Chapter 13 - Hayal Kırıklığı İle Bakan O Gözler

307 40 21
                                    

3.kişi ağzından:

Genç adam birkaç şarkı daha söyledikten sonra yarım saatlik bir mola verdiğini söyledi onu dinleyenlere.

Sahneden inerken kalabalığın arasından ona yaklaşan siyah saçlı çocuğu gördü. Derin bir nefes alıp sanatçılara özel tuvalate yürüdü, burada konuşabilirlerdi.

Çok geçmeden siyah saçlı genç girdi içeri ve kapıyı kilitledi. Yüzleşmesi gereken gerçekler vardı, ikisinin de.

-Bu da ne demek?

-Ne anladıysan o.

-Ne anladıysam o, mu? Yo hayır, ben yanlış anlamışımdır, ilanı aşk yapacağını söylemiştin. Ve o kişi benim öyle mi?

Yavaşça kafa salladı ojeli genç. Şaşkınlığını anlayabilirdi ama kendini ezdiremezdi.

-Senden karşılık falan beklediğim için yapmadım bunu. Zaten mutlu bir ilişkin var, sadece böyle yaparsam daha rahat unutacağımı düşündüm. Üzgünüm.

-Üzgün müsün? Biliyor musun ben daha üzgünüm. Düşünsene en yakın arkadaşın sana aşık. Ne zamandan beri?

-Kriz anımda yanımda olduğundan beri.

-Ne! Peki, bunu bana neden şimdi söylüyorsun? Bu zamana kadar içinde tuttuysan şimdi de tutamaz mıydın?

-Ne demek tutamaz mıydım? Sen ciddi misin be-

-Ama yok. Chan de anlatmıştı ilk aşkını biraz. Her kötü gününde yanında olana tutuluyor musun böyle Jisung?

-Bilmediğin şeyler hakkında konuşma. Konuyu dağıtıyorsun şu an.

-Konu zaten bu! Ne bundan sonra kim var? Bu sefer de Taehyun'a mı gideceksin? Sonuçta o da seni köpekten kurtardı değil mi? Gerçi ikinci erkek olmak sana pek sıkıntı gibi gelmez değil mi? Sonuç-

Genç adam yüzüne inen sert tokatla başı yanına düştü. Biraz o durumda kaldıktan sonra başını tekrar kaldırdı ve karşısında ki ağlayan çocuğa baktı. Neler demişti öyle?

-İnsanları yargılamak kolay değil mi? Sevgilisi olan bir insanla sevgili oldum diye yargılamak kolay değil mi? Ama işin aslı ne biliyor musun? Aldatılan taraf bendim. O kadın benden sonra geldiği halde, bana zorbalık yaptığı halde, beni kendime düşman ettiği halde, krizler geçirmeme sebep olduğu halde, beni sevenleri benden uzaklaştırdığı halde suçlu yine ben oldum!

Ojeli çocuğun sesi giderek yükseliyordu. Bu sırada arkadaşları endişelenmiş ve yanlarına gelmişlerdi ama Chan onları yanlız bırakmalarını söyleyince geri gitmek zorunda kalmışlardı.

Siyah saçlı çocuk karşısındaki çocuğun gözlerindeki yansımasına baktı. İlk buluşmaların da bu gözlerin asla ağlamamasını istediğini hatırladı, şimdi ise kendi yapmıştı bunu genç adama.

-Doğru, ilgiye aç biriyim çünkü kendi ailemle bile doğru düzgün zaman geçirmedim. Evet, hastalıklı bir insanım. Ama ne var biliyor musun, sen bana bunları diyecek kadar aşağılık bir insansın. Ve bu, hastalıklı olmaktan daha kötü bir şey.

Ojeli çocuk gözünden düşen yaşları elinin tersiyle sildi ve kapıya yürüyüp kilidi açtı. Tam çıkacaktı ki, son kez arkasını dönüp karşısındaki çocuğa baktı.

Onun da kendisine baktığını gördüğü zaman buruk bir gülümsemeyle son cümlelerini söyledi ona karşı.

-Son olarak, ne var biliyor musun? Sen bana bunları dediğin için özür dilemene bile gerek kalmayacak. Çünkü ben, kendimden senin gibi bir insana aşık olduğum için defalarca özür dileyeceğim.

İşte tan o sırada konuşmak istedi büyük olan. Gitme, demek istedi. Özür dilerim, demek istedi. Ama az önce susmayan ağzı sanki yemin etmiş gibi şu an açılmıyordu..

Arkasına bakmadan, peşinden bağıran grubuna aldırış etmeden son hızda ayrıldı mekandan ve küçükken gittiği yıkık köprüye doğru koşmaya başladı.

Bu sırada ise siyah saçlı çocuk arkadaşlarının yanına döndü. Sanki az önceki kavga ruhunu söküp almış gibi hissediyordu.

-Sizin haberiniz var mıydı?

-Hım? Neyden?

-Chan. Jisung'un benden hoşlandığını dair bir bilginiz var mıydı?

Masada bir sessizlik olurken bütün gençler birbirine bakıyordu. En sonunda sessizlikten sıkılan Seungmin sinirle ayağa kalkıp konuşmaya başlamıştı.

Bu çocuk hep salak mıydı?

-Sen aptal mısın? Aramızda ki en safımız Kai, o bile tek bakışından anlamıştı Jisung'un senden hoşlandığını! Ve Tanrı aşkına, tabii ki biliyorduk. Sana neden demedik biliyor musun? Çünkü az önce buradan ağlayarak çıkarttığın çocuk, bunu bildiğimizi öğrendiğin zaman bize olan güveninin sarsılacağını söyledi. Ama biliyor musun, şu an sikik güvenin umrumda bile değil. Dua et, o çocuk senin yüzünden krize girmesin, yoksa bu sefer seni elimden kimse alamaz. Piç herif.

Bütün siniriyle içindekileri dökmüş ve masadaki şaşkın bakışları umursamadan, nereye gittiğini çok iyi bildiği arkadaşının peşinden gitmeye başladı.

Yine geride kalan Minho ise bir günde aldığı büyük itiraflarla gözlerini yere odaklamış bütün bu olanları düşünüyordu.

Ne kadar çocukca tepkiler vermişti öyle. Şimdi ise karşısındaki hayal kırıklığı ile bakan o gözleri unutamıyordu.

Şimdi ne halt yiyecekti?

_______________________
Ne bok dediysen onları yicen aşkom.

Kendi kendime dedim ki geçen, bunları bir anda sevgili yapamam, sonuçta Minhoaşkımın sevgilisi var. O zmn şöyle yapayım, Jisung uğraşsın uğraşsın sonra Minhoaşkım da bir şeyler fark etsin

Ama sonra dedim ki

Bunlar çok mutlu oldu biraz acı çeksinler 🤗

Sonra bu bölüm ortaya çıktı 🤗

Lütfen bana sövmeyin 🤗

Changlix'im ne zaman olacak ya?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Changlix'im ne zaman olacak ya?

O değilde
Ben neden Felix'i hem Changbin hem Chan hem Hyunjin hem de Jisung'la shipliyorum?

Aşkı Harcamanın 80 YoluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin