1.Bölüm

1.1K 36 17
                                    

Annemin üzerimden zorla yorganı çekmesiyle yorganla beraber kendimi yerde bulmam bir oldu. Acı içinde inlerken annem yine gevelemeye başlamıştı.''Saat üç oldu hala uyanmadın. Bana başka çare bırakmadın kızım.'' Yorganı yerden alıp tekrar yatağıma koyduktan sonra odadan çıktı. Çıkmadan önce,''Seni alacak adama acıyorum.'' demeyi unutmadı tabiki.

Ah kıymetli anneciğim bilmiyordu ki ilerideki kocam bana,'Uyku mu ben mi?' diye sorsa uykuyu seçeceğimi. 

Pek arkadaşım yoktu. En kötü anımda uykuya sığınmıştım çünkü. Aptal değildim, sadece kime güvenip sorunlarımı anlatsam o kişi tarafından zamanla yarı yolda bırakılıyordum. Bir zamanlar en yakın arkadaşım olan, her şeyi paylaştığım biri vardı. Hatırlamak istemiyordum, hiçbir şey hatırlamak istemiyordum.

Tatilde yapabileceğim bir şey olmadığından ve arkadaşlarımın hepside farklı illerde olduğundan, geceleri uyumayıp sabahlıyordum. Film, dizi, anime üçlüsü benim vazgeçilmezlerimdendi. Vazgeçilmezlerimin başında uyku geliyordu tabiki.

Başımı çarpmanın etkisiyle tutarken zorlukla yatağa tutunup ayağa kalktım. Bozulmuş yatağıma geri oturup yarım saat boyunca yerdeki halıyı izledim. Saçlarım kabarıklığını yine gün yüzüne çıkarmıştı. Odamda bulunan küçük televizyondan yansımamı görebiliyordum. Saçlarımla beraber tüm bedenim simsiyah gözüküyordu. Açıkcası kendimden korkmuştum.

Elimi yastığın altına atıp telefonumu çıkardım. Saat daha yeni iki olmuştu. Annemin gözünde bu üç demekti sanırım. Sabah saat kaçta yattığımı hatırlamaya çalışıyordum. Sekiz buçuk muydu? Dün geceye dair fazla bir şey hatırlayamıyordum. Genellikle böyle olurdu. Daha dün geceyi hatırlayamazken benden çok önemli şeyler hatırlamamı istiyorlardı. Ancak hatırlamam gereken onca şey vardı ki, beynimin istifa etmesinden korkuyordum. Annemin sesi yine uzaktan duyuldu.''Kalkıyor musun yoksa ben mi kaldırayım?'' Anlaşılan yine sinirliydi.

''Bir dakika.'' diye bağırdıktan sonra bir elimle gözlerimi ovuşturdum. Diğer elimle telefon şifremi girip, okuldaki tek tük arkadaşlarımdan oluşan whatsapp konuşma grubuna girdim ve'Günaydın' yazdım. 

*WHATSAPP KONUŞMA GRUBU-

Ben: Günaydın.

İrem: Bir an hiç uyanmayacaksın sanmıştım.

Büşra: İsminin hakkını veriyorsun Eda.

Kerim: Biraz daha bekleselermiş uyku olarak doğacakmışsın be Eda. 

Muzaffer: Seni de gördük Kerim. Gece bayılma taktiğini yaptıktan sonra bana twerk yapan sen değilmişsin gibi konuşma.

Kerim: Her şey bir yanlış anlaşılma.

Ben: Tamam tamam susun. Kerim ve Muzaffer'in garip fantezilerini okumak istemiyorum.

Whatsapptakiler her zamanki gibilerdi. İrem çok sevecen bir kızdı. Haksızlığa gelemezdi ve çok güzeldi. Genellikle güzel kızlara karşı bir nefret beslesemde bu İrem'de hiç olmamıştı. Büşra bir senedir internetten aşk yaşıyordu ve bunu bende destekliyordum. Birbirlerine olan bağları beni çok etkiliyordu. Kerim'i fazla tanımıyordum. Muzaffer'in yakın bir arkadaşıydı ve Ankara'da yaşamasına rağmen tatillerde Muzaffer'in yanına geliyordu. Her işi şakaya vururdu. Muzaffer korku oyunları hastası bir çocuktu. Ve sanırım tek ortak yanımız buydu; oyunlar ve onu oynayan oyun kanalları. 

Selinay: Sizin yüzünüzden oyunda yandım. Şurada bir Piano Tiles oynayayım dedim ona da izin vermediniz. 

Her şey sandığımdan normaldi. Selinay benim 9 senelik arkadaşımdı. Sanırım o olaydan sonra bana destek çıkan tek tük insanlardan biriydi. Grubun resmini maymun ve beyaz kaplan koymuş olmalarına güldüm ve değiştirmek için galerime baktım. Komik bir şeyler bulup koyduktan sonra saate tekrar baktım. Ne çabuk 10 dakika geçmişti anlayamamıştım.

Uykucu *ASKIDA*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin