Ahlaksız Adam

3.9K 75 1
                                    

Güneş yeni yeni doğup altın sarısı ışıklarını yüzüne vuruyordu zaman kavramını kaybetmiş bir gencin.
-Amına koyum yine mi sabah ya?
Diyerek uyandı.İki gündür aldığı methden dolayı uyuyamıyordu.Bu gece acısını çıkarmıştı, yada öyle sanıyordu çünkü yatakta tek değildi.Kollarının altındaki kadına bi öpücük daha kondurup üzerini giyinmeye gitmek için kalktı.Kolları kan içindeydi.Sebebi çok basit kendisi bir sadomazoşistti.Acıdan haz alıyordu.Tam kapıdan çıkarken ince bir ses duydu:
-Jilet atmak , canını acıtmıyor mu?
Duraksadı , ve her zamanki gülümsemesi belirdi yüzünde:
-Genelde canım acıyor , o yüzden pek farketmiyor...
Kemerini tam kapatmış kazağına uzanıyordu ki arkadan belini dolayan bir çift el belirdi.Bu sahneden nefret ediyordu.Kendini bir adım ileri çekip kazağı başınan geçirdi.Kızın suratı asılmıştı.Genç kapıya doğru yöneldiğinde ince ses tekrar duyurdu kendini:
-Seni seviyorum.
Başını çevirdi.Kız kendisine masum bakışlarla büyülenmişti sanki.Kıza öylece bir şey demeden gidemezdi.Kapıyı açtı ve kıza döndü.Ve o güzel aşk sözcükleri çıkıverdi ağzından:
-Çok teşekkürler bayan.
Kapıyı kapatıp kahkahalarla indi merdivenden.Kapşonu kafasına geçirip bina kapısından çıktı hala gülüyordu.Bir titreme hissetti elini cebine attı telefona cevap verdi:
-Alo.
Kederle yüklü bir ses ona cevap verdi:
-Alo , acil görüşmemiz lazım.
-Sebep?
-Çok...Çok özledim.
-Çocukluğu ne zaman bırakacaksın?
-Bu çocukluk değil.Seviyorum seni.
-Bende , bende herkesi seviyorum , herkese aşığım.Daha sonra tamam mı? İyi günler.
-Ama...
kız konuşamadan "dııt dııt" sesleri duyuluyordu, küfürlerle geçen bir hayatı sansürlemeye çalışıyor gibi.
Eve gitmesi lazımdı.Otobüs durağına gitti bir sigara yakmak için elini montunun iç cebine attı.Ve mırıldandı:
-Hassiktir ya.
Paketi unutmuştu.Durağın yanındaki büfeye girdi.Bir mentollu sigara alıp çıktı.Dudaklarının arasına koyduğu sigarayı ateşleyip dumanları ciğerine bastı.Sanki her dumanla yeniden diriliyordu, insanlardan sakladığı dertleri her dumanda biraz daha azalıyor omzundaki yük hafifliyordu.Otobüs geldi her zamanki gibi izmariti ayakkabısının altında söndürüp attı.Elini cebine attı fakat paso yoktu.Mırıldanarak duraktan ayrıldı:
-Hay sikeyim ya ! Bu kadar sikik bir günü yaşamak zorunda mıyım?
Eve yürüyerek gitme kararı aldı.Tahminen bir buçuk saat yürüyecekti.
Yolda giderken gözüne mavi bir tabela çarptı.Yine o piç gülüşü belirmişti yüzünde.
Çıktığında elinde iki tane shot bira vardı.İnsanların o eleştiri yüklü gözleri üzerindeydi.İnadına birayı kafasına dikiyordu.(O menapoza girmiş teyzelerimizin tepkisini tahmin ediyorsunuzdur)
Evin önüne geldi.Zili çaldı ses yoktu.Tekrar denedi.2,3,4...Evde kimse yoktu kapının önüne oturup yine küfrederek mırıldanıyordu.Başı çatlıyordu.Telefon yine çalıyordu.Sinirle çıkartıp cevap verdi:
-Ne var ulan amına koduğum ne var !?
Cevap verdi karşıdaki.Bir kaç saniye sonra gözleri donmuş bir şekilde karşıya bakıyordu.Telefon ellerinin arasından merdivenlere doğru süzüldü...

Ahlaksız AdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin