Chapter 5 - Evlilik Teklifi

410 52 36
                                    

Jisung'tan:

  Dün Jeonginin Hyunjin hyundan hoşladındığını öğrenmemin üzerine bugün grup halinde okula gidiyorduk. Aramızdaki tek fazlalık Hyunjin hyungun yanında ki kız ve Minho'mun o kıza bakışları. Yapma be Minho'm. Gelecekteki çocuklarımızdan utan be! Tamam saçmaladım kabul ediyorum.

   Jeongin ilk başta kızla tanışmak bile istememiş ama Hyunjin zorla ellerini sıktırınca tanışmıştı. Okul binasından içeri girince bütün kızların müdürün odasının önünde toplandığını gördük.

   Umarsamadan geçip gidecektik ki içeriden 5 tane maşallah taş gibi erkek çıktı. Maşallah maşallah.

-BEOMGYU!

-JEONGİN!

   Jeongin ile adının az önce Beomgyu olduğunu öğrendiğim çocuk sarılmaya başlayınca herkes sesini kesmiş onları izliyordu. Bir tane çocuk Jeongini kesecekmiş gibi bakıyordu o ayrı.

-Hyunglar ve diğerleri bu Beomgyu. İnanamıyorum hala öyle mi tanıtıyorsun?

-Hyunglar ve diğerleri bu Jeongin. İnanamıyorum hala öyle mi tanıtıyorsun?

   Aynı şeyleri söyledikten sonra birbirlerine bakıp tabiri caizse anırmaya başladılar. Onları biraz izledikten sonra Minho'ma doğru eğildim ve fısıldayarak konuşmaya başladım.

-Bunlar manyak manyak gel kaçalım buralardan. Minho hyung bana odaklan. HYUNG!

-Ha?

-Yok bir şey hyung.

  Sonunda kızdan gözlerini çekip bana döndüğünde sinirlenmiştim. Ne baktın be!

-Selam yeni gelenler ve Beomgyu! Adım Jisung, Han Jisung! Bu da Seungmin ve Chan hyungumuz. Bu da Changbin hyung. Şu gereksiz de Felix.

-Selam adım Soobin. Bu Yeonjun aşkım bunlar da Taehyun, yavrum gözlerimi öyle yapma kalacaksın bir gün öyle, bu da bebeğimiz Kai.

Okul zili çalana kadar sohbet ettik. Gerçi Taehyun Beomgyu'yu kesmekten, Minho'm ve Hyunjin hyung da kıza bakmaktan pek konuşamadı ama olsun. Herkes kendi sınıflarına ayrılınca Taehyun ile aynı sınıfta olduğumu fark ettim. Sen şimdi naneyi yemedin mi?

-Pşt pşt Taehyun Taehyun! Buraya otur gel!

   Elimle yanımı patpatladığımda minik bir tebessümle yanıma oturdu. Şimdi acaba sorsam mı yoksa çok mu erken?

-Arkadaşlar Bay Kim gelemiyor eşi hastalanmış. Boşsunuz.

   TAM ZAMANI!

-Eee Taehyun, Beomgyu ile aranız nasıl?

   İçtiği su boğazına kaçınca gülmemeyi deneyip sırtına vurmaya başladım. Yaaa işte böyle anlarlar aslan parçası. Yedin gözlerinle çocuğu.

-Ne alakası var? Arkadaşız biz işte.

-He yar. Dökül bir insanı gözünden tanırım. Dökül. Korkma, hadi ya!

-Of peki, Beomgyu ile 5 yıldır arkadaşız ve 3 yıldır da sevgiliyiz. Ve ister istemez kıskandım çünkü bana hiç ondan bahsetmemişti, şey Jeongin'den. İşte durum böyle olunca da sanırım anladın.

-Yok ben gayleri gözünden tanıyorum direk. Madem sen anlattın ben de kısaca anlatayım. Minho'dan hoşlanıyorum ama sanırım o kızlardan hoşlanıyor. Hmm onun dışında okulda homofobik yok denecek kadar az çünkü okulun müdürü ve öğretmenleri de eşcinsel. Ah ve sanırım Soobin ve Yeonjun hyungun arasında da bir şey var?

-Yani orası biraz karışık. Anlatmam pek doğru olmaz. Ama onlara sorabilirsin. Bu konularda maşallah baya açıklar.

-Maşallah maşallah.

   Zil çalana kadar Taehyun ile sohbet ettik. Çok tatlı çocuk. Allah Beomgyu'ya bağışlasın. Amin amin

   Beomgyu ve Jeongin sınıfa girince son kez Taehyun'a bakıp Jeongin'e döndüm ve kolundan tutup bahçeye çıkardım. İki sevgili biraz vakit geçirsinler değil mi? Darısı başına Jisung. Amin amin.

-Jisung sana bir şey söylemem lazım.

-Söyle canem.

-Hyunjin'in yanında ki kızın saçları çok güzel değil mi? Böyle tam elime dolamalık.

-NE PUHAHAHAA. Jeongin ne yaşıyorsun olum? Bu nasıl fantezi ya? Saçmalama hadi kantine gidelim acıktım!

-Üf tamam yürü benden.

-KRAL BEE

   Konuşa konuşa kantine indiğimiz de gördüğüm manzarayla Jeongin'in gözlerini kapattım. Hain Hyunjin.

-Jisung ne yapıyorsun abi? Çek elini çikolatalı süt alalım hadi. Canım çekti. Jisung. Jisung elini çek. HAN JİSUNG ELİNİ HEMEN ŞİM-bu ne lan?

   Hadi bakalım. Kıyamet yakındır dostlar. Hakkınızı helal edin. Nasıl bilirdiniz iyi bilirdiniz. Jeongin yavaşça bir bana bir o tarafa baktı.

-Benimki beterse seninki de beter. Bak şuraya.

    Parmağıyla gösterdiği yere bakınca, bakmaz olaydım. Birkaç kız BENİM MİNHO'MA BAKIN BENİM yemek yediriyorlardı. Bu adamın eli yok mu? Sen el niyetine mi dünyaya geldin? Uşak mısın sen? Ne sanıyorsun kendini? Yok arkadaş bu böyle olmaz.

-MİNHO HYUNG!

-Lan Jisung ne yapıyorsun? Nereye? Kime diyorum aloo

    Jeongin aşkım beni affet ama şu an kıskanç tarafım ağır basmış durumda. Btüün kantinin şaşkın bakışları içinde Minho hyumguma doğru ilerledim. BENİM Minho hyunguma.

-Müdür seni çağırıyor. Gelsene biraz.

-Müdür mü? Pekala özür dilerim kızlar. Sonra görüşürüz.

   Sinri girişiriz. Peh! Göz devirip önden yürümeye başladım. Ayağı varsa gelirdi değil mi? Kantinden çıkıp müdürün odasına doğru ilerledik. Şimdi bir şey bulmam gerek işte!

-Minho hyung müdür, diğer katta beklediğini söylemişti.

    Jisung ne diyorsun amk. Diğer kat daha tadilatta.

-İyi de Jisung orası tadilat aşamasında değil mi şu an?

   Al işte. Zeki adam vesselam.

-Stüdyo falan diyordu bilmiyorum.

-Stüdyo mu? E hadi yürü bari.

   Götüm terledi. Ve bu kesinlikle ironi değil. Bildiğiniz götümden ter akıyor şu an. Saçma bir odaya girdiğimiz de bir süre etrafına bakındı daha sonra tam bana döndü konuşacaktı ki kapı kapandı. Oh ben de bir şey sandım. Kapı kapanmış. Kapı, kapanmış. LAN!

-Ya hassiktir ya. İçeride kaldık. Nasıl çıkıcaz şimdi buradan? Hani müdür gelecekti Jisung? Sen bana yalan mı söyledin?

-A haaayır. Ben ne bileyim burasını dedi. Gelmemesi benim suçum mu?

-Haklısın özür dilerim.

  Hayır ben özür dilerim. Ama benim suçum ne ki girmeseydi kızların dibine.

-Taehyun ile çok iyi anlaşmışsınız. Dipdibeydiniz.

   Aman Tanrım kıskanılıyor muyum şu an? Bu bir evlilik teklifi mi? EVET EVET EVET!

-Yani tatlı çocuk. Muhabbeti de çok zevkli. Sıkılmadan konuşursun. Maşallah hoş çocuk bir de.

-Ben hoş değil miyim?

-Ne?

-Diyorum ki, herkese çok çabuk ısınıyorsun sanki.

-Size de kolay ısındım? Ne bu tavır?

-Hiç. Okuldan sonra eğer buradan çıkarsak evime gelir misin?

-Afedersin ne?

Aşkı Harcamanın 80 YoluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin