan anlatmanızı istiyorum.'' dedi. Başımı olumlu anlamda salladım.''Hastanenin yemek vs için ayırdığı bir yer var. Oraya inelim.''

''Olur.'' dediğinde fazla sevecen davrandığını fark ettim. Ama Kaan'ı tanıyordum. Arkası çok sağlam bir insandı ve bu insanı ister istemez korkutuyordu. İyi biriydi, eğlenceliydi ve Büşra'yı çok seviyordu. Ama bunların yanında kötü tarafının olduğunu da biliyorduk. Fazla değişken biri olduğundan, olanları düzgün bir şekilde anlatmam gerektiğini düşünüyordum. Kaan ve Barış önden ilerlerken, ileride ağlayarak bana doğru gelen İrem'i fark ettim. ''İrem-'' dememe kalmadan omzuma hızla çarpıp asansöre binerken, birkaç adım gerilemek zorunda kaldım.

''Barış, biraz gelsene.'' dedim ileride ki Barış'a. Barış, Kaan'a bir dakika bekle gibisinden bir şeyler söylerken yanıma geldi.''Ne oldu?'' diye sordu.

''Ne olacak, korktuğum şey başıma geldi.''

''Ne?'' Anlamsız bir şekilde bakarken boğazımı temizleyip ciddi halime büründüm.''İrem ağlıyordu. Sen Kaan'a olayı temiz bir şekilde, hatta beyaz yalanlarla anlat ki sorun çıkmasın. Ben aşağıya inip bizimkileri toplayacağım.''

Başını olumlu anlamda sallayıp arkasına döndü.''Bir şey daha.'' dediğimde bana yandan baktı.''Bugün için teşekkürler.'' Hafif bir tebessüm ederken, böyle söylememe şaşırmış gibi baktı. Sonra Kaan'a doğru ilerleyip gitmeleri gereken yere ilerlediler.

Ellerimi saçlarımın arasından geçirip geriye atarken,''Bazen bu durumdan çok sıkılıyorum.'' diye mırıldanarak aşağıya inmeye başladım. Asansörün kapıları açılırken telefonu açıp bizimkilere mesaj attım.

*WHATSAPP KONUŞMA GRUBU-

Ben: Hepiniz Hastanedeki parka geliyorsunuz. Hemen şimdi!

Cevap gelmezken, sinirli bir şekilde birkaç dakika bekledim. Mesajı görenlere girdiğimde, herkesin gördüğünü ama kimsenin takmadığını fark ettim. Sinirlerim daha da bozulurken tekrar yazdım.

Uykucu *ASKIDA*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin