02:00

68 9 0
                                    

--

2. Bölüm


Tekrar tekrar..

Her şey aynıydı.

Ev üstüne üstüne geliyordu.

Okul gömleğinin kravatını yalan yanlış bağladı hızlıca. Olmadığını biliyordu. Ama ne yapabilirdi ki? Akşama kadar denese de doğru düzgün bağlayamayacaktı sonuçta.

Çantasını alarak mutfağa ilerlemişti.

Pek alışveriş yapmazdı. Yemek seçmezdi. Kuru şeylerle veya hazır ramenle geçiştirirdi çoğu öğününü.

Mutfak onun en huzursuz olduğu alanlardandı. Olayın büyük bir kısmı burada gerçekleşmişti.

İç çekerek kafasına doluşan görüntüleri hızlıca sildi ve paketten kızarmış ekmeklerden birini alarak ağzına attı.

Yolda yemeği tercih ederek, evde daha fazla duramamıştı, koşar adımlarla çıktı.

Okula gidiyordu, evet. Fakat bu oraya bayıldığı için değildi.

Oradan nefret ediyordu.

Fakat evden çıkması için tek seçeneği okuldu.

O çöplük bile evin yanında bir kaçma seçeneğiydi onun için.

Müzik pek dinlemezdi Jimin, bunun için tahammülü yoktu. Sadece, bazen evde gürültü olsun, yalnız hissetmemek için kullandığı bir araçtı, diğer her şey gibi.

Dışarıdaki insanların sesini duymayı daha çok seviyordu. Üstüne çökmüş o yalnızlığı yok ediyordu.

"Ay, bu o çocuk değil mi? Yazık.."

"Kıyamam olan buna oldu, başını yediler çocuğun."

Her zaman güzel şeyler duymuyordu tabii. Evet, insanlar kötü şeyler söylemiyordu.. Ama Jimin hiç konuşmasınlar istiyordu. Hatırlatmasınlar istiyordu.

Okulun önüne geldiğinde, kendisi hakkındaki konuşmalar eşliğinde ilerlemişti bahçeye.

İnsanların seslerini seviyordu. Ama keşke, kendisi hakkında konuşmasalardı, işte belki o zaman, Jimin biraz olsun rahatlayabilirdi.

Jimin, konuşmayı da çok severdi. Önceden.. Hatta şimdi bile az da olsa seviyordu.

Fakat çoğu kişi onun konuşmasına sabredemiyordu.

Konuşmasının sonunu bekleyemiyorlerdı.

Oysa ki Jimin tüm gücüyle kuruyordu o cümleleri.. Tırnaklarını avuçlarına batırarak söylüyordu kelimelerini.

Yüzüne karşı pek bir şey demeseler de, o bakışları görmekten çok korkuyordu Jimin.

O acıyan, sabırsız bakışları görmektense, ömür boyu yere bakabilirdi.

Sınıfından içeri girmiş, alışık olduğu yere oturmuştu.

Hep böyleydi.

Sınıf arkadaşları onunla konuşmazdı.

Öğretmenler pek uğraşmazdı. Soru sormazlardı, çünkü cevap için birkaç dakika fazla harcamaları gerekiyordu.

Ame | Park JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin