3.BÖLÜM "SIKIŞMIŞ RUH"

89 9 15
                                    

Oy verip, yorum yapmayı unutmayın.
Keyifli okumalar!

-Melanie Martinez, Soap
- Blackbear, idcf 

27 gün önce

Ruhum, sıkıştığı bedende artık rahat değildi. Özgür olmak istiyordu. Ruhumun özgür olması, bedenimin ölmesiydi. Kendimi öldürsem bile ruhum özgür olamayacaktı, biliyordum. Ruhum her zaman kötülüğün içinde olacak, oradan çıkamayacaktı. Kötülüğün içindeyim. Hayır, ben kötülüğün ta kendisiydim. Asla da iyi olamayacaktım. 

Dört tarafı ayna olan dans odasında, bale yapıyordum. Tek özgür hissettiğim şeyi... Sol bacağımı yukarı kaldırdım. Sağ kolumu, sol bacağım ile orantılı bir şekilde aşağıya doğru hayali bir çizgi çizerek indirdim. Gözlerimi kapattım. Şimdi karşımda aynadaki yansımam yoktu, hep hayal ettiğim sahne vardı. Büyük ihtişamlı sahne karanlığa gömülüydü. Ben ise o karanlığın içinde parlayan bir kar tanesiydim. Kar tanesi, yıldız...

Müzik sesi beni rahatlatıyordu. Parmak uçlarımda yükseldim. Çıplak parmaklarım soğuk yere temas etti. Tırnaklarımın zemine iğne gibi battığını hissettim. Sol elimi başımın biraz üstüne koyup, ince bir ip gibi gözükmesini sağladım. Sağ bacağımı kırarak, yere doğru eğildim. Bedenim hafif bir tüy gibiydi. Ben onu yönetiyorum, bedenim ise bana uyuyordu. Bu ortaklığımızın sonucu; ahenkli bir şekilde dans etmekti.

Kendi etrafımda bir tur dönerek, bedenimi öne doğru ittirdim ve bir bacağımı geriye doğru ittim. Bu hareketi sıkılmadan her zaman yapabilirdim. Alnımdan bir ter damlası düşerek yere çakıldı.
Bacağımı ileri doğru atarak, tek bacağımın üzerinde durdum. Kollarımı başımın üstüne koyarak, ayaklarımı birbirine değdirdim ve yükselerek bir kez daha hızla kendi etrafımda döndüm. Bu hareketi yapmam ile gevşek yaptığım topuz halinde olan kahverengi saçlarım açıldı. Omuzlarımdan aşağıya yılan gibi süzülerek sırtıma doğru süzüldü.

Müziğin bitmesi ile gözlerimi açıp aynadaki yansımama baktım. Buradan bile belli olan mor göz altlarıma, elmacık kemiklerimin belli olmasına, yüzümde renk olmamasına, kahverengi gözlerimin artık boş boş baktığına, gözlerimin "diğer kızların" gözleri gibi ışıl ışıl olmadığına baktım. Büstiyerin açık bıraktığı ince belime, siyah taytın sardığı bacaklarıma acıyarak baktım. Bunlar kötü bir şey değil mi? Bu kadar ince olmak. Annem için kötü değil, belki daha da zayıf olmamı bile istiyor olabilirdi.

Tek özgür olduğum anda bile bunları konuşmam kötüydü. Çok kötüydü... Aynadan kendime bakarak, "Her ne olursa asla baleyi bırakmayacağım. Her ne olursa..." diye fısıldadım. Bu fısıldamam ile gözümden bir yaş geldi ve yere yalanlar ile birlikte düştü. Sanki bu yaş; yalan söylediğimi ve baleyi yapamayacağımı söylüyormuş gibi düştü.

Kafamı sallayıp, zihnimdeki yersiz olan düşünceleri kovmaya çalıştım. Sadece çalıştım, biliyordum düşüncelerim halının altına süpürdüğümüz tozlar gibiydi. Etraf temiz görünüyordu ama altındaki kirlilikten kimsenin haberi yoktu. Zihnimde böyleydi. Düşünceler saklanıyor, benim en güçsüz olduğum zamanları saklandığı kuytu köşeden çıkıyor ve silahını bana doğrultup, beni etkisiz hale getiriyordu.

Kenarda duran havlumu ve su mataramı alıp, odadan çıktım. Ev yine olduğu gibi sessizdi. Alt kata inerek odama girdim. Telefonumdan saate baktım. Dersime 2 saat vardı. Banyoya girerek, küvetin dolması için suyu açtım. Zamanımın varken biraz rahatlayabilirdim değil mi?

MEVTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin