3.kişi ağzından:
Jisung bulduğu yeni işle havalara uçmuş ve arkadaşlarını bara davet etmişti. Bu gece sahne alacaktı.
Geçen süre boyunca Minho'dan istemsizce uzaklaşmıştı. Çünkü genç adam sürekli yanında gezen kızla ilişkisini bir sonraki seviyeye taşımış, sevgili olmuşlardı.
Mutlu görünüyorlardı. Bu yüzden Jisung aradan çekilme kararı almış, Kai'a nasıl davranıyorsa öyle davranmaya başlamıştı. Zor olduğunu düşündüğü zamansa biraz uzaklaşmıştı büyük olandan.
Minho, her ne kadar dışarıdan dünya yansa umrumda değil benim kızım arkadaşım var, havası çizsede Jisung ile olan ilişkisinin gün geçtikçe kötüye gittiğini hissediyor ve biliyordu. Ama tam olarak ne yaptığını çözemiyordu bir türlü.
Bu yüzden genç adam onu bara çağırınca çok sevinmiş, aralarının iyileşeceğini düşünmüştü.
Haftalar önce o ve Felix'i konuşurken görmüş, geçip gidecek iken Jisung'un birinden hoşlandığını duymuştu ve moral bozukluğunu buna bağlamıştı.
Şimdi ise Jisung, mesajla söyleyeceği şarkıyı sevdiği insan için söyleyeceğini yazmıştı.
Sevinmişti onun için, en azından bir şeyleri netleştirmiş, diye düşündü.
Akşam olunca en sevdiği ceketini üzerine geçirip çıktı dışarı. Kısa sürede bara varınca sahnenin daha yeni hazırlandığını görüp rahatladı. Hala Jisung ile konuşabilirdi.
Jisung'tan:
Son tırnağıma da sürdüğüm siyah ojeyi kuruması için üflerken Minho içeri girdi. Daha 1 saat var niye geldi şimdiden bu?
-Biraz erken gelmişsin sanki?
-Seninle konuşmak istedim.
-1 saat boyunca mı?
-Dinlicek misin?
Bir kaç saniye gözlerine baktım. Daha sonra kafa sallayıp koltuğu gösterdim. Ben de makyaj sandalyeme oturunca, bir aramızdaki farka bir de bana baktı ama kafasını sallayıp söyleceklerini sıralamaya başladı.
-Beni hiç kesmeden dinlemeni istiyorum bunu ezberlemek için çok çalıştım.
Kaşlarımı çatıp geriye yaslandığımda derin bir nefes alıp sonunda konuşmaya başlamıştı.
-Seninle özel bir arkadaşlığımızın olduğunu düşünüyordum. Gerçi hala öyle düşünüyorum, biz en başından beri çok yakındık, biliyorsun. Ama şu son birkaç hafta bana cidden bir hiç gibi davrandın, yoldan geçen herhangi biri gibi... Ne yaptığımı hala anlamış değilim ama cidden özür dilerim. Seni kaybetmek istemiyorum. Benim için cidden çok değerlisin, beni buraya davet ettiğin için teşekkürler, ama eğer kendini zorunlu hissediyorsan cidden gidebilirim, nasıl rahat hissedeceksen öyle olalım.
Derin bir nefes alıp gözlerime baktı. Kafamı çevirip göz teması kurmaktan kaçındığım zaman ayağa kalktığını hissettim. Gitme dememi mi beklemişti. Kapıya doğru ilerlediği zaman kendime sövmeye başladım.
Kalksana gerizekalı gidiyor adam.
-Ben, bugün sevdiğim insana açılacağım, yanımda olmanı isterim.
Son andan kurduğum cümleyle bana bakmış ve gülümseyip sarılmıştı.
-Seni bu kadar üzdüğümü bilmiyordum, özür dilerim.
-Hayır, ben özür dilerim. Bu konuşmayı daha önce yapmadığım için.
Biraz öylece kaldık. Anlaşılan ikimizinde buna ihtiyacı vardı. Az sonra kapı çaldığında ayrıldık. Sahneye çıkma zamanım gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkı Harcamanın 80 Yolu
Fanfic1) Ölümüne sevenler durmadan denerler inatla kaybederler 2) Yapış yapış sevenler mesafeler girince nedense vazgeçerler 3) Platonik sevenler hüzünlü şarkılar sever hayatta kaybederler 4) Sevmeden sevenler seviyormuş gibiler daha çok küçükler ...